27 Kasım 2021 22:53

Antidepresan yerine Shakespeare

Oya Yağcı, Shakespeare oyunlarının güncelliğini yazdı.

Tablo: Thomas Stothard'a ait olduğu düşünülen Shakespeare'in Oyunlarındaki Karakterler Alayı tablosu 

Paylaş

Oya YAĞCI

İyi gelir. Öfkenizi biler, uyuma karşı nanik yapar

Küresel kapitalizmin arsız vahşeti ile olağanlaştırdığı yıkım ve yıkıma eşlik eden belirsizlik, anlamı şüpheli hale getirmiş ve postmodern teori de mal bulmuş mağribi gibi bu müphemliğin üzerine atlamış olabilir. Oysa anlam, neoliberal coşkulu kutlamaların ardından gelen derin sessizlikte inatla kendini duyuran ve şuursuz rekabetin ipi göğüsleme hırsına kendini feda etmeyen bir inatla, iddia edilen yokluğunda tüm gücüyle varlığını duyuruyor. Yoksunlaşmanın aciliyeti içinde yitirdiğimiz bakış, kriz anlarında hatırladıklarımızın yedeğindedir çoğu kez.

Kıyıcı zamanların tezgaha sürdüğü nostaljiyi aşmanın bir yolu, tarihin cetveline uymamakta ısrar edenleri yeniden hatırlamaktır belki de... Anlamla birlikte sürgüne gönderilen sanatın öyle kolayca itildiği yerde kalmadığının ve kalmayacağının en parlak örneği William Shakespeare olabilir mi? 1980’lerden itibaren giderek artan bir ivmeyle sinema ve tiyatronun hikaye sandığından silkelenip çıkarılmasının, bu sezgisel dönüşlerin esbabımucibesi nedir?

Belki de Shakespeare’in sandıkta toz tutmaya fırsat bulamamasının nedeni, çürümeye verdiği oyuncul tepkiden kaynaklanıyordur. Kolektifin yaşamını düzenleyen norm, kolektifin talebine ve değişime direnerek katılaşıp zorbalaşırken, insana özgü olanı en önce unutandır da… Shakespeare’in trajik olanı komikle buluşturduğu zemin de buradan filizlenir. Ölümlü olduğunu unutan insanın, mağrur, kibirli, hırslı ve şişinen hali ve gölgesi büyüdükçe derinleşen düşüşüdür Shakespeare’in meselesi. Kendi lanetini taşımaya yazgılı insan trajikomiktir ve Shakespeare bu ikiliği hem felsefi-şiirsel, hem de popüler düzeyde yoğurmanın ustasıdır. Otoritenin, çürümüşlüğünü kapatmaya yönelik kendinden menkul aklı ile dayattığı ahlak dersinin, ödev ve uyumu zorladığı her noktada, kuralsızlığın, esnemenin ve geçiciliğin oyunculuğunu hatırlatandır Shakespeare.

Sandığı yapı bozuma uğratanı tekrar sandığa sığdıramazsın

“Shakespeare cazibesi” denilen olgu, tarihselleştirmeyi mümkün kılan açıklıktan doğar. Bu açıklık aynı zamanda, Shakespeare’in açık biçimli ve alternatif çözümleri eşit derecede sunan oyunlarının, yorumlayana sunduğu yaratıcılık olanağıdır. Antik dönemin dolaysız ve saf trajik ve komik ayrımına sığmayan Elizabeth Dönemi tiyatrosunun değeri, toplumsal katmanlaşma ve hareketliliğin nabzını tutmasında yatar. Shakespeare oyunlarının merkezinde yer alan “varoluş diyalektiği”,[1] arafın, geçici olanın belirsiz zemininde estetik telafiye prim vermeyen muğlaklık seçimi ile anlam kazanır. “Kusursuzluğun iddialarına” (İbsen) karşılık “Kasıtlı muğlaklık” (Egan) Shakespeare’in çağdaşlığının anahtarıdır. Çağımız ile Shakespeare’in tarihsel ortaklığını en iyi ifade eden Brecht’e kulak verelim: “Yeni dönemin babaları ve eski dönemin çocuklarıyız.”[2]

