01 Aralık 2021 22:26

Diyarbakır'da hamallar: Geçim filan olmuyor

Diyarbakır’da Bağlar Dörtyol’da amele pazarındayız: İş yok, güç yok. Bir teneke yağ 500 TL, 3 gün işe gidip ancak bir teneke yağ alabiliyorsun. Bu hafta 2-3 gün işe gidebildim.

Fotoğraf: Fırat Topal/Evrensel

Paylaş

Fırat TOPAL
Diyarbakır

Ülkede dolar yükselişiyle birlikte ekonomik kriz derinleşiyor. Diyarbakır’da Bağlar Dörtyol’da amele pazarındayız. Sabahın erken saatlerinde daha çok orta yaş ve üstü insanlar bu kavşakta inşaat, temizlik varsa taşınacak yük için saatlerce iş bekliyor. Tek dertleri eve bir yevmiye götürmek ve çoğu zaman eli boş dönüyorlar. Yıllardır burada bekleyenlerin kaderi bu. Yaz, kış demeden sadece birisinin o gün için işe çağırmasını bekliyorlar. Amele pazarında iş bekleyen hamallarla ekonomideki gidişatı konuşuyoruz, işsizlikten yakınan hamallar, sürekli artan zamlara tepkilerini dile getiriyorlar.

Durağa geldiğimde birden kavşaktaki herkes iş için geldiğimi düşünüp etrafıma üşüşüyor. Gazeteci olduğumu söyleyince ortalık duruluyor bir anda. Aralarından biri beni tanıyor, daha önce de konuşmuştum “iş yok, iş yok” diyor sonra kalabalığın arasında bir diğeri “Bir haftadır sokaktayım, burada iş bekliyorum” diyor. Tek tek konuşmanın daha faydalı olacağını söyleyip başlıyoruz sohbete…

ARTIK PAZARA GİDEMİYORUZ

Hayri Deniz (50) 25 yıldır bu durakta iş bekleyenlerden biri artan zamlardan oldukça şikayetçi, artık temel gıda ihtiyaçlarını karşılamayacak durumda olduklarını söylüyor ve devam ediyor; “Millet mağdur, perişan olmuş. İş yok, güç yok. Bir teneke yağ 500 TL, 3 gün işe gidip ancak bir teneke yağ alabiliyorsun. Bir torba un 350 TL’ye yaklaştı, nasıl geçineyim. Bu hafta 2-3 gün işe gidebildim. O parayla da ne alabilirim ki? Her sabah çocuklarım okula gidiyor, harçlık vermek zorundayım. Şu anda 4 çocuğum okula gidiyor. Geçimim yok, nasıl okutayım. Ev kira, faturaları zaten hiç sorma. Evde her şey eksik, senede bir iki defa ya et yeriz ya yemeyiz. Her şey pahalı, dolar yükselince daha da pahalı oldu. Daha önce iş yapardık 100 TL’ye, pazara gidip evin her ihtiyacını görürdük, şu an 100 TL ile 3-5 kg mandalina domates alırsın. Domates 7 TL, Biber 10-12 TL, salatalık 7-8 TL, düşünün ne alabiliriz. En az 500-1000 TL paran olacak ki pazara çıkasın. Biz artık pazara gidemiyoruz. Bunu Cumhurbaşkanının çözmesi lazım, çözmek zorunda. Çok yere iş başvurusu için gittim, kimse bizi almıyor” diyor.

Şaban Kaynar (35), 15 yıldır bu durakta, çok iş başvurusu yapmış ama okuma yazması olmadığı için kimse iş vermemiş, tek derdi bir işinin olması, geçinemiyor çünkü. Kaynar, “En son bir hafta önce bir gün çalıştım, 4-5 gündür boştayım. Hayat geçinilmez olmuş. 7 çocuk var, kiracıyım. 4 çocuğum okuyor. Bir haftada yaptığım bir günlük işle pazara dahi gidemezsin. Doğru dürüst bir işimiz olsun istiyoruz. Okuma yazmam yok diye iş de vermiyorlar. Yetim babasız büyüdüm, okuyamadım. 15 yıldır burada hamallık yapıyorum. Ayda en fazla 10 defa iş çıkıyor, çıkmıyor, o da nadiren her zaman değil. İş yok, güç yok, 50-60 yaşlarında insanlar burada hamallık yapmak için bekliyor. Biz para filan istemiyoruz, çalışacağımız bir iş istiyoruz” dedi.

