01 Aralık 2021 15:07

Bir olay: 23 Kasım’da başlayan eylemler Bir kavram: Genel Grev

Hayat pahalılığına karşı gerçekleşen sokak eylemleriyle birlikte tartışmaya açılan genel grev nedir? İktidarın lehine bir hamle olarak görülebilir mi?

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Bir olay: 23 Kasım’da başlayan eylemler

Pandemiyle daha da derinleşen ekonomik kriz son birkaç hafta içerisinde dövizdeki hareketlenmeler sebebiyle daha görünür ve hissedilir oldu. İşçi ve emekçi kesimlerin alım gücünün daha da azaldığı bu dönem içerisinde iktidar bloğundaki kimi bürokrat ve çevrelerden çeşitli çekingen itirazlar, halk içerisinde iktidar partisine karşı öfkenin hükümete istifa çağrısına dönüştüğü görülürken halkın irili ufaklı, birçok yerde sokak eylemleri yaptığı görüldü. “Geçinemiyoruz” diyerek sokağa çıkan kitleler ekonomik krizin faturasının işçi ve emekçilere kesilmesine isyan ederken, patronlarının borçlarının silindiği, vergi indirimlerinin uygulandığı bu dönemde işçi ve emekçilere hiçbir destek sağlanmadığına da dikkat çekti.

“Hükümet istifa!” sloganlarının öne çıktığı bu eylemlerde asıl öfke ekonomik krizin tek sorumlusu olarak görülen tek adam iktidarı ve partisine yönelirken, bu durum karşısında burjuva muhalefet “hesaplaşmanın olacağı” seçimler ve sandığı işaret etti. Kitlelerin mitinglerde buluştuğu, grevlerde bir araya geldiği, sokakta yan yana gelip sesini büyüttüğü bu dönemde tüm bu eylemlerin “AKP’ye yarayacağı” ifade edilirken, burjuva muhalefet cephesinden işçilerin eylemliliğinin ve birliğinin yok sayıldığı bir tablo ortaya çıktı.

GERÇEKTE İKTİDARIN LEHİNE OLAN

TİS döneminin gelip çattığı, asgari ücret görüşmelerinin başlayacağı bu süreçte işçi ve emekçi kitlelerin bir araya gelip mücadelesini ve örgütlülüğünü büyütmesi daha da önem kazanacak. Bu sebeple ekonomik krizin tüm bedelini tek başına ödemesi beklenen işçilerin ve emekçilerin “Krizin bedelini ödemeyeceğiz!” diyerek bir araya gelmesi engellenmeye çalışılıyor. Bugün gelişebilecek, güçlenecek birlikteliklerinin yarın kendi iktidarında problem yaratacağını düşünen burjuva muhalefet ise; iktidarı boyunca işçi ve emekçi kesimlerin siyaset yapma alanını olanca gücüyle daraltmaya çalışmış, kolluk kuvvetleri gücüyle seslerini bastırmaya çalışmış AKP’nin ekmeğine de yağ sürüyor.

Grevlerin ve öfkenin arttığı bu süreçte genel grev çağrısı da en çok tartışılan meselelerden. Sendikalara, ülkedeki çeşitli iş kollarında işçilerin şartele elini uzatması ve genel greve gidilmesi çağrısında bulunuluyor. Bu çağrı da çeşitli kesimler tarafından iktidarın lehine bir hamle olarak yorumlanıyor. Oysa, genel grev sürecinin ve sonuçlarının işçi sınıfının örgütlülüğüne ve mücadelesine sağlayacağı katkı düşünüldüğünde burjuva muhalefet açısından yine benzer bir korku ve çekincenin olduğu da aşikâr.

Bir kavram: Genel grev

Kapitalizmin ortaya çıkışı ve tarihsel süreç içerisinde kapitalist sınıfa karşı proletarya çeşitli mücadele biçimleri ve araçları geliştirmiştir. Asıl olarak proletarya hareketinin genel yönünü belirleyen stratejisiyle; stratejinin direktifleri ve devrimci hareketin deneyimleri tarafından yönlendirilen taktiğiyle proletarya hem kendi ve müttefiklerinin hem de kapitalistlerinin durumunu her an göz önünde bulundurarak bu araçları kullanmaktadır. Grev de bu araçlardan ve birçok koşulda kullanılan en önemli araçlarından biridir.

İşçi sınıfının burjuvaziye karşı mücadelesinin bir aşamasında işçilerin tek tek değil örgütlü olarak kapitalistlere karşı durmasının sağlanabileceği aşamada grev, işçi sınıfının mücadele aracı olarak ortaya çıkmıştır. Bu aşamadan itibaren de işçiler üretimden gelen güçlerini kullanarak taleplerini kapitalistlere kabul ettirmeye çalıştılar. Grev, işçilerin temelde ekonomik talepleri etrafında yan yana gelerek, üretimden gelen güçleriyle burjuvaziyle karşı karşıya gelmesi esasına dayandığından işçilerin siyasal savaşımlarının da bir parçasıdır.

Grevler sadece ekonomik grevler biçiminde sınırlı kalmayacağı gibi içerikleri, amaçları ve yürütülüş biçimleri bakımından farklılaşabilirler. Değişik iş kollarından işletmeleri kapsayan bölgede örgütlenebilecek yatay grevler olabildiği gibi bir iş kolundaki işletmeleri kapsayacak dikey grevler de olabilmektedir. Hazırlıklı bir biçimde ortaya çıkan örgütlü grevler olabileceği gibi herhangi bir hazırlık ve plan olmadan spontane olarak gelişen grevler de olabilmektedir. Bu grevlerin tamamında farklı işletmelerdeki işçilerin yan yana geldikleri dayanışma grevleri de olabilir. İşçi sınıfının ve emekçi kesimlerin bir işkolu ya da birkaç işkolu olarak bölgesel ya da ülke düzeyinde yaygın iş bırakma eylemi genel grev adını alır. Özellikle ekonomik kriz, savaş ve TİS gibi dönemlerde gündeme gelen genel grev, kapitalistler tarafından hiçbir zaman hak olarak tanınmamıştır.

GENEL GREVİN GENEL DİRENİŞ

Genel grevin uygulama alanı sadece sendikalarla sınırlı işkolları düzeyinde olabileceği gibi aynı zamanda çeşitli örgütsüz emekçi kesimlerin de katıldığı hatta tüm halk kitlelerini kapsayan genel direnişe de bürünebilir. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik, siyasal ve sosyal durum emekçi kitlelerin örgütlenme düzeylerine göre de genel grevin ortaya çıkması ve sonuçları da çeşitlenmektedir. Bu sebeple de kitleler içinde örgütlenme ve mücadele olanaklarının artmasını sağlayacak bir genel greve karşı kapitalistler tüm gücüyle grevi erteleme, zayıflatma ve işçileri caydırma çabasında olacaktır.

Grev ve genel grevden bahsederken grev komitelerinden de bahsetmek gerekir. Grev komitesi grevlerin olmazsa olmazıdır. Grev komitelerinde amaç greve ilgisiz ya da muhalif olan işçi kesimlerini de birleştirmek ve işçiler arasındaki olabilecek en geniş birlikteliği sağlamaktır. Komite bütün işçileri kapsamak ve onların iradesini temsil etmek durumundadır. Hatta grevlerin emekçi kesimlerle ve halk kitleleriyle buluşmasının olanaklarını aramalıdır.

Genel grev aynı zamanda işçilerin işe gelmeyerek evlerinde oturdukları bir eylem de değildir. Sokak direnişleri ve gösterileriyle de beslenen, büyüyen bir eylemdir. Elbette ki genel grevin esas gücünü işçi sınıfı oluştursa da diğer emekçi sınıfların da katıldığı eylemlerin sokakta birleşmesi genel grevi daha güçlü kılmaktadır.

ÖNCEKİ HABER

Türkiye'de son 24 saatte 22 bin 556 yeni Kovid-19 vakası, 196 can kaybı (1 Aralık 2021)

SONRAKİ HABER

MHP'li yöneticiler Mansur Yavaş'ı hedef almaya devam etti: "İkazları dikkate almalı, bizden söylemesi"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa