Metal işçisi yazdı: Sabahki fiyat akşam değişiyor
"Evde ne pişireceğimizi kara kara düşünüyoruz. Fabrikada bir arkadaşım, “Artık ben evde ekmek yapmaya başlayacağım sen de yap” diyor bana.”
Fotoğraf: Burcu Yıldırım/Evrensel
Bir metal işçisi
İstanbul
Merhaba Evrensel okurları.
Öyle çok şeyler var ki yazacak; arka arkaya gelen zamlar, dövizin her geçen gün yükselmesi biz işçileri daha da yoksullaştırıyor, maaşlarımız kuşa döndü. Zamlar o kadar çok ki işten eve döndüğümde marketteki ürünlerin fiyat artışlarına gün içinde bile artık yetişemiyorum. 12 saat çalışıyorum yine de geçinemiyorum. Ne yapalım artık fabrikada mı yatalım?
Bugünlerde fabrikada asgari ücret ne olacak diye konuşurken arkadaşlarım 5 bin olsa bile yine de zamlar karşısında yetmez diyor. Üstümüze başımıza yeni kıyafetler almak artık bizim için lüks oldu. Evde ne pişireceğimizi kara kara düşünüyoruz. Fabrikada bir arkadaşım, “Artık ben evde ekmek yapmaya başlayacağım sen de yap” diyor bana. Biz o kadar ağır koşullarda çalışalım bir de üstüne evde ekmek mi yapalım? Biz metal işçisiyiz, fabrikada zaten posamız çıkarcasına çalıştırıyorlar. Hele bir de evin yükü de biz kadınların sırtında. Bu düzen bizi robotlaştırdı, insanlıktan çıkardı desem inanın abartı olmaz.
Fabrikada daha önce AKP’ye oy vermiş işçiler arasında hükümete olan tepki her geçen gün artıyor. Geçtiğimiz günlerde zamlara, hayat pahalılığına, dövizin yükselmesine karşı “Hükümet istifa” diyerek sokaklara çıkan halk her yerde polis engeliyle karşılaştı. Yürüyüşleri, basın açıklamalarını yasakladılar. Benim de katıldığım Avcılar’daki açıklamaya kaymakamlık yasağı ve polis müdahalesi oldu. Biz her geçen gün yoksullaşırken sesimizi duyuramayacak mıyız? Sanki bizler bu ülkede yaşamıyoruz. Tabii ülkeyi yönetenlerin tuzu kuru, işçilerle dalga geçercesine açıklamalarda bulunuyorlar. Geçen gün fabrikada yaşadığım bir diyaloğu paylaşarak mektubumu bitirmek istiyorum. Emeklilikte yaşa takılan bir arkadaşım şöyle diyor: “Bizi emekli etmezse iktidarın hiçbir şansı yok. Gerçi etse de şansı yok. Halimiz ortada. Son çırpınışları bunlar. Biz artık hiçbir vaadine inanmıyoruz.”