BİR GÜN İŞE GİDEREK BİR ŞEY ALAMIYORUZ

Ramazam İlhan (60) 7 yıldır bu durakta hamallık yapıyor, daha önce köyünde hayvancılık yapıyor, geçinemeyince de kente geliyor ve çareyi bu durakta arıyor. Üniversiteyi bitiren bir oğlu işsiz, bir oğlu asker, 3 çocuğu da hâlâ okuyor İlhan’ın, bu durakta nadiren de olsa gittiği iş ağır ama mecbur olduğunu söylüyor. İlhan, “Daha önce köydeydim, hayvancılık yapıyordum. Geçinemiyorduk, buraya amelelik yapmaya geldim. O da bir gün iş var, iki gün yok. Havalar da soğudu iş tam düştü. Bir gün işe gidiyoruz 100 TL’ye ama bir şey alamıyoruz. Bir koli yumurta 35 TL, 5 litre yağ 100 TL olmuş. Her gün işe gitsek neyse. Her gün iş yok, 2 gün çalıştım, 3 gündür boştayım. Sabah erken geliyorum belki bir yevmiye çıkar. Fakir olmasam mecbur olmasam buraya gelmem. Bu yaşta sırtına bir torba kömür alıp 6’ıncı kata götürmek kolay mı? Mecbur olmasam yapar mıydım? Geçen bir ton odun taşıdık, 50 TL para verdiler. Onunla da su faturasını ödedim. O parayla pazara gitsen 3 kg domates 3 kg mandalina alabilirsin. Yağ, şeker alamazsın. Çocuklarımın işi olsaydı, ben bu yaşta buraya gelmezdim. Şimdi kışa da girdik, iş daha da düştü, bu rezillikle ittireceğiz hayatımızı” diyor.

AYI REZİLLİKLE GEÇİRİYORUZ

Ahmet (56) de köyde geçinemeyince kente geliyor, durumu çok da değişmiyor. Köyde  dönem dönem inşaatlara gidip çalışarak hayatını sürdürüyor daha sonra kente gelmeye karar veriyor. Ahmet, “Her sabah geliyorum, bu ay sadece 350 TL kazanmışım. O parayla 5 kg şeker, yarım kg çay aldım. Çevreden borç ediyoruz, iş yaparsak ödüyoruz. 6 çocuğum var, onlar da kendi yağlarında kavruluyorlar. 6 yıldır buradayım, kendimi bildim bileli inşaatta amelelik işleri yapıyorum, köyde iken de böyleydi. Ayı rezillikle geçiriyoruz. Her şeyimiz eksik, gıdadan her şeye. Faturalar belimizi büküyor. Un 350 TL olmuş artık alamıyoruz, ekmek alıyoruz. 5 litrelik yağ alıyoruz. Zaten kış aylarında daha da iş düşüyor. Paranın da değeri yok. 200 TL kazansam bugün, eve gelene kadar bitiyor o para, çay parası da cebimizde kalmıyor. Eskiden çalıştığımızda temel ihtiyaçlarımızı alıyorduk, şimdi hiçbir şey alamıyoruz. Bir gün işe gitsem en fazla alacağım 5 kg şeker, 5 litre yağ başka bir şey alamam. 3-4 yıldır evde kırmızı et pişmemiş düşünün. Artık tavuk eti de kırmızı et fiyatı olmuş. Normalde duvarcının yevmiyesi 200 TL’dir günlük iş yok ama olsa 150 TL’ye de giderdim. Ayda 2-3 gün bazen o da yok. Geçim filan olmuyor. Bu pahalılığa son verilsin istiyoruz” diyor.

ÖNCEKİ HABER

İşçiler sendikaları tartışıyor: İhtiyacımız işçinin yanında olan sendika

SONRAKİ HABER

Melih Gökçek: Kaç tane FETÖ'cü vardı bende, yok demiyorum ki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa