1 Aralık 2021 16:21
/
Güncelleme: 21:23

Berkay YEĞİN

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi

Genç Hayat dergisi tarafından, Diyarbakır, Antep, Van, Elâzığ, Malatya ve Dersim’de üniversite gençliğinin “Barınma ve Gereksinim Anketi” toplamda 1250 öğrenciyle görüşülerek sonlanmış oldu. Artan kur hareketleri, hiperenflasyona varacak ölçüde etiket değişiklikleri ve temel yaşam maddelerine gelen zamlarla birlikte öğrencilerin gereksinimlerini büyük ölçüde karşılayamaz hale gelmesi nitel olarak göz önünde duran bir meseleydi. Öğrencilerle yapılmış “Barınma ve Gereksinim Anketi” bugün öğrenciler yoksullaştı gibi bir sonuca sahip değil, en azından bu bilinen bir gerçek. Ancak böylesi bir kitlesel yoksullaşma döneminde “öğrenciler hangi gereksinimlerinden vazgeçiyor” sorusu yakıcı birçok sorunu göstermiş oluyor.

“0 OLSAYDI ONU İŞARETLERDİK”

Öncelikle anketin son sorusundan başlayalım. “Hayatını bir bütün halinde düşünürsen eğer mutluluğa 10 üzerinden kaç puan verirsin” anket ortalamasının 3 ila 4 arasında olduğu bu soruda, sıklıkla karşılaşılan cevap “0 olsaydı onu işaretlerdik” yönünde oldu.

ORTALAMA GELİR DÜŞÜK

Öğrencilerin barınma gideri ortalama 400 lira kaldı ki aile evinde kalan öğrenciler bu maddeyi 0 olarak işaretlediği düşünüldüğünde hesap 400’den fazla geliyor. Öğrencilerin anketin sonucunda çıkan ortalama geliri, 1193 lira olarak hesaplandığında bu rakamın büyük bir bölümünü barınma masraflarının oluşturduğunu görmek mümkün. Zaten anket sırasında aile evinde kalan öğrencilerin birçoğunda sıklıkla denk geldiğimiz meselelerden biri de barınma masraflarını karşılayamam diye düşünen öğrencilerin, kendi memleketinde üniversiteyi yazmış olduğunu anlatması oldu. Kısacası bütün masraflar arasında barınma kaleminin, öğrencileri hayallerinden dahi menedecek noktada olması anketin en çarpıcı noktalarından biriydi.

HER 3 ÖĞRENCİDEN 1’İ KIRTASİYE MASRAFLARINI BOŞ BIRAKIYOR

Kitap, kırtasiye ve ulaşım giderleri düne göre artmış durumda. Ulaşımdan kısmak daha zor olsa da kitap, kırtasiye masraflarını öğrencilerin birçoğu toplam harcamalarından elemiş durumda. Her 3 öğrenciden 1’i kitap-kırtasiye masraflarını boş bırakıyor.  Konuştuğumuzda ise slaytlarla idare etmeye çalıştıklarını, birçoğunun PDF ve arkadaşlarından aldıkları notlar dışında kitapları açamadıklarını dinliyoruz. Sosyal ve kültürel aktivitelere harcanan para da ciddi derece boş kaldı. Bu kalemde anket ortalaması oldukça düşük, ayda bir özel tiyatroya dahi yetmeyen bu harcama öğrencilerle başkaca bir soruyu gündeme getiriyor “Ne yapıyorsunuz” ankete katılan birçok arkadaşımızdan duyduğumuz ise, fakülte ve yurt arasına sıkışmış bir yaşantı… Konserlerden sıklıkla bahsediliyor. Maddi olarak karşılayamadıkları için sevdikleri sanatçıların konserine gidememiş pek çok genç var. Aylık ortalama gelir ve harcamalar kısmı anketin en zaman alan yeri haline geliyor. Öyle ki aylık geliriyle tablodaki harcamaları ilk seferde denkleştirenler bir elin parmağını geçmiyor. Geneli harcamalar kısmında, ortalama gelirle arasında büyük bir uçurum bırakıp sonrasından teker teker azaltmaya koyuluyor. “Yahu bu parayla nasıl geçiniyoruz” sorusu birçok sefer anketi yapan arkadaşlara yönelmiş bulunuyor.

GÜNDEM DEĞİŞMİŞ VAZİYETTE

Temel yaşam maddelerine gelen zamlardan olacak ki öğrenciler yağın fiyatını ezbere biliyor. Önceki dönemleriyle kıyaslama yapan bir arkadaşımız “Eskiden PlayStation fiyatlarına, yeni çıkan telefon fiyatlarına bakardım. Hatta yer yer araba ve motosikletler fiyatlarına da bakardım. Alacağımdan değil ama en azından hayalini kurabilecek bir durumdaydım. Şimdi ise yağ, un fiyatlarını takip ediyorum. Benim gündemim bu olmamalı. Teknolojik aletler olmalı” diyerek serzenişini ifade ediyor.

ÖĞRENCİLER SÜRECİ İZLEMEK İSTEMİYOR

Anketlerin tamamının yüz yüze ve belirli akademik kaygılardan uzak bir biçimde yapılması birçok sohbet açıyor. Yüzdeliklerle ifade edemeyeceğimiz ama genel bir eğilim halini aldığını gördüğümüz bir ihtiyaç var, “bir şeyler yapalım ya da yapılsın” son dönemlerde öğrenci anketlerinden ve kredi kartı satıcılarından ciddi derecede usanmış gençler, anketin temel meselesini dinleyince buzları eritmiyor değil. “Biz de yardım edelim size, biraz verin de arkadaşlarıma götüreyim” cümleleri dahi gençlerin bu yoksullaşma süreçlerini oturdukları yerden izleme niyetinde olmadığını gösteriyor. Bir şeyler yapma ihtiyacı, sürece müdahale isteği azımsanmayacak bir düzeyde. Ancak bunun yolu yöntemi nedir sorusu halen ayakları yere basan bir noktada olmadığı gibi gençler arasında bireysel olarak inanılmaz çeşitlilik arz etse de çözüm yolları yukarıdan inmiyor. Tam da aynı konserde eğlenmek isteyip de gidememiş gençlerin birbiriyle kuracakları ilişkiden, sohbetten “bu durum nasıl değişir” sorusu da çıkıyor.         

Evrensel'i Takip Et