İşçiler sendikaları tartışıyor: DİSK/Tekstil'in Öz İplik-İş'ten ne farkı kaldı?
Özak Tekstil işçileri, ücretsiz izin uygulamasıyla sendikaları yanlarında görmediklerini belirterek, "DİSK/Tekstil’in Öz İplik-İş’ten ne farkı kaldı" diye sordu.

Fotoğraf: Evrensel
İLGİLİ HABERLER

Özak ve Uğur Tekstil işçileri: Patronlarla işbirliği yapan sendikacılara DİSK nasıl göz yumuyor?

Özak Tekstil İşçileri DİSK Tekstil ve Öz İplik-İş'e seslendi: İşçinin yanında durun!

Uğur ve Özak Tekstil'de patron saldırıyor, sendika merkezi izliyor
Deniz KAR
Urfa
Urfa Organize Sanayi Bölgesi (OSB), çoğunluğu tekstil sektöründe olan 30 bin işçinin çalıştığı bir yer. Burada çalışan işçilerin neredeyse tamamı asgari ücret seviyesinde maaş alıyor. Tekstil fabrikaları çoğunlukla giyim üzerine çalışırken, uluslararası büyük markalara üretim yapıyor. Özak Tekstil de bu fabrikalardan biri. Özak Tekstil’de işçiler, fabrikada yetkili olan Öz İplik-İş’in patron iş birlikçisi tutumundan dolayı sendikadan istifa ederek, DİSK/Tekstil’de örgütlenmeye başlamıştı. İşçiler, DİSK/Tekstil’de örgütlenmeye başladıkları 2020 başından bu yana fabrika yönetiminin ve Öz İplik-İş’in baskısıyla mücadele ediyor. İşçiler, DİSK/Tekstil’in yol göstermesi ve kurdukları birlik sayesinde şu ana kadar baskıları aştıklarını söylerken, en son karşılaştıkları ücretsiz izin uygulamasında sendikanın yanlarında olmadığını belirtiyorlar. İşçiler, ‘DİSK Tekstil’in Öz İplik-İş’ten ne farkı kaldı’ diyerek tepkilerini dile getiriyorlar.
PATRON İŞ BİRLİKÇİLİĞİNE KARŞI DİSK’TE ÖRGÜTLENMEYE BAŞLADIK
İşçiler, Öz İplik-İş’in kendilerinden habersiz sözleşme imzaladığını ve bu sözleşmeden sonra da asgari ücret almaya devam ettiklerini söylüyorlar. İşçiler, imzalanan sözleşmeden tek kazançlarının altı ayda bir aldıkları kumanya olduğunu ifade ettiler.
İşçi ile işyeri yönetiminin yaşadığı sorunlar karşısında sendikanın yönetim yanlısı tutum aldığına dikkat çeken bir işçi, “Sekiz yıllık işçi işten çıkarıldığında işveren 5 bin lira veriyordu. Aslında adamın hakkı 30, 35 bin lira. Öz İplik-İş de ‘5 bini al, çık git’ diyordu. Biz sendikadan işçinin hakkını savunmasını, işçinin arkasında durmasını bekliyorduk ama kendi temsilcileri bile işten çıkartılırken yanında olmadılar. Biz de bu yüzden DİSK/Tekstil’de örgütlenmeye başladık” ifadelerini kullanıyor. İşçiler, DİSK/Tekstil’de örgütlenmeye başladıktan sonra patronun kesintisiz baskılarıyla karşı karşıya kaldıklarını aktarıyorlar. Fabrika yönetiminin DİSK’i kesinlikle kabul etmeyeceğine dair tutum sergilediğini belirten işçiler, baskılara rağmen üye sayısını 400’e çıkardıklarını söylüyorlar.
MÜCADELE İŞÇİLERİ İŞE DÖNDÜRDÜ
Pandemi döneminde ücretsiz iznin yasallaşmasıyla örgütlenmeye öncülük eden işçilerin ücretsiz izne gönderildiğini hatırlatan işçiler, 9 ay boyunca ücretsiz izinde kaldıklarını, bu esnada fabrika yönetimi ve Öz İplik-İş’in el ele vererek işçiler üzerinde baskı yapmaya devam ettiğini vurguluyorlar. Fabrika yönetiminin işçilere, Öz İplik-İş’e geçmeleri halinde yeniden işbaşı yapabileceklerini söylediğini belirten bir işçi, Öz İplik-İş’in de işçilere rüşvet teklif ettiğini aktarıyor. İşçi bunlar karşısında dik durduklarını ve sonunda kazandıklarını vurgulayarak, “Fabrika yönetimi işçilere 400’er lira teklif etmişti. Öz İplik-İş ise kimi arkadaşlarımıza ‘Gelin altınıza araba alalım’ diyerek rüşvet teklif etti. Ama biz pes etmedik, dik durursak mücadeleyi kazanırız dedik. 9 ay sonra bizi tekrar işe aldılar. Biz eylemler yaptık, basın açıklamaları yaptık bizi bunun sonucunda işe aldılar” ifadelerini kullanıyor. Yaşadıkları baskıları DİSK Tekstil’in desteğiyle aştıklarını ifade eden işçiler küresel sendikanın ve fabrikanın üretim yaptığı markaların devreye girmesiyle de işyerindeki sorunların belirli ölçüde düzeldiğini dile getiriyorlar.
