Kripto para: Talih kimden yana?
Burak Sevingen, kripto para reklamı üzerine yazdı: Kripto paraların geleceği konusu bir yana -bir temsil aracı olarak- bu reklam yakın geleceğin kültürel eğilimlerine dair ipuçları sunuyor
Fotoğraf: Burak Sevingen ve Pixabay
Burak SEVİNGEN
Bitcoin ve diğer kripto paraların alınıp satıldığı piyasaların reklam kampanyaları iddialı içerikleriyle dikkat çekiyor. Yakın zamana kadar, bu borsa şirketleri sosyal medya platformlarında ve birçok ülkenin ana akım medyasında serbestçe reklam veremiyorlardı; engellerin gevşetilmesine paralel olarak, özelikle spor ve medya dünyasından şöhretlerin reklam yüzü olduğu iddialı kampanyalar art arda geldi. Bunlardan biri, Crypto.com’un Türkiye’nin de aralarında olduğu yirmi ülkede başlayan yüz milyon dolar bütçeli tanıtım kampanyası oldu. Kripto paraların yaygınlaşması beklentisinin işaret fişeği olarak tasarlanan kampanya kapsamında, sosyal medya platformları ve televizyon kanallarında gösterime giren reklam filminin İngilizce sloganı “Fortune Favours the Brave” (Talih Cesurdan Yanadır) şehirlerdeki billboardlarda yerini aldı.
YETENEKLİ BAY MATT DAMON
Filmin yapımcısı, Yedi, Dövüş Külübü, Zodiac ve Sosyal Ağ filmlerini yöneten David Fincher’ın şirketi Reset; yönetmeni ise Christopher Nolan’ın Kara Şövalye (2008) ve Başlangıç (2010) filmlerinin Oscar Ödüllü görüntü yönetmeni Wally Phister. Ana teması atılganlık olan reklam filmi, müstakbel kripto para yatırımcılarını -Uzay Çağının öncüleri olarak- tarihin cesur kaşif ve mucitleri arasına katılmaya davet ediyor. Reklam yüzü Matt Damon’un sinema kariyerinde canlandırdığı karakterler, çağrışımları ile mesajın ikna ediciliğine katkı yapabilecek nitelikteler: Kendi kendine yeten astronot (Marslı ve Interstellar); soğukkanlı matematik dehası (Can Dostum); sıradan görünümlü ve otorite karşıtı (Medusa Darbesi); yetenekli ve hırslı (Ocean’s 11); fazlasıyla mürekkep yalamış (Syriana ve Hazine Avcıları).
CESARET MÜZESİ
Bir dakika uzunluğundaki film, boş bir sergi salonunda ışıkların yanması ile başlıyor. Rehberlik yapacak Matt Damon’ın girişi ile bir anda beliriveren sergiler, Solo Leveling mangasını veya Elysium: Yeni Cennet‘i (gene bir Damon filmi) andıran bir mizansen yaratıyor. Çok geçmeden, Metaverse’vari bir Cesaret Müzesi’ni gezdiğimizi anlıyoruz. İlk sergilenen figür Keşifler Çağından: “Neredeyse maceraya atılıp başaracakken”, en nihayetinde gereken dirayeti gösteremediği için, kaybedenler arasına katılan bir denizciyi temsil eden manken, yelkenli gemisinin önünde hareketsiz duruyor. Belirtilmese de, başı hafif öne eğik kaptan, Portekizli kâşif Macellan olmalı.
Takip eden sergiler ise tarihe damga vuran -“anı yakalayan”- kişilerin dinamik ve ihtişamlı canlandırmaları: Everest’in zirvesine çıkmayı başaran ilk dağcı olan Edmund Hillary tırmanışta, ilk kez motorlu uçak ile uçuş gerçekleştiren Wright Kardeşlerden biri ise çift kanatlı uçağında görülüyor.
Öncü kaşif ve mucitler geride kalırken, dalgalı deniz ve uçak pervanesi gibi ses efektlerinin yerini tempolu bir ritim alıyor; bir tür gece kulübü mizansenindeki bir grup kadın ve erkek kadraja giriyor. Günümüzün insanlarını temsil eden grubun burada bulunma sebebi -salondaki komşuları gibi keşif veya icat yapmaları olmadığına göre- gözü pek kripto para yatırımcısı olmaları olsa gerek.
Rehberli turun sonuna gelinirken, sergi salonuna bir grup astronot giriyor. Kadın astronotlardan birinin -yavaş ve yakın çekimde- attığı adım, Neil Armstrong’un “Bir insan için küçük, İnsanlık için dev bir adım” sözünü hatırlatıyor. Astronotların “Satoshi” yazılı yaka sekmeleri, Bitcoin’i geliştiren kişi veya gruplar için kullanılan isim olan Satoshi Nakomoto’yu selamlıyor.
“Bu sıradan faniler, aynı siz ve benim gibi”, diyor Matt Damon -hem astronotlar, hem de clubberları kastederek- “hakikat anını” yakalamaya adanmak için “zihinlerini sakinleştirip, iradelerini çelikleştirirler…” Aktör, salonunun sonundaki pencereden gözüken Mars gezegenine bakarak sözlerini tamamlıyor: “Roma’lılar zamanından beri gözü pek olanların fısıldadığı dört sade sözcük ile -talih cesurdan yanadır”.
O FORTUNA!
Günümüzde en yaygın benimsenen biçimi fortis fortuna aiduvat olan Latince deyimin öznesi Karl Orff’un Carmina Burana kantatındaki kaprisli Pagan Tanrıçası Fortuna. Bu kalıp ve varyasyonları yüzyıllar boyu farklı bağlamlarda tekrarlanmış; bunların başlıcaları, Virgil’in epik şiiri Aeneid ve Vezüv yanardağının patlamasının hemen ertesinde korkusuzca arkadaşını arayan -ve bu uğurda hayatını kaybeden- Doğa Bilimci Yaşlı Plinius.
Deyimin süslediği sayısız tişört ve kahve kupası tasarımı bulmak mümkün -eşlik eden görsel genellikle aslan veya lejyoner miğferi oluyor. Latince kalıbı armalarında kullananlar arasında futbol takımları, üniversiteler, aristokrat aileler ve elit askeri birlikler var. Yakın dönem popüler kültüründe iz bırakan atıfların başında Elton John’lu Tim Rice müzikali Aida (1998) ve John Wick (2014) geliyor- bu filmde Keanu Reeves’in sırtındaki Latince dövme Albrecht Dürer’in Dua Eden Eller’i ile bir kompozisyon oluşturuyordu. Her yeni yorum, zengin arka plandan besleniyor ve anlama yeni bir katman ekliyor.
NEDEN İNGİLİZCE?
Deyimin tarih boyunca kullanılmış Latince varyasyonlarının bazılarında kastedilen, cesurdan ziyade güçlü veya pervasız olanın kazanması. Tanrıça Fortuna’nın İngilizce karşılığı fortune sözcüğü ise hem şans, hem servet çağrışımı yapabiliyor. Kalıbın yoruma açık olması, içeriği zengin ve muğlak kılıyor. Reklam sloganı Türkçeye tercüme edilmiş olarak kullanılsa belki muğlaklık giderilirdi, ancak bu tercih edilmemiş ve İngilizcesi kullanılmış.
Reklamın sonunda gene İngilizce olarak yer verilen önemli bir öge ise risk iştahı uyarısı ve piyasa dalgalanmalarına karşı temkinli olunması yönünde hatırlatma. Bu uyarının Türkçe olarak yapılmaması, Paypal’ın faaliyet göstermediği bir ülke bağlamında oldukça ‘liberal’ bir uygulama. Klasik hisse senedi ve karma fon borsalarının tanıtımlarında bu tip bir uyarı daha ön planda olurdu; ama zaten 60 saniyeye sığdırılan bunca kültürel referans, söz konusu olanın tipik bir finansal hizmet reklamı olmadığını ortaya koyuyor. Öyle olsaydı, cesaret ve macera temaları yerine ürünün sağladığı varsayılan bireysel fayda (kolaylık, kazanç, itibar, vb.) veya markanın sponsorluk üzerinden toplumsal katkı iddiası vurgulanırdı.
CESUR YENİ DÜNYALILAR
Kimilerine göre kripto paralar, kişilerin özel verilerine nüfuz etmeyi kolaylaştırarak, devletlerin internet üzerindeki kontrolünün artmasına hizmet etme potansiyeline sahip. İyimser görüş ise bu para biriminin yeni nesil internet -merkeziyetçi olmayan, dolayısıyla Google, Amazon ve Facebook gibi devlerin belirleyici olmadığı Web 3.0- için yapı taşı görevi yerine getirerek özgürleştirici bir rol oynayacağı yönünde.
Aslan logolu Crypto.com’un CEO’su Kris Marszalek, reklamın “finansal bağımsızlık” ve “kendi kaderini tayin” kavramlarına odaklanma mesajı içerdiğini söylüyor.1 Ona göre, “Yolculuk uzun ve zorlu geçecek. Ama ileride bu ana, Matt Damon’un Mars’a baktığı gibi bakacağız”. Veya Elon Musk gibi; zira Musk, Mars’ta kurulacak kolonilerin para biriminin kripto para olacağını iddia etmişti.2
Macellan ile başlayıp, Mars ile biten bu anlatı ve ortaya koyduğu gelecek tahayyülü -fatihler ve koloniler; kaybedenler ve korkusuzlar- temel olarak bugüne dair bir dayatma. Tüketiciye kendisini uzay kaşifi (veya lejyoner) gibi hissedebilmesi için kavramsal bir cephanelik sunuluyor, ama atılganlık ve kararlılık ile kastedilen, özünde bir call to action / eylem çağrısı-meseleleri fazlaca kurcalamak yerine, sunulan seçenekler arasında tercih yapan kitleye katılmak.
Kripto paraların geleceği konusu bir yana -bir temsil aracı olarak- bu reklam yakın geleceğin kültürel eğilimlerine dair ipuçları sunuyor. Ölü Ozanlar Derneği’nin (1989) popülerleştirdiği carpe diem / anı yaşa aforizmasını 1990’ların hedonizminden ayrı düşünmek zor. Benzer şekilde, “İleride, dönüp bu ana baktığımızda”, Metaverse evreninin edilgen tüketicisine dönüşme tehdidi altındaki bireyi görmemiz mümkün.
1 “Matt Damon Hawks Cryptocurrency in New Commercial”. Ekim, 2021.
2 “Elon Musk says Mars economy will run on cryptocurrency”. Aralık, 2020.