26 Kasım 2021 22:32
/
Güncelleme: 27 Kasım 2021 03:31

"Kitap üretmenin koşulları kalmadı"

Yayınevleri kur artışıyla yaşanan kağıt krizini Evrensel'e anlattı. Yayınevleri sektörün içinde bulunduğu durumu "Kitap üretmenin koşulları kalmadı" diyerek özetledi

"Kitap üretmenin koşulları kalmadı"

Diyarbakır'da bir kitapçı

Fotoğraf: MA

İsmail AFACAN
İstanbul

Döviz kurlarının yükselişi, uzun süredir ekonomik sorunlarla boğuşan yayınevlerini üretim yapamaz hale getirdi. Kur artışıyla birlikte kağıtta dışa bağımlı olan sektörün üretim maliyetleri her geçen gün katlanıyor. Son bir sene içerisinde maliyetler yüzde 60-70 oranında artmış durumda. Yayınevleri önümüzdeki yıl kağıt tedarikinde sorunlar yaşanacağını öngörüyor. Acil önemler alınmazsa bu durum kültür hayatımız açısından felaket demek.

Yayıncılar Kooperatifi Başkanı Elif Akkaya, İmge Kitabevi Yayınları ve Kor Kitap Genel Yayın Yönetmeni Onur Öztürk yaşanan krizi gazetemize değerlendirdi. Yayınevleri sektörün içinde bulunduğu durumu şu sözlerle özetledi: Kitap üretmenin koşulları kalmadı.

"KAĞIT ÜRETİMİ KONUSUNDA ADIMLAR ATILMALI"

Yayıncılar Kooperatifi Başkanı Elif Akkaya: Birçok sektör yurt dışından ithal edilen ham madde ile üretim yapıyor. Biz yayıncılar da öyleyiz. Kağıt burada ana ham madde. Ama matbaa sürecindeki tüm ürünler de aynı durumda. Matbaalar ikinci kez zam yapmak zorunda kaldı son 6 ay içinde. Yurt dışı telif ödemeleri de döviz kurlarına bağlı olarak şu anda sürekli artıyor. Bu artışlar ya daha az üretmeyi ya da daha pahalı bir üretim maliyetine neden oluyor. Sonuçta bu ne demek: Kitap satış fiyatlarında astronomik artış anlamını taşıyor.  Zaten pandemi nedeniyle dağıtım ağları daralmış, kitabevleri kapatmaya kadar gitmiş, üretim azalmış ve hâlâ etkileri yakıcı şekilde kendini hissettirirken şimdi de üretememe durumuna geldik.

Yayıncılar Kooperatifi olarak çok kaygılıyız. Kültürel alanın devamlılığı basılı eserlerin üretilmesine bağlıdır. Biz, basılı eserleri, kitap, dergi ve gazeteleri temel ihtiyaçlarımızdan biri olarak görüyoruz. Siyasi iktidarın acilen önlem alması gerekiyor. Temel ihtiyaçların ham maddeleri sübvanse edilmek zorunda. Aksi takdirde yayıncılık sektörünü büyük yıkımlar bekliyor. Üretemeyecek öncelikle, ürettiği ve şu anda satış yaptığı kitapların getirisi yeniden o kitabı yayımlamaya yetmeyecek. Üretse de satamayacak çünkü bu ekonomik kriz okurun satın alma gücünü de muazzam ölçüde etkiliyor.

Bu işin olur tarafı kalmadı. Yayıncılar Kooperatifi olarak “Türk lirası değer, yayıncılık kan kaybediyor” demiştik geçen hafta ve acilen 4 maddede alınacak önlemleri sıralamıştık. Bunları yeniden hatırlatmakta fayda var ve şunu da eklemek zorundayız bu maddelere; acilen ham maddenin yeniden Türkiye’de üretimi konusunda adımlar atılmalı:

  • Dövizin yükselmesine neden olan iktisadi politikalardan acilen geri dönülmeli.
  • Kültür hayatımızın devamlılığını sağlamak üzere kağıt ithalini devlet eliyle yapmak dahil çok çeşitli sübvanse kanalları oluşturulmalı.
  • Bugün kağıt ithalinde uygulanan; kitap kağıdında yüzde 8, Bristol’de yüzde 18 KDV uygulaması acilen sıfırlanmalı.
  • Kağıt ithalinde Gümrük Birliği’nden kaynaklanan imtiyazlar AB dışındaki ülkelerden yapılan ithalata da uygulanmalı.

"MALİYETLER YÜZDE 60-70 ORANINDA ARTMIŞ DURUMDA"

Kor Kitap Genel Yayın Yönetmeni Onur Öztürk: Türkiye’de yayıncılık neredeyse tüm üretim maliyetlerinde dövizin belirleyici olduğu bir sektör; dolayısıyla her türlü kur artışında hızla ve doğrudan etkileniyor. Dövizin çok kısa bir sürede bu kadar yükselmesi kağıt krizini iyice derinleştirdi, önümüzdeki yıl içerisinde kağıt tedarikinde dahi sorun yaşayacağımızı öngörüyoruz ki bu yayıncılık ve ülkedeki kültürel çeşitlilik için felaket demek. Yüksek oranlarda zamlar maalesef kitap etiket fiyatlarında da bizleri bekliyor. Son bir sene içerisinde maliyetler yüzde 60-70 oranında artmış durumda. Yayıncıların ürettikleri kitapların etiket fiyatlarına zam yapmak dışında bir çözümleri bulunmuyor. Okurların yayınevleriyle dayanışma içinde olması gerekiyor fakat emekçilerin yaşam koşullarının bu kadar zorlaştığı koşullarda bunun örgütlenmesi de çok güç görünüyor.  Elbette her yayınevi kendince önlemler almaya, yaşanan krizin üretim maliyetlerine dönük etkilerini azaltmaya çalışıyor. Yayınevi olarak biz de benzer önlemler almaya çalışıyoruz. Tüm bunlar ne kadar sürdürülebilir meçhul. Ek olarak da bir yandan yayıncılığımızı dijitalleştirmeye çalışıyoruz. Bugün yaşadığımız sıkıntılar büyük oranda devlet politikalarının bir sonucu olduğu için nihai çözüm için de mevcut politikaların radikal şekilde dönüşümü dışında bir alternatif olduğunu düşünmüyorum. Şimdi yapmaya çalıştığımız şey o zamana kadar ‘geçici’ çözümlerle ayakta kalmaya çalışmaktan ibaret.

"BİR FELAKETLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

İmge Kitabevi Yayınları: Şu anda doksanlı yılların krizine benzer bir felaketle karşı karşıyayız. Felaket diyoruz çünkü şu anda kağıt fiyatları sadece kur artışından dolayı değil üretim yetersizliğinden kaynaklanan fiyat artışları ve geç teslimatlarla karşı karşıya. Günümüzde kitapların basıldığı kağıtların tamamının ithal olması nedeniyle doksanlı yıllardan daha büyük bir kriz olduğunu düşünüyoruz çünkü doksanlı yıllarda yerli üretim vardı. SEKA vardı. Bir şekilde sorunlar çözülebiliyordu. Kur artışı sadece bir süredir devam eden soruna dikkat çekti ancak asıl sorun kur artışı değil. Asıl sorunu iki başlıkta sıralayabiliriz.

Birincisi Türkiye’nin bir süredir gri listede oluşu. Sırf bu sebeple Türkiye’den üretici firmalara giden kağıt siparişleri ciddiye alınmıyor. Geç teslim ediliyor, fiyatlara zam yapılıyor ve istenen miktarın tamamını karşılamıyor. Kağıtçı sadece ithal etmek zorunda kaldığı için üretici firmaların karşısında boynu bükük kalıyor çünkü ithalata bağımlı. İkincisi küresel üretim yetersizliği. Pandemiden sonra küresel ölçekli kağıt üreticileri üretimlerini kısmış durumdalar. Bu nedenle üretimi kısarak avro ve dolar cinsinden kağıda yüksek miktarda zam yapıyorlar. Zamları şöyle sıralayabiliriz;

Kitap kağıdının bir ay önce tonu 740 avro idi. Şu anda 925 avro oldu. 1. hamurun yani beyaz kağıdın tonu geçen yıl 610 solardı, şimdi 1250 dolar. Görüldüğü gibi avro ve dolar cinsinden anormal bir yükseliş var. Bunun üzerine bir de Türkiye’deki kriz ortaya çıkınca üç ay vade ile Türk parasıyla aldığımız kağıtları şu an dövizin anlık kuru üzerinden ön ödeme olarak ödeyip almak zorunda kaldık. Böyle olunca şu an için üretim yapmanın koşulu kalmadı. 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et