Tarihsel eşiklerin yarattığı gerginliğin, akıl ve feragat vaaz edenin çürümüş sandığına sığmazlığını en iyi gösteren, kişisel görkeme tutulan kolektifin aynasıdır. Sanatın ahlak dersi vaaz eden kürsüye dönüştüğü ya da kaçış estetiğinin sığ sularında alıkonduğu yerde akla her defasında Shakespeare geliyorsa, oyunlarının kolektifle konuşma tarzına dikkat etmektir belki de asıl olan. Hristiyanlığın pagan mitolojisi üzerine çöreklenip halk inançlarındaki sürekliliği kırdığı ve batıl ilan ettiği yerde Shakespeare, insanlığın ortak kültürel hafızasından malzeme bulmakta ustadır. Dili şiirsellikle felsefi bir bilmeceye çeviren; halk tekerlemelerini, bilmece-bulmacanın oyuncul ritmini ve sihri teatralliğin araç sandığında çoğaltan Shakespeare, hem oyun arkadaşımız hem dedikodu ortağımız hem de sırdaşımızdır. Doğa-insan (birey-toplum) ve kozmik evrenin bütünlüğünü bilmenin tarihsel biçimlerini ve yerelliğini yadsıyarak unutturan, soruyu yasaklayan iktidarın, cevabını mukadder kılanın zaafını ve zayıflığını bize her defasında hatırlatandır Shakespeare.

Herkes kendi şeytanının soytarısıdır

Tiyatro derslerimin Shakespeare bahsinde yıllarca karşılaştığım değişmeyen soru, Shakespeare adında tam teşekküllü bir insanın yaşayıp yaşamadığıdır. Oyunları bilinmez ama magazin ilgi ayaktadır. Yadırgatıcı bulmadığım bir genel eğilim. Shakespeare’in varlığına dair soru aynı zamanda Shakespeare muammasına giriş için bir Ariadne ipi sunar. Kesinliğe ulaşmak için aldığınız yol sizi muğlaklığın, çelişkinin, açık uçluluğun, çifte anlamlılığın coğrafyasına sürükler. Yol düz görünse de, düzlüğün çelişik yapısı yoruma ve bilgiye yeni olanaklar sunar.

Tiyatro tarihine oyunlarını, oyunlarının açıklık ve esnekliği ile de teoriye koca bir Shakespeare Eleştirisi başlığını hediye eden Shakespeare… Muğlaklığı teatralleştiren dilbaz oyuncu… Postmodern teorinin, muğlaklığı seçeneksizlikle eşleyerek son derece kasıtlı bir mutlaklık ürettiği günümüzde Shakespeare, hem sinema hem tiyatro için zengin bir kaynak. Ve aslında Shakespeare ilk kez kendi dönemimizde yeniden keşfedilmiyor. Romantikler bunu bizden önce yaptılar. Nedir bu dönüşlerin esbabımucibesi?

Belki de sinirlerin gerildiği dönemlerin gereksinimlerine duyarlı olmasıdır. Katılaşanın, mutlaklık iddiasının, aklın ve otoritenin dayattığı ahlakın dolaysızlığını yapı bozuma uğratarak, bütüne işaret eden dolayımları oyunlaştırmaktır.  Dedikodu yapmak istediğinizde yakınlarınızın canını acıtmak yerine Shakespeare ile insanlığın dedikodusunu yapın. Hem eğlenceli, hem öğretici hem de umudu diri tutan bir gerçekçiliği var.

Benim için Shakespeare’in sözlük tanımı: Bizatihi muğlak kişi olurdu. O muğlaklık ve çelişkiyi ıskalamayan keskin bakıştır belki de bugün onu sevme nedenimiz.

[1] “Brecht, Shakespeare’in çelişki anlayışına, varoluş diyalektiğini yakalayışına değer veriyordu.” Gabriel Egan.
[2] Akt. Egan, 2006:77.

ÖNCEKİ HABER

Kocaeli Emek ve Demokrasi Platformu: Soygun düzenini kabul etmiyoruz

SONRAKİ HABER

Gergelioğlu açıkladı: İşkenceyle ‘Tanrıkulu ile Gergerlioğlu FETÖ’cüdür’ yazdırmışlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa