Antepli işçiler: İşçilerin iradesinin hakim olduğu sendika için harekete geçmeliyiz
Antep’te işçiler nasıl bir sendika istediklerini tartışıyor. Angel Halı ve Güler Çuval işçileri, iradelerinin hakim olduğu bir sendika bulamazlarsa kendi sendikalarını kurmayı düşünüyor.
Fotoğraf: Evrensel
Deniz KAR
Antep
Antep geçmişten beri işçilerin yaşadıkları haksızlıklar karşısında harekete geçtiği, imkanları ölçüsünde seslerini yükselttiği, çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmek için irili ufaklı eylemlere giriştiği bir kent. Antep işçi sınıfı, Ünaldı direnişi, SANKO grevi, Çemen Tekstil direnişi gibi pek çok direniş ve grev deyimine sahip. Antep işçi sınıfı, sarı sendikacılığın sınıfa ihaneti konusunda da önemli deneyimlere sahip. Son birkaç senedir Antep işçisi, sınıf sendikacılığı konusunda da yeni deneyimlere sahip oldu. DİSK Tekstil Bölge Temsilciliği, kendi iş kolunda ve üyesi olan işyerlerinde yürüttüğü mücadelenin yanı sıra, farklı iş kollarında, hiç üyesi olmayan işyerlerinde, Başpınar OSB dışında da haksızlığa uğrayan işçiler ile dayanışma içinde oldu; birlikte eylemler yaptı; bu işçilerin mücadelesine yol gösterdi. DİSK Tekstil’in üyesi olmayan, farklı iş kolunda çalışan işçilerle hangi ihtiyaçla örgütlü mücadele yolunu seçtiklerini, bu mücadelede DİSK Tekstil’in rolünü, DİSK Tekstil Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen’in görevden alınmasını ve işçilerin nasıl bir birliğe ihtiyacı olduğunu konuştuk. İşçiler, DİSK Tekstil sendikası ile tanışmadan önce örgütlü mücadeleye dair yanlış fikirlerinin olduğunu, Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen’in işçilere yol gösterdiğini söylüyorlar. DİSK Tekstil’in iki yıldır Antep’te sınıf sendikacılığı konusunda önemli işler yaptığını vurgulayan işçiler, ihtiyaç olanın da böyle bir sendikal birlik olduğunu belirtiyorlar.
ZENGİNLERLE UĞRAŞILMAZ DÜŞÜNCESİ VARDI
Konuştuğumuz ilk işçi, işyeri girişinde telefonlarının toplanmasına karşı oldukları için toplu şekilde işten atılan 63 Angel Halı işçisinden biri. Angel Halı patronu, 63 işçiyi birden hırsızlıkla suçlayarak Kod 46 ile işten atmıştı. İşçiler işe geri dönme talebiyle fabrika önünde bir ay direniş yapmıştı. Konuştuğumuz işçi, işten atılma süreçlerini hatırlattıktan sonra o sırada sendika üyesi olmadıklarını aktarıyor. İşten atıldıktan sonra sendika ile tanıştıklarını söyleyen işçi, “Biz sendikayla ilk tanıştığımızda arkadaşlar çekingendi. Aramızda sekiz senelik işçiler vardı ve ‘Ya tazminatımızı alamazsak ya süreç uzarsa diye’ düşünüyorlardı. Bazı arkadaşlar mahkemeye verme konusunda bile çekingendi” diyor. Çekingenliğin en büyük sebebinin, kredi borcunu, kira borcunu ödeyememe korkusu olduğunu belirten işçi, işçilerin arasında ‘Zenginlerle uğraşılmaz, patron iktidar partisine yakın, bizi rezil ederler’ gibi düşüncelerin olduğunu söylüyor.
SENDİKA YOL GÖSTERDİ
İşçi, sendikayla tanıştıktan ve direnişe geçtikten sonra pek çok şeyin değiştiğini dile getiriyor. Normalde baskılar karşısında tepkisiz kaldıklarını, patronun tehditleri karşısında sessiz olduklarını söyleyen işçi, sendika ile tanıştıktan sonra haklarını öğrendiklerini ve cesaret aldıklarını ifade ediyor. Sendikanın yol göstermesi ile fabrika önünde direnişe başladıklarını aktaran işçi, “Birlik olmanın öneminin farkında değildik, eylem yapmanın kanun dışı olduğunu düşünüyorduk. Ama sendikayla tanışınca haklarımızı öğrendik. Üyesi olmadığımız halde sendika bizden desteğini esirgemedi. Geldi bizimle ilgilendi, servis gönderdi, ihtiyaçlarımızı karşıladı. Desteklerini yanımızda görünce biz de dik durmaya başladık” diyor.
DİRENİŞ KAZANDIRDI
İşten çıkarıldıklarında patronun işçilere tehditler savurduğunu ancak mücadele ettiklerinde patrona geri adım attırdıklarını ve kazandıklarını vurgulayan işçi, “Patron, başka işyerlerinde iş bulamayacağımızı söyleyerek bizi tehdit etti. Fabrika önündeki direnişimiz bir aya yakın sürdü. Gidip İŞKUR’un önünde eylem yaptık, SGK’nin önünde eylem yaptık. Televizyonlara çıktık, Mecliste gündeme geldi mücadelemiz. Verdiğimiz mücadelenin sonucunda kazandık” ifadelerini kullanıyor.
ÖNEMLİ OLAN ŞU YA DA BU SENDİKA DEĞİL, İŞÇİNİN BİRLİĞİ
Angel Halı işçisiyle, DİSK Tekstil Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen’in görevden alınmasını ve işçilerin konu hakkında ne düşündüğünü de konuşuyoruz. Türkmen’in görevden alınmasına karşı olduğunu söyleyen işçi, başka arkadaşlarının da duruma tepkili olduğunu ifade ediyor. Bu durumun DİSK Tekstil’e zarar vereceğini dile getiren işçi, “Sendikayı çok zedeleyecek bu, sendikaya çok zarar verecek. İnsanlar ‘Demek ki DİSK Tekstil de işçinin yanında değilmiş’ diyecek. Biz her yerde DİSK Tekstil’i anlatıyorduk, Mehmet Türkmen’i örnek veriyorduk. Çünkü sendika Uğur Tekstil işçilerine kazandırdı, bize kazandırdı. Bir yerde işçilerin haklarını alıp sonra da bölge temsilcini görevden alırsan insanlar sana güvenmez. Kimse yanına gelmez. Bunu akıllarına sokmaları lazım” diye konuşuyor. Bugün işçilerin bir araya gelip örgütlenmesinin acil bir ihtiyaç olduğuna dikkat çeken işçi sözlerini şöyle tamamlıyor: “Kuvvet birlikten doğar, tek başınayken seni herkes alt eder. Önemli olan şu ya da bu sendika değil, önemli olan işçilerin birleşebileceği bir çatı, işçilerin birlik olması.”
GÜLER ÇUVAL’DA ÖRGÜTLENME SÜRECİ
Angel Halı işçisinin ardından Plastik iş kolunda üretim yapan Güler Çuval işçisi ile konuşuyoruz. Güler Çuval’da işçiler, geride bıraktığımız sene Lastik İş Sendikasında örgütlenme faaliyeti yürütmüşlerdi. İşçiler, çalışma koşullarına ve ücret düşüklüğüne karşı sendikalı olma yoluna gitmişlerdi. İşçilerin sendikalaşma mücadelesi patronun engelleriyle karşılaşmış ve fabrikada sendikal nedenle işten atmalar gerçekleşmişti. Güler Çuval fabrikasının önünde işçiler, DİSK Tekstil Sendikası ile birlikte fabrikadaki baskılara karşı eylem düzenlemişti. İşçilerin yaptığı eylem yıllar sonra Başpınar’da yapılan ilk eylemdi. Bu eyleme farklı fabrikalardan DİSK Tekstil üyesi işçiler de katılmıştı.
Örgütlenme sürecini konuştuğumuz işçi, örgütlenmeye öncülüğü DİSK Tekstil Sendikasının yaptığını söylüyor. DİSK’e bağlı Lastik İş’in Antep’te temsilciliği olmadığı için Tekstil İşçileri Sendikasına başvurduklarını söyleyen işçi, bu süreçte DİSK Tekstil Temsilcisi Mehmet Türkmen’in işçilere yol gösterdiğine dikkat çekiyor. Türkmen’in iş kolu ayrımı yapmadığını dile getiren işçi, “Mehmet Türkmen bizimle birlikte toplantılara katılıyordu, işyeri komitesi kurmamızı önermişti. Türkmen bize sürekli yol gösteriyordu. Ne yapmamız gerektiğini söylüyordu. Patronun baskıları karşısında nasıl mücadele etmemiz gerektiğini anlatıyordu” diyor. DİSK Tekstil’e üye işçilerin de kendilerine destek verdiklerini vurgulayan işçi, “yine DİSK Tekstil’in yönlendirmesiyle fabrika önüne basın açıklaması yapma kararı almıştık. Bu çok uzun süre sonra Başpınar’da yapılan ilk işçi eylemiydi. Bu eyleme hem kurumlar katılmıştı hem başka işçiler katılmıştı. İşyerindeki baskıları, patronun işçileri sendikadan istifaya zorlamasını kamuoyuna duyurmuştuk” ifadelerini kullanıyor.
