06 Aralık 2021 04:47

Alanda hava ısınıyor

Sağlık iş kolunda alan hareketlendi. Daha önce de yazmıştım, toplumsal hareketliliğin öncüsü sağlık iş kolu olabilir.

Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Oldukça hareketli bir hafta geçirdik. 27 Kasım 2021 günü Ankara’da TTB mitinginde “Emek bizim, söz bizim” dedik. Yoğun yağmura rağmen, Türkiye’nin dört bir yanından gelen hekimler ile özlük haklarından sağlıkta şiddete, çalışma koşullarından halkın sağlık hakkına kadar geniş bir yelpazede taleplerimizi haykırdık. Bu taleplerin biri de azalan alım gücü nedeniyle emekliliğe yansıyan maaş artımı idi.

Hafta içinde sosyal medyada hızla yayılan bir haberle şaşırdık. Sağlık bakanlığı kamuda çalışan hekimler ile emekli hekimlerin ücretlerinde ciddi bir iyileştirme sağlayan bir maddenin TBMM Genel Kurulunda görüşülerek, bir torba yasanın içine konulduğunu açıkladı. Gerçekten ilginç bir gelişme idi. Bakanlık, TTB talepleri ile örtüşen bir çalışma yapmıştı. Ancak sadece hekimleri içeren bu ücret artışının, aslında kamuda çalışan hekimlere de gerçekte bir fayda sağlamadığı detaylar incelendiğinde ortaya çıktı.

Doğal olarak, memur sendikaları hatta yandaş Memur Sen dahil, hızlı bir şekilde tepki gösterdi. Sağlığın bir ekip işi olduğu vurgulandı ve performans sistemi ile başlatılan bu parçalanmanın bu sefer daha da ayrıştırıcı olacağının altı çizildi. İzmir’de cuma günü eğitim hastanelerinde basın açıklamaları yapılırken, en kapsamlı eylem Atatürk Eğitim ve Araştırma hastanesinde yapıldı. SES önderliğinde yüzlerce sağlık çalışanının katıldığı 2 saatlik iş bırakma eylemi yapıldı. SES Genel Merkezi alandaki bu hareketliliğe paralel bir karar ile bugün (6 Aralık) tüm iş yerlerinde tüm gün iş bırakma kararı aldı. Sağlık iş kolunda alan hareketlendi. Daha önce de yazmıştım, toplumsal hareketliliğin öncüsü sağlık iş kolu olabilir.

Hafta bu olaylarla bitmedi. 4 Aralık’ta günü İzmir Tabip Odası öncülüğünde İzmir Sağlık Platformu, Aile Sağlığı Merkezlerinde görev yapan hekimlerin çalışma koşulları ve özlük haklarındaki olumsuzlukları protesto mitingi yaptı. Tıpkı geçen 27 Kasım günü Ankara’daki eylemdeki gibi İzmir’de de yoğun yağmur altında sağlık çalışanları bir araya geldi. Aile hekimlerinin ve aile sağlığı elemanlarının çalışma alanlarındaki zorlukları, bakanlığın baskıları protesto edildi. Alandaki bir döviz her şeyi anlatıyordu: “Yeter artık Fahrettin, hepimizi kahrettin.”Dün Ankara’da Türkiye Barolar Birliği seçimi yapıldı. 8 yıldır başkanlık görevini sürdüren Metin Feyzioğlu, tüm çabalarına rağmen bu kez seçimi kaybetti. Başkanlığının ilk yıllarında CHP’ye yanaşan Feyzioğlu, daha sonra tıpkı Perinçek gibi bir yandaş olarak yerini buldu. Kendi iktidarını pekiştirmek için AKP ile birlikte Barolar Birliği yasasını değiştirmekten çekinmedi.

Ancak artık çıkar tekerleri tersine dönmeye başladı. Bugün yandaş Feyzioğlu yarın sıra AKP’de. AKP artık halkı din ile uyutamayacak. Karnı aç olanın gözüne uyku girmez. Artık “aç olan öbür dünyada Allah’a daha yakın olur” masalına kimse inanmıyor. İnsanlar bu dünyada cehennemi yaşamak istemiyor. Bu cehennemden kurtulmanın yolu da AKP’den kurtulmakla başlıyor. Haydi bugün Türkiye Barolar Birliği, yarın Türkiye.Sağlık bakanına küçük bir not: Bu kadar küçülme. Ne söylediklerinin kıymeti kaldı ne kişiliğinin. Yazık, çok yazık. Damat bile bu kadar ezdirmedi kendini. Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI