Yurttaş ekmek zammına tepkili: Ekmeğe 10 lira verirsek evde ne pişireceğiz?
Şirinevler’de halk ekmek büfesi önünde bekleyen yurttaşlar, uzun zamandır fırından ekmek alamadıklarını söyledi.
Fotoğraf: Evrensel
Beyza UĞUR
Dilan TEMİZ
İstanbul
İstanbul’da kimi yerlerde ekmek 3 liradan satılmaya başlandı. Kuruş hesabı yapmak zorunda kalan emekçiler 1 lira 25 kuruşa ekmek alabilmek için halk ekmek büfelerine yöneldi. Şirinevler’de halk ekmek büfesi önünde bekleyen yurttaşlar sadece ekmeğe değil, bütün temel tüketim ürünlerine zam geldiğini belirterek, “Bir ekmeğe 3 lira verirsek akşam ne pişireceğiz?” diye soruyor. Ekmek sırasında bekleyen Hatice Dökmeder, “Pazara gidiyorsun, 10 liraya aldığın ürün haftaya 20 lira oluyor. Durumumuz hiç iyi değil. Marketlerde zeytinyağı kalmamış, sonu ne olacak bu işin bilmiyorum” dedi.
Uzun süredir fırına gitmediği için ekmeğe gelen zamdan haberi olmadığını söyleyen Nurşen Bilge, “Fırınlardan ekmek alamıyoruz çünkü ekmek 2.5 lira, hatta 3 lira olmuş haberimiz yok. Doğal gaza zam geldi, evimiz kira. Kiraya mı para verelim meyveye mi doğal gaza mı şaşırıyoruz. Doğal gazı da yaktık ama en düşük seviyede açtığımız için donuyoruz. Su desen aynı elektrik desen aynı faturalarla başımız belada” diye konuştu.
‘SÜRPRİZ YUMURTA BİLE 10 LİRA OLMUŞ’
Fiyatların pahalılığından şikayet eden Bilge, “Çay kaşığı ile veriyorlar kepçeyle kazanla alıyorlar. Çocukların ayda bir et yemesi lazım ama et alamıyorum. Çocuğuma bir meyve bile alıp yediremiyorum. 100 lira ile bir markete gittiğin zaman sadece bir kalıp peynir, yarım kilo zeytin alabiliyorsun” derken, yanında bulunan küçük kızı da araya girip “Sürpriz yumurta bile 10 lira olmuş” diyor.
Tek isteklerinin rahatça yaşamak olduğunu belirten Hosep Gülük de “Ülkemizde bir sıkıntı var, bunu yönetenlerin anlaması gerekiyor. Bir ekonomik sıkıntı olmasa halk ekmek kuyruğuna girmek yerine gider fırından ekmek alırım. Halk ekmeğin fiyatı 1.25. Günde en az 3 ekmek tüketiyoruz. Bu durum ancak baştakilerin bizi anlaması, açlığımızı ve tokluğumuzu bilmesiyle düzelir. Ben bir şekilde kendi yağımda kavruluyorum, belediyeye sığınmak istemiyorum” diyor.
‘ABİM 73 YAŞINDA HÂLÂ ÇALIŞIYOR’
İş aramaya çıktığını söyleyen Ahmet Özçınar da şunları söylüyor: “Emekli olmama rağmen mobilyacılık yapıyordum, işten atıldım. Emekli maaşım 2 bin 400 lira. Bununla ancak 2 bin lira olan ev kiramı ödeyebiliyorum. Doğal gaz faturası 600 lira geldi, elektrik ve su 1000 lira geldi. Et yemem imkansız, gelin bakın dolabım bomboş. Bir emekli olarak kahvaltıda zeytin, domates ve ekmekten başka bir şey yiyemiyorum. Yediğimiz ekmeği de Halk Ekmek’ten alıyoruz. Emeklinin maaşı en az 4 bin lira olmalı ki emekli nefes alabilsin. Abim 73 yaşında olmasına rağmen hâlâ çalışmak zorunda. Avrupa’da çalışıp burada çok ucuza tatil yapıyorlar. Ben 24 yıldır doğru dürüst bir tatil yapamadım.”
İsmini vermeyen emekli bir vatandaş da zamlardan hükümeti sorumlu tutarak, “Zor geçiniyoruz, fırından ekmek bile alamıyoruz. Çıkıp hâlâ 2023’ü bekleyin deyip halkla alay ediyor. Halk artık konuşsun, uyanın! 3 bin 200 lira emekli maaşı alıyorum ev kirasına 1700 lira veriyorum. Bu sabah maaşımı çektim, cebimde 800 lira kaldı. Esnaf söylendiği gibi fırsatçı değil, çünkü bu zamların sorumlusu esnaf değil Erdoğan hükümetidir” dedi.
Yapılan zamlardan dolayı hedef gösterilen esnaflardan biri olan Veysi Akar tepkisini şu şekilde dile getirdi: “Esnaflar fırsatçı değil. Bu hükümet iktidara geldiğinden beri her şeye zam yapıyor. Önceden yağı 60 liraya alırken şimdi 100 liraya alıyorum. Esnaf zam yapmasın da kimler yapsın? Yapılan zamlar yüzünden ürünlerime 1-2 lira zam yapmak zorunda kaldığımda müşterim kaçıyor. Hükümetin yaptığı zamların hesabı bize soruluyor, kimse hükümeti suçlamıyor. Hükümetin bize yardım etmesi lazım. Bir haftada yağa, pirince yüzde 100 zam geliyor. Sonra biz konuşunca terörist, vatan haini oluyoruz.”
‘4 SAATLİK UYKUYLA 20 SAAT ÇALIŞTIĞIMI BİLİYORUM’
İstanbul’da yaşayan bir öğrenci olarak geçinemediğini, Adıyaman’da tütüncülükle uğraştığını söyleyen Mazlum Doğanözdemir, “Burada inşaat mühendisliği okuyorum. Şu an inşaat mühendisliğinden mezun ortalama 110 bin kişi var ve yüzde 95’i ekonomik krizden dolayı işsiz. Birçoğu işsizlik yüzünden psikolojik bunalımda. Gençleri iş beğenmemekle suçluyorlar ancak gerçek öyle değil 4 saatlik uykuyla 20 saat çalıştığımı biliyorum. Kimse bizi elimizdeki telefonla, giydiğimiz kıyafetle yargılamasın, biz bunları kendimiz elde ederek kazandık, kimse bize bir şey vermedi. Benim şu an öğretim durumum bitmemesine rağmen ilk zamanlarda aldığım kredi 19 bin lirayken şimdi 28 bin lira oldu. Halkımızın artık uyanması lazım. Bu sebeplerden ötürü birçok arkadaşım yurt dışına çıkmak istiyor ancak cennet ülkemizi terk etmememiz, yeniden inşa etmemiz lazım. Tüm gençler birlik olmalı. Acilen hükümet gençlerin çalışabilmesi için gerekli politikaları uygulamalı” dedi.