Vergide ‘fakirden al, zengine ver’ düzeni: Emekçiye her adımda vergi!
Türkiye'de yurttaşlar eriyen Türk lirası sebebiyle günden güne yoksullaşırken, devlet de elini yoksulların cebinden çekmiyor. Adaletsiz vergiler yoksulu daha da yoksullaştırıyor.
Fotoğraf: Evrensel | Illustrasyon: Freepik Kolaj: Evrensel
Birkan BULUT
Ankara
Milyonlarca emekçinin merakla beklediği asgari ücret pazarlığında, işçiler asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını talep ediyor. Bütçedeki vergi yükünün geliri ve harcamasıyla tamamen emekçilere yıkıldığı vergi düzeninde, patronlara yine vergide teşvikler, muafiyetler, aflar ve vergi cennetine kaçırılan milyarlara göz yumma var. Yıllardır açlık sınırının altında kalan asgari ücretliden alınan vergilere karşın, sermayeden bütçe açığından bile fazla vergi tutarının toplanmaması tam bir “fakirden al, zengine ver düzeni.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu bugün toplanıyor. Sermayeye yönelik yıllardır artan vergi muafiyet ve teşviklerine rağmen asgari ücretlilerden vergi alınmaması talebi kabul edilmiyor. Bütçe gelirinin en önemli kaynağı olan olan ücretli emekçilerden alınan gelir vergisi ve tüketimden toplanan dolaylı vergiler ise kamu hizmetlerinden tamamen ücretsiz faydalanamayan emekçilerin sırtındaki en önemli yükü oluşturuyor. Peki uzun süredir gündemde olan vergi yükü emekçilerin hayatını nasıl etkiliyor? Vergide adalet nasıl sağlanır? Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) Yöneticisi Ali Şahin ile birlikte asgari ücretlinin bir günlük vergi macerasını inceledik.
ÜCRET YATMADAN YÜZDE 15 GELİR VERGİSİ KESİLİYOR
Brüt olarak 3 bin 577 TL olan asgari ücret üzerinden yüzde 15, yani 456 TL gelir vergisi alınıyor. İşçi bekar veya eşi çalışıyorsa 268 TL’lik asgari geçim indirimi düşüldükten sonra kalan kısımda 187.8 TL AGİ sonrası gelir vergisi olarak alınıyor. Bakmakla yükümlü olduğu çocuk sayısı arttıkça vergiden asgari geçim indirimi artıyor. Gelir vergisinin hiç alınmaması için işçinin 5 veya daha fazla çocuğu bulunması gerekiyor. Ayrıca binde 7.59 oranında, yani 27.15 TL damga vergisi alınıyor. Asgari ücretlinin alım gücüne bakıldığında sadece yılbaşında 380 dolardan, yaklaşık 220 dolara kadar inmesine veya yemek için vazgeçilmez ayçiçeği yağında katlanan fiyatlara bakmak bile yeterli!
YÜZDE 70 DOLAYI VERGİLER
Ali Şahin toplanan verginin yüzde 69’unun dolaylı vergiler olduğunu belirterek, “Yani, halktan direkt kaynakta alınan, özel tüketim vergisi (ÖTV) ve katma değer vergisidir (KDV) Yüzde 31’i ise dolaysız vergiler olup; gelir vergisi, kurumlar vergisinden oluşmaktadır. Böyle olumsuz bir tablonun oluştuğu bir sistemde, vergide ‘adil’ davranıldığından bahsetmek mümkün değildir” diyor.
6 Aralık’ta Meclis Genel Kuruluna gelecek olan bütçe tasarısına göre 2022 yılında toplanması hedeflenen 1 trilyon 430 milyar liralık verginin 786.7 milyar lirası ÖTV ve KDV’den oluşuyor. Yani her 100 liralık verginin 55 lirası sadece iki dolaylı vergiden toplanacak.
HER ADIMDA VERGİ
Asgari ücretli işçinin bir günde ne kadar vergi ile karşılaştığına bakalım. Sabah işe gitmek için uyandığınızda büyük ihtimalle hava tam aydınlanmamış oluyor. Yataktan kalkıp ışığı açtığımız andan itibaren vergi ödemeye başlıyoruz. TRT payı kaldırılsa da düğmeye dokunduğunuzda elektriğin parası kadar da vergi, dağıtım bedeli ve fon ödüyorsunuz. Dağıtım bedeli, enerji fonu, elektrik tüketim vergisi ve yüzde 18 KDV. Ardından yüzümüzü yıkamak için musluğu açınca, bazı belediyelerde oran değişse de şebeke suyunun vergi oranı ortalama yüzde 35. Giyinmeye başladığımızda kıyafetlerimizi satın alırken ödediğimiz yüzde 8 oranındaki KDV çoktan cebimizden çıkmış durumda. Fatura kabarmasın diye akşam uyumadan önce kombiyi kıssanız da yüzde 18 KDV’den, en temel ihtiyaç olmasına rağmen ÖTV’den kaçamazsınız.
SİGARANIN ZEHRİ SİZE PARASI VERGİYE
Evden çıkmadan kahvaltıya oturduğunuzda, tabağınızdaki her lokmanın yüzde 8’ini yemeden önce vergi olarak veriyorsunuz. Ekmek ve açıkta satılan bakliyatlar gibi temel gıda maddelerinden yüzde 1, gıda ürünlerinin çoğundan yüzde 8 oranında KDV alınıyor. Masayı toplarken kahvaltılıklarınızı koyduğunuz buzdolabını satın alırken ödediğiniz vergi ise yaklaşık yüzde 25’in üzerinde. Hijyen ürünlerinde de peşinizde olan KDV’nin oranı, tuvalet kağıdı ve ped gibi en temel ihtiyaçlarda yüzde 18. Eğer sigara kullanıyorsanız, cebinizdeki paket neredeyse bir vergi dairesi. Sigarada yüzde 80’i aşan vergi nedeniyle bir paketteki 20 dal sigaranın 17’si vergiye gidiyor. Ayrıca son çıkan yasaya göre Cumhurbaşkanı sigaradan alınan asgari maktu vergi ile otomobillerden alınan özel tüketim vergisini 3 kat artırabilecek.
ADETA ZENGİNDEN VERGİ ALMAMA DÜZENİ
Vatandaşlık görevini yerine getirmenin ‘rahatlığı’ ve adım başı ödediğiniz vergilerle boşalan cebinizin hafifliği ile işe gittiniz. Çalıştığınız fabrikanın sahibi, sizinle aynı şeyleri tükettiğinde zenginliği nedeniyle farklı bir vergiye tabi tutulmuyor, aynı vergiyi ödüyor. Ancak sizdeki hafiflik vergilerle boşalan cebinizdeyken, patronunuzun hafifliği muafiyetler nedeniyle uçup giden vergi yükünde oluyor. Nasıl mı?
278 milyar lira açık vermesi hedeflenen 2022 yılı bütçesinde çeşitli teşvik ve muafiyetler kapsamında alınmayacak vergi tutarı 336 milyar TL olarak belirlendi. Başta kamu ihaleleriyle palazlanan yandaş şirketlerinki olmak üzere milyarlarca vergi siliniyor, neredeyse her yıl aflar geliyor. İşverenler yıllardır çeşitli adlarda istihdam teşvikleri, destekler ve programlar kapsamında İşsizlik Fonu’ndan aldıkları kaynaklarla işçilere ödeyeceği ‘yüklerden’ kurtuluyor.
Ali Şahin ücretli emekçiler ile patronlar arasındaki vergi adaletsizliğini şöyle anlatıyor: “Dolaylı vergilerde bunlar yaşanıyorken, şahıs ve şirketlerin ödediği dolaysız vergilere gelince, bu kesimde bulunan korumalı yandaş şirketlerin uzlaşma komisyonlarında silinen vergi ve cezaları, hükümet tarafından silinen borçları vergide eşitlik ve adalet ilkelerine aykırı davranışlar sergilediğinden bu durum vergisini zamanında ödeyen dürüst mükelleflere yapılmış bir haksızlıktır. Ayrıca, hemen hemen her yıl vergi mükelleflerinin vergi cezalarının silinmesi ve matrah artırımı gibi vergi barış ve aflar, kamunun kaynak kaybına sebep olmakla beraber, vergi mükelleflerinde gönüllü uyumu olumsuz etkilemektedir. Bunun yanı sıra bu matrah artımı düzenlemeleri ile dünyada ve ülkemizde önemli bir meslek gurubu olan mali müşavirlik mesleği zarar görmektedir. Bu düzenlemeler ile, mükellefler arasında ‘Nasılsa af çıkar’ anlayışı hakim olduğundan mali müşavirlerin, müşterilerinin gözünde önemi azalıyor
Diğer bir olumsuzluk da dolaylı vergi mükelleflerine uygulanan bağışlar, muafiyet ve istisnalardır. Yatırım için yapılan istisnalar hariç, diğer muafiyet ve istisnaların devlet tarafından yeterli denetim ve kontrolü yapılmadığı için amacına uygun kullanılmamaktadır. Kamunun kaynakları vakıflara, derneklere ve yandaşlara aktarılmaktadır.Hükümetin aldığı yanlış kararlardan birisi de, bordro mahkumları vergi yükü altında ezilirken, asgari ücret vergi dışı değilken, geçen ay 800 bin esnafın gelir vergisinden muaf edilmesidir. Bu tür popülist yaklaşım ve kararlar adil olmaması nedeniyle kamuoyunda tepki yaratmaktadır. En çarpıcı örnek ise; AKP’nin sürekli koruduğu yandaş işletme ve sahiplerinin, geçen ayda yayımlanan ‘En çok vergi veren 100 kişilik liste’ içerisinde olmaması, zaten her şeyi net bir biçimde ortaya koymaktadır.
PATRONLAR VERGİ CENNETİNDE
Öte yandan şirket sahiplerinin kazandıklarını ülkesine yatırım yapmak yerine, paralarını garanti altına almak için “vergi cennetleri”ne kaçırdığına anlatan Şahin, “Hükümetin bu konudaki yasayı yürürlüğe koymaması ve yapılanlara seyirci kalınması da önemli sorundur. 2006’da yürürlüğe giren vergi kanununda yapılan değişikliğe rağmen Bakanlar Kurulu 12 yıldır, yeni sistemde Cumhurbaşkanı 3 yıldır vergi cenneti ülkeler listesini yayımlamadığı için kanun hükmü uygulanamamaktadır. Uygulansa vergi cenneti ülkelere nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden, bu ödemelerin verginin konusuna girip girmediğine veya ödeme yapılan kurumun mükellef olup olmadığına bakılmaksızın yüzde 30 oranında vergi kesintisi yapılır” dedi.
Hükümet 2 yılda bir “varlık barışı yasaları” çıkararak; Türklerin yurt dışında ve çoğunlukla vergi cennetlerinde bulunan 135 milyar dolarını ülkeye getirtmekte başarılı olamadığı için, Varlık Barışı Yasası’nın sonuçlarını da kamuoyuna açıklamadığını ifade eden Şahin, “Bütçe açığını kapatmak için; iğneden ipliğe zam yapan, tüketicileri dolaylı vergilerle inim inim inletenlerin, konu vergi cenneti ülkeler olunca 15 yıldır kıllarını kımıldatmadıkları gibi kara parayla mücadele adı altında mali müşavirlerden gerçek kullanıcı formu adı altında gerçek faydalanıcı bilgileri isteniyor. Yani -mış gibi yapılıyor” dedi.