DİSK/TEKSTİL YÖNETİMİ İLE PATRON ANLAŞTI
Sendikanın Temsilcisi Mehmet Türkmen’i yanlarında gördüklerine ancak sendika merkezinin kendilerini yalnız bıraktığına dikkat çeken işçiler, Mehmet Türkmen’in görevden alınmasına tepki gösteriyorlar. Mehmet Türkmen’in görev yaptığı sürede baskıların karşısında durduklarını ve sendikayı arkalarında gördüklerini söyleyen bir işçi, “DİSK/Tekstil’i seçerken Mehmet Türkmen’e güvendik ve her konuda yanımızda oldu. Öbür sendikalardan ağzımız yandığı için DİSK’e güveniyorduk. Ama Mehmet Türkmen’i bile işten attılar. Ama bu sadece Mehmet Türkmen meselesi değil. Adamlar resmen işçilerin birliğini sattılar” ifadelerini kullanıyor. Uğur Tekstil’de örgütlenmenin ve fabrikanın direnişle yeniden açılmasının Türkmen’in görevden alınmasında etkili olduğunu dile getiren bir işçi ise, “Uğur Tekstil’in örgütlenmeye başlaması, fabrikanın kapatılıp direnişle yeniden açılması sürecinde genel merkezin fabrikayla iş birliği yaptığını biliyoruz ve her yerde dile getiriyoruz. Mehmet Başkan görevden alınınca Uğur Tekstil’de 100 işçinin işine son verdiler ve Özak Tekstil’de de çoğunluğu DİSK üyesi 48 arkadaşı yıllık izne yolladılar. Yıllık izin bitince de ücretsiz izne ayırdıklarına dair bir mesaj attılar. Biz bunun tesadüf olmadığını ve fabrikayla sendika merkezinin anlaşmalı olduğunu düşünüyoruz” diye konuşuyor.
ÖZ İPLİK-İŞ VAR BİZ BİR ŞEY YAPAMAYIZ
Fabrikanın kendilerini kıdem tazminatını vererek çıkarmak istediğine ancak bu işten atmaların sendikal nedenle olduğunu dikkat çeken bir işçi, kendilerinin işten ayrılmak istemediğini vurguluyor. Bu sebeple de sendika ile iletişime geçtiklerini söyleyen işçi, sendika merkezinden aldıkları cevap karşısında şaşkına döndüklerini aktarıyor. İşçi olayı şöyle anlatıyor: “Genel Başkan Kazım Doğan’ı ve Mehmet Ali Başak’ı aradık. Bize tazminatınızı alın diyorlar. Biz kapının önünde oturacağız diyoruz, 15 kişiyle sonuç alınmaz diyor. Orada Öz İplik-İş var biz bir şey yapamayız diyorlar. Eylem falan yaparsanız yanınızda olmayız ama hukuki olarak yanınızdayız diyorlar. Ama hukuki olarak da hiç yanımızda görmedik onları. Biz Özak Tekstil’e iki dava açtık hepsini kendi cebimizden karşıladık.”
SESİNİ YÜKSELTMEDEN HAK ALAMIYORSUN
İşçiler kendi karar aldıkları, işçilerin yönettiği bir sendika için mücadele edeceklerinin altını çiziyorlar. Özak Tekstil’deki örgütlenme deneyiminiden kendilerine ders çıkardıklarını ifade eden bir işçi, “Bu ülkede eylem yapmadan, sesini yükseltmeden hiçbir hak kazanamıyorsun. Bu iki yıldır tecrübe ettiğim şey bu. İşçi, hakkını aramadan hiçbir şey olmuyor. Bu sarı sendikacılığa karşı da böyle. Sonuçta DİSK/Tekstil Kazım Doğan’ın babasının çiftliği değil. Maaşını işçilerden alıyor. Sendika bu işçilerin, onların değil. Bu sendikayı bu işçiler kurmuş. Bu yüzden işçiler birlik olacaklar örgütlenecekler. Fikirlerimiz düşüncelerimiz ayrı olabilir ama bir konuda hepimiz aynı noktadayız hepimiz işçiyiz. Herkes evine ekmek götürmek derdinde. O yüzden işçilerin birlik olması lazım” diyor.
BU DÜZENİ SADECE İŞÇİLER DEĞİŞTİREBİLİR
Patronların, jandarma ile vali ile işçilerin karşısında durduğunu söyleyen bir işçi de Urfa’daki bu düzeni sadece işçilerin değiştirebileceğini aktarıyor. Patronların işçileri fabrikayı kapatmakla tehdit ettiğini, ancak bunun tek sebebinin işçileri korkutmak olduğunu ifade eden işçi, “Biz Urfa’daki bu düzeni değiştirmek için örgütlendik. O yüzden örgütlenmeye devam edeceğiz, bu yoldan dönmeyeceğiz. Gerekirse işçi anlayışıyla hareket eden kendi sendikamızı kuracağız” diye konuşuyor.
Fotoğraf: Evrensel
Evrensel'i Takip Et