Genç Hayat; İTÜ’nün geçmişinde vardı, geleceğinde de olacak

Berzan SÖNMEZ

İTÜ

Neredeyse her hafta hatta her gün üniversitelere yansıyan yeni gelişmelerin, değişimlerin olduğu bir ülkede; Genç Hayat hem bu değişimlerin nedenini hem de bu değişimlerin onları nasıl etkileyeceğini İTÜ’lüler ile birlikte tartıştırarak, onların sözlerini tüm Türkiye’ye taşıyarak bir yol haritası çizen tek gençlik dergisi. İTÜ’lülerin gündemine giren, onların gündelik hayatını ve geleceğini şekillendiren her türden gelişmenin kendisine öğrencilerin, kulüplerin ve toplulukların kendi üslubundan yer bulabildiği bir gençlik dergisi olması Genç Hayat’ı İTÜ’nün kaynağından beslenerek büyümeye devam eden bir dergi haline getiriyor.

İTÜ’LÜLERİN YAŞADIKLARI HER ZAMAN GENÇ HAYAT’TA

Bu bazen online eğitim döneminde okulda yaşanan öğrenci mağduriyetinin karşısında yer almakla özdeşleşti, bazen kulüplerin kendi alanlarına dair yaşadıkları sorunların bir çözümü oldu, bazen ise ülkede yaşanan politik gelişmelere karşın İTÜ öğrencilerinin rotasına dair fikirler sunan bir hale büründü. İTÜ’de yaşadığımız sorunların benzerlerini yaşayan Türkiye’nin her tarafından genç arkadaşlarımızla bu sorunların çözümünü aramamıza biricik bir alan yaratan Genç Hayat, gündemdeki gelişmeler ve mevcut ekonomik-politik gelişmelerin takibiyle sorunlarımızı nedenselleştirmemiz ve gündemi yorumlamamız açısından bizlere her zaman oldukça önemli olanaklar sundu, sunmaya da devam ediyor. Genç Hayat bizlere, İTÜ’nün mevcut düzende izlediği politikaları açık ederek bunun karşısında daha farklı bir geleceğin mümkün olduğunu söylüyor. Sadece kendini okutan değil; okudukça ve tartıştıkça ortaya bir hareketi çıkarmayı amaçlayan, taleplerin birlikte hareket edilirse kazanıma dönüşeceğini gösteren binlerce örnekle geçmişten geleceğe bizlere çizdiği yolu pekiştiriyor. İşte Genç Hayat, İTÜ öğrencilerine bu yönden seslenen ve birçok öğrencinin kendini ifade ettiği böyle bir platform olma özelliği taşıyor.

GEÇMİŞTEN GELECEĞE GENÇ HAYAT VE İTÜ

Bizler İTÜ öğrencileri olarak Türkiye’deki pek çok genç arkadaşımızla yaşadığımız sorunlarda ortaklaşıyoruz. Bilim, insan hayatını kolaylaştırmasıyla, evrenin keşfiyle insanlığın ileriye taşımasıyla ve insanın bu ilerlemeyi sürdürürken doğa üzerindeki zararlı etkilerin ortadan kalkmasının yollarını aramasıyla, tarihsel bir birikim sonucu bugüne ulaşmış en önemli değerlerden biridir. Eğitim ise bilimin öğrenilip geliştirilmesi için en önemli gerekliliklerdendir. Ancak bugün bilimsel eğitimin ana merkezlerinden biri olması gereken üniversite ortamı, iktidarın kendisi ve sermaye gruplarının hedefleri doğrultusunda müdahaleye maruz kalan, antidemokratik bir yer haline gelmiş durumda. Bu durum İTÜ içerisinde öğrencilerin, kulüplerin ve toplulukların yıllardır birçok konuda mağdur edilmesinin ve taleplerinin kulak ardı edilmesinin de temelini oluşturuyor. Sermayedarların karını artırma amacından öteye gitmeyen eğitim müfredatı, tez çalışma konuları, Teknokentler ve AR-GE merkezleri dışında oldukça az bilimsel çalışma görüyoruz. Sermaye sınıfının temsilcili olan iktidar ve bu konuda onunla yarışa giren ana muhalefet, bilimsel eğitimi ve bizlerle olan ilişkisini bir kar-zarar ilişkisine indirgemek istiyor. Demek ki bizler açısından bugün taleplerimiz ve isteklerimiz bu kötü gidişatın içerisinde eskiye oranla çok daha önemli. Ancak taleplerimizin etrafında adımlar attığımızda, mağdur edilmediğimiz, bilimsel ve demokratik bir ortamı inşa edebileceğimiz bir İTÜ gerçeğini görüyoruz. Bu gerçek ise uzun zamandır bizlerin her konuda sesi olan Genç Hayat’ı daha da önemli kılıyor.

DAHA İYİ BİR GELECEĞİ MÜMKÜN KILMAK

Genç Hayat geçmişten bugüne kadar nasıl İTÜ’lülerin sesi olmaya, onların gündemi yakalamasına ve tartışmasına olanak sağladıysa; yarın da atacağımız adımlara yol göstermeye de devam edecek. Geçmişten günümüze süren bu aktarım Genç Hayat’ı sadece bir dergi olmaktan çıkartıp onu bizimle birlikte yaşayan, gelişen ve değişen bir yapıda kılıyor. Bizler de Genç Hayat’a katkılarımızla hem demokratik ve özerk bir üniversite mücadelemizi daha da ileriye taşımalı hem de İTÜ’lülerin daha çok tartıştığı, daha çok gündemine aldığı ve kitleselleştirdiği bir Genç Hayat’ı yaratmak için dünden daha istekli ve arzulu olarak nice 400 sayılarla geleceğe yürümeliyiz.