SENDİKA DEMEYİN NE DERSENİZ DEYİN
DİSK Tekstil’in bu tutumunun işçilere güven verdiğini söyleyen işçi, daha önce işçiler arasında sendikaya tepki olduğundan bahsediyor. İşçi, sendikaya duyulan tepkiyi şu şekilde ifade ediyor: “Yaşadığımız baskılar karşısında işçi arkadaşlarımıza sendikalı olma çağrısı yaptığımızda arkadaşlarımız,‘Bize sendika demeyin de ne derseniz deyin’ diyorlardı. Çünkü özellikle belli bir yaşın üstünde olan işçi arkadaşlarımızın neredeyse hepsinin sendikalaşma deneyimi olmuş ya da bir yakınlarının deneyimine şahit olmuşlar. Sendikaların işçilere karşı tutumunu, patronla anlaşmasını, işçileri yarı yolda bırakmasına tanık olmuşlar. Bundan dolayı sendikalara karşı güvensizlik var Antep’te.” Mehmet Türkmen’in DİSK Tekstil’de görev almasıyla işçilerde farklı bir sendikal anlayış da mümkün düşüncesinin oluştuğunu ifade eden işçi, bu yüzden fabrikada kısa sürede yetkiyi alma noktasına yaklaştıklarını söylüyor. İşçi, patronun kurduğu baskılar sonucunda mücadelelerinin yenilgiye uğradığını aktarıyor.
SENDİKACILIĞIN NASIL YAPILACAĞINI GÖRDÜK
DİSK Tekstil’i kendi fabrikalarındaki örgütlenme sürecinden sonra da takip ettiklerine dikkat çeken işçi, “Sendikanın Antep’teki faaliyetlerini, özellikle pandemi sürecinde yaptığı çalışmaları, yaşanan direnişleri takip ediyorduk. Biz sendikacılığın nasıl olması gerektiğini gördük” diyor. DİSK Tekstil’in Mehmet Türkmen’i görevden almasına Güler Çuval işçisi de tepkili. Görevden almayı DİSK Tekstil genel merkezinin yaptığı açıklamayla öğrendiğini belirten işçi, “Sendika, yaptığı açıklamada ‘Sendikal anlayışımızdaki uyumsuzluktan kaynaklı’ demiş. Adeta suçlarını itiraf etmişler. Çünkü Mehmet Türkmen’in sendikal anlayışının ne olduğunu birebir yaşayarak da sonrasında izleyerek de anladık. Tam bizim ihtiyacımız olan bir sendika anlayışıyla hareket ediyordu. Patronlara karşı taviz vermeyen, işçinin kararıyla hareket eden bir sendikacılık yapıyordu. Bu sendikacılıkla ters düşen bir anlayış nasıl bir sendikal anlayış olabilir ki. İşçilerin sendikadan nefret etmesine, yaka silkmesine, işçilerin sendikacıların arkasından küfür etmesine sebep olan sendikal anlayış olabilir” diyerek tepkisini gösteriyor.
HAREKETE GEÇMENİN TAM ZAMANI
İşçi, sendikalardaki hakim anlayışı değiştirmek için harekete geçmek gerektiğini söylüyor. Hayat pahalılığından ve ücretlerdeki erimeden dem vuran işçi, işçilerin iradesinin hakim olduğu bir sendikal anlayışı hayata geçirmenin aciliyetine değiniyor. İşçi bu ihtiyacı şöyle açıklıyor: “Artık sabredecek durumumuz kalmadı çünkü ülkenin durumu malum. Bir yandan aldığımız maaş eriyor, buna karşılık zorunlu ihtiyaç maddelerinin fiyatı her geçen gün artıyor. Bunun karşısında işçilerdeki genel durum, daha fazla çalışarak geçinmeye çalışmak. Artık pazar mesailerine 16 saat kalıyoruz. Bunun bir sonraki aşaması yok, daha ne kadar fazla çalışabiliriz. Burada tek yol kalıyor, o da örgütlenmekten geçiyor. Mevcut sendikal anlayışla bu işleri başarmak mümkün değil. Bunun için yeni bir sendikal anlayışı hakim kılmak üzere harekete geçmeliyiz. Ya yeni bir yol bulacağız, ya da yeni bir yol açacağız. Bence tartışmalar artık bu aşamada. İşçilerin iradesinin hakim olduğu bir sendika bulamazsak, yapılabilecek en mantıklı şey kendi sendikamızı kurmak. Bunun için harekete geçmemiz gerekiyor.”