Boğaziçi Akademisyenleri: Hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz

Direnişin 334. gününde 225. kez Rektörlük binasına sırt dönen Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri, yaptıkları basın açıklamasında "Türkiye’de demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar, kabul etmiyoruz vazgeçmiyoruz" dedi. Akademisyenler, öğrencilerine yönelik tüm soruşturma ve davaların son bulmasını ve bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep etti.

Naci İnci’nin kurum iradesi hiçe sayılarak Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasının 102'nci, Öğretim Görevlisi Can Candan’ın görevden almasının 137'nci ve Candan’ın İnci’nin talimatıyla kampüse alınmayışının 54. gününde Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri, "Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz" diyerek arkalarını 225. kez Rektörlük binasına döndüler.

Akademisyenler nöbet boyunca ellerinde “Kabul Etmiyoruz”, “Vazgeçmiyoruz” ve “#BerkeyePeriteÖzgürlük” ve “Mücadele umuttur” yazan dövizler, üzerinde "Can Candan yalnız değildir" yazan fotoğraflar ve derslerine son verilen Feyzi Erçin ile Özcan Vardar’ın fotoğraflarını taşıdılar.

SANSÜR ÜZERİNE ETKİNLİK İPTAL EDİLDİ

Akademisyenler haftalık açıklamalarının ardından, daha önce bugün olacağını duyurdukları "Duvarlar ve Sınırlar: Göç, Kırılganlık ve Sanat Üzerine" başlıklı paneline dair de bir açıklamada bulundular. Hafta içi atanmış yönetiminin üç bölüm ve iki merkezin ortak düzenlediği paneli, konuşmacılardan Can Candan ve Feyzi Erçin'in kampüse girişlerinin yasak olduğunu söyleyerek sansürlemesinin ardından, etkinliğin diğer katılımcılarının ortak kararı ile iptal edildiğini duyurdular.

"YAYINEVİNİN FAALİYETİNİ DURDURMAK KAMUSAL ZARARDIR"

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin 225. nöbetine yayıncılık dünyasından pek çok Boğaziçi Üniversitesi mezunu da katıldı. Yazar ve yayıncı mezunlar, nöbet boyunca ellerinde üzerinde “Yayınevinin faaliyetini durdurmak kamusal zarardır”, “Liyakat esastır”, “Öğrencime dokunma” yazan dövizler ve atanmış yönetimce son editörün işine son verilerek fiilen kapatılan Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi’nin daha önce yayımladığı, baskısı tükenen kitapların üzerinde “Tükendi, dir daha basılacak mı” yazan fotoğraflarını taşıdılar.

"HUKUKSUZCA KADROLAŞMIŞ TÜM İSİMLERİN İSTİFASINI İSTİYORUZ"

Akademisyenlerin basın açıklamasında özetle şu ifadelere yer verildi:

"Tarihinde ilk defa, üç bölüm ve iki araştırma merkezinin düzenlediği akademik bir panel, rektörlük tarafından sansürleniyor. Katılımcılar arasında yer alan Can Candan ve Feyzi Erçin hocalarımızın konuşmaları, kampüse giriş izni olmadıkları gerekçesiyle programdan çıkartılmak istendi. Daha önce öğrenci kulüplerinin etkinlikleri de benzer sansürcü müdahalelere maruz kalmıştı. Üniversiteler baskıcı, yasakçı, sansürcü uygulamalarla, hiçbir yazılı belge ve resmî gerekçe sunulmadan alınan kararlarla keyfî bir şekilde yönetilemez. Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen meslektaşımız Can Candan ile dersleri iptal edilen Feyzi Erçin, Seda Binbaşgil ve Özcan Vardar'ın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini bir kez daha talep ediyoruz.

Atanmış Rektör Naci İnci’nin şikâyeti üzerine gözaltına alınan öğrencilerimiz Enis Berke Gök ve Caner Perit Özen 59 gündür haklarında bir iddianame bile bulunmaksızın cezaevinde rehin tutuluyor. Öğrencilerimize yönelik tüm soruşturma ve davalar son bulmalı, öğrencilerimiz derhal serbest bırakılmalıdır.

Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları ve enstitü müdürleri seçimle göreve gelmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz Mühendislik Fakültesi Dekanı, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürleri bir an önce görevlerine atanmalıdır. Atanmış Rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz.

Türkiye’de demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar, kabul etmiyoruz vazgeçmiyoruz." (İstanbul/EVRENSEL)