Güzel yarınlar için mücadeleye!
Benim gibi hayatlarından bezdirilmiş insanların bu gidişata sokaklardan müdahale etmesi, bu yanlışların üstüne korkusuzca gitmesi beni de umutlandırdı.
Fotoğraf: Pixabay
Doğukan HACI
Kocaeli Üniversitesi
Merhaba Genç Hayat okurları, ben Kocaeli Üniversitesinde okuyan ve okurken de aynı zamanda çalışmak zorunda kalan milyonlarca gençten biriyim. Okuyarak çalışmak elbette ki zor ancak bunu Türkiye şartlarında aldığınız paranın cebinizde değersizleştiğini deneyimleyerek görmek çok daha zor bir durum. Ben üniversiteye başladığımdan beri çalışıyorum. Çalışmaktan memnunum yanlış anlaşılma olmasın, sadece insan az da olsa birikim yapabilmek istiyor. Eğer bunu alırsam yarın ne yaparım diye düşünüyorum ve bundan sebep aldığım, tükettiğim şeyden de yaptığım aktiviteden de zevk almıyorum. Çünkü insan ister istemez yarını ve ondan sonra gelecek günleri düşünüyor. Geleceğimizi düşünmek bugünlerde gençler açısından sabah kalkıp kahvaltı yapmak gibi bir rutine dönüştü çünkü memlekette yaşanılan ekonomik kriz her geçen gün ekmeğimizi küçültürken aynı zamanda geleceğimizi de karartıyor. Gerçi pek fazla “yarınımız” kaldığını düşünmüyorum, bu da ayrı bir konu.
GELECEĞİMİZ İÇİN YAN YANA GELMEMİZ ÖNEMLİ
İnsan hep aynı iş, okul, ev arasında mekik dokumak zorunda kalınca doğal olarak yaşama hevesini bile kaybedebiliyor. İşinin karşılığı olan parayı aldığında ve tüm bu emeğini iki parça gıda ürününe verdikten sonra açıkçası pek de istekli yaşayamıyor. Bu işin, bu hüsranın sonu nereye gider bilmiyorum. Elbette bu kadar kişisel sıkıntının ve memleketin genel olumsuzluğunun arasında güzel yarınlar yaratılacak bir potansiyeli de görüyorum. Bu yazıyı kaleme alırken benim gibi artık hayatından bezdirilmiş insanların bu gidişata sokaklardan müdahale etmesi, bu yanlışların üstüne korkusuzca gitmesi beni de umutlandırdı. Gelecek kaygısı duymadığımız bir ülke için yan yana gelmenin de önemini anlamış olduk.