7 Aralık 2021 22:33
/
Güncelleme: 23:38

Canseven: Düşlemekten vazgeçmeyen herkesi kitaplarımızla buluşturmak istiyoruz

Soner SERT

Düşbaz Kitaplar edebiyatta yeni yollar keşfetme heyecanıyla yayıncılık dünyasına merhaba dedi. Düşbaz, listesinde edebi ve çoksatar romanlardan popüler bilim, kişisel gelişim, ebeveynlik, popüler kültür, popüler felsefe ve sosyal bilimler olmak üzere hem kurmaca, hem kurmaca dışından farklı türlerdeki kitaplara yer vermeyi hedefliyor. Düşbaz Kitaplar Yayın Yönetmeni Cansu Canseven, yayın politikalarını ve  projelerini anlattı. 

Düşbaz Kitaplar, Ayrıntı Yayınları’nın bir markası olarak kuruldu. Neden yeni bir markaya ihtiyaç duyuldu? Ayrıntı Yayınları’ndan farklı olarak nasıl bir yayın politikası izleyeceksiniz?

Düşbaz Kitaplar’ın okur kitlesinin de içeriğinin de sınırlarını çizmiyoruz, düşlemekten ve düşünmekten vazgeçmeyen herkesi kitaplarımızla buluşturmak istiyoruz. Dilde ve içerikte sansüre, ayrımcılığa yer vermeyen bütün iyi hikayelerin peşindeyiz, yeri geldiğinde popüler olanı da yakalayacağız, yeri geldiğinde edebiyatta yapılmayanı yapacağız, yenilikçi olacağız ama yeri gelecek, bir modern klasiği öne çıkaracağız, bazen de basıl(a)mayanı basacağız.

Ayrıntı Yayınları’ndan farklı bir yayın politikası demek doğru olmayacaktır; duruşumuz, yayıncılığa bakışımız aynı. Sadece Ayrıntı’nın listesine eklenemeyecek başka türleri de Düşbaz’dan yayımlayabileceğimizi ya da heyecan duyduğumuz, çok sevdiğimiz kitapları Düşbaz’dan yayımlayarak daha geniş bir okur kitlesiyle buluşturabileceğimizi söyleyebiliriz. 1960’lardan bir kitabı alıp yayımlarsak da şaşırmayın, yapabiliriz çünkü. Yaptık zaten. Ama henüz otuzlarına gelmemiş bir yazarımızın kitabını da yayımlayacağız. Dediğim gibi Düşbaz’ı düşbaz yapan sınırsızlığı olacak...

Her yayınevi, okura bir soluk aldırmak, yeni ve kalıcı bir entelektüel vaatte bulunmak için kurulur aslında… Siz Düşbaz Kitaplar’ın vaadini nasıl yorumluyorsunuz? Düşbaz Kitaplar okura ne söylüyor?

Hem ülke gündemimiz hem dünya gündemimiz yeterince boğucu ve iç karartıcı, kabul etmek lazım. İnsanlar sadece güzel bir hikayenin peşinde oldukları için kitap okumuyorlar; öğrenmek, bilmek, duymak, görmek için de okuyorlar. Yıllardır anlatılan hikayeler hep aynı özüne bakarsanız, asıl olan bunun nasıl anlatıldığı, değişen ve dönüşen dilin hikayede nasıl kullanıldığı, karakterlerin sesleri, bakışları, kurgunun kendisi vs. Bizler bu dönüşen ve değişen dili, farklı kültürleri, farklı karakterlerin farklı seslerini, yeni biçemleri, yeni biçimleri okurlarla buluşturmak istiyoruz. Doğaya, insana, topluma dair; psikolojiye, anneliğe, kadınlığa, topluma dair düşündürecek, sorgulatacak metinlerle okurları buluşturmak istiyoruz. Bizi heyecanlandıran, bizde “okuduğumuzu paylaşma isteği” uyandıran kitapları okurlarımızla buluşturmayı amaçlıyoruz.

Bugüne değin yayımladığınız kitaplar farklı disiplin ve branşlarda üretilmiş içeriklerden oluşuyor. Hem kurmaca hem de kurmaca dışı eserler yayımlıyorsunuz. Bunun dengesini nasıl kuruyorsunuz?

Düşbaz Kitaplar her ay bir kurmaca ve bir kurmaca dışı kitap basacak, bu sayıyı ve bu düzeni her daim korumak istiyoruz. Kurmaca kitaplarda çağdaş yazarların, modern klasiklerin, ilk yazarların, genç kuşakların, tanınmamış ama tanınması gereken yazarların hikayesiyle, kurgusuyla, diliyle, derdiyle, derdini anlatış biçimiyle bizi etkileyen romanları yer alacak.

Kurmaca dışında ise sosyal bilimlerin çeşitli alanlarından, felsefeden sosyolojiye, eleştiriden psikolojiye, edebiyattan sanata, yemek kitaplarına, ebeveyn kitaplarına kadar farklı alandan çeşitli konuları inceleyen ve gündemi yakından takip eden kitaplar yayımlayacağız. Listemize dahil ettiğimiz her kitabın, listedeki diğer kitaplarla bir şekilde diyaloğa geçmesini, birbirini tamamlamasını, okura sonraki okumaları için de referans olmasını önemsiyoruz.

Yayımladığınız kurgu dışı kitapların önemli bir kısmı feminist çalışmaları merkeze alıyor. Bir yayıncı ve aynı zamanda okur olduğunuz için fikrinizi merak ediyoruz. Güçlenen kadın hareketiyle feminist çalışmaları odağına alan metinlerin ortaya çıkması arasındaki ilişkiyi nasıl yorumluyorsunuz?

Türkçede zamirler cinsiyet belirtseydi Düşbaz Kitaplar’dan “o” diye bahsettiğimizde dişi olduğunu söylerdim. Her ne kadar kadınlar yayın dünyasında diğer piyasalara, farklı sektörlere nazaran daha ön planda gibi görülse de aslında durum öyle değil, yani nicelik olarak öyle belki ama güç ilişkileri farklı. Kadınların hâlâ yazılacak, konuşulacak, anlatılacak çok hikayesi var. En çok kafa yorduğumuz meselelerden birinin kadın meselesi olduğunu söyleyebilirim. Cixous’nun izinden gidiyorum ben, kadının hikayelerini kadınların yazmasını, kendi bedenlerini kendi kalemleriyle anlatmalarını istiyorum; kadınların olanı biteni içeriden anlatmasını, bunları kadın editörlerin okumasını, kadın yayıncıların basmasını önemsiyorum. Kadınlar ekonomik, politik ve sosyal anlamda güçlerini artırdıkça kendilerini anlatmak, dertlerini dile getirmek, baskılarla baş etmek için daha fazla güç buluyor, evet ama kendi piyasamızdan konuşacak olursak, bunların yayımlanmasını mümkün kılacak bir yayın dünyasının da güçlenmesi gerekiyor. Biz sadece feminist metinleri değil; susturulanın, yok sayılanın, madunun hikayelerini de okurlarımızla buluşturacağız. Önümüzdeki aylarda Meenakshi Gigi Durham’ın medyadaki taciz ve tecavüz sunumunu anlattığı Metoo kitabını da yayımlayacağımızın müjdesini vereyim. Ayrıca Türk medyasından ve yayın dünyasından önemli isimlerin bir araya gelip hazırladığı bir başka metoo projemizin de hazırlık aşamasında olduğumuzu söylemiş olayım.

Düşbaz Kitaplar, önümüzdeki günlerde hangi kitapları basacak?

Ocak ayında Türkçedeki ilk drag queen hikayesini bir biyografik roman olarak okurlarımızla buluşturacağız. Seçil Pala, drag queen Ahsen Gönülce’nin biyografik romanı Ahsen’i yazdı. Kıymetli kalemlerden Sabâ Altınsay yeni kitabı Faili Malum ile Düşbaz Kitaplar’a katıldı; kendisinden hikayesiyle, diliyle, biçemiyle bizleri derinden sarsacak bir roman geliyor. Ayrıca Altınsay’ın önceki kitaplarının da yeniden yayımlanacağının müjdesini vermiş olalım. Fatma Berber ile Sümeyra Gümrah Teltik’in Bir Porsiyon Sanat kitabı da bizi çok heyecanlandıran projelerimizden biri. Daha fazla ayrıntı vermeyeyim şimdilik ama çok güzel isimleri çok güzel bir projede birlikte göreceğiz. Yerli şeflerimizden Kaan Yarman’ın Kalori Alacaksan Buna Değecek adlı yemek tarifleri kitabı da 2022 yayın programımızda yer alıyor.

Çeviri eserlerimize de devam edeceğiz elbette. Yemek kitabı demişken, yine önümüzdeki aylarda Netflix’teki yemek programıyla çok sevilen Nadiya Hussein’in Time to Eat adlı kitabından bahsetmeden geçmek olmaz. İngiliz Yazar Polly Samson’ın okurlarını 1960’ların Yunan adasına götürüp Leonard Cohenlerin, Axel Jensenlerin, Gordon Merricklerin dünyasına ortak ettiği romanı A Theater for Dreamers; Kanadalı Yazar Pik-Shuen Fung’un bir yas romanı Ghost Forest; İngiliz Yazar Natasha Brown’un ırkçılığı, kadınlığı, aidiyet hissiyatını sorguladığı ve günümüzün Mrs. Dalloway’i olarak kabul edilen romanı Assembly de önümüzdeki aylarda yayımlayacağımız kitaplar arasında.

Silke Rose West ile Joseph Sarosy’nin birlikte yazdıkları ve çocuklara hikaye anlatma/masal kurma yöntemlerini anlattığı, ebeveynlere ve hikaye kurmak isteyen herkese göre olan kitabı How to Tell Stories to Children, Andrew Knoll’un popüler tarih türündeki kitabı A Brief History of Earth: Four Billon Years in Eight Chapters, Fran Lebowitz’in kendi yazılarını derlediği kitabı The Fran Lebowitz Reader da önümüzdeki aylarda yayımlayacağımız kitaplardan bazıları.

"TEK DERT DÖVİZ DEĞİL YAYIN DÜNYASINDA"

Dövizin bu denli artması, yayıncılık sektörünü doğrudan etkiliyor. Düşbaz Kitaplar, henüz yeni bir marka… Özellikle telif eserlerin döviz bazında alındığı da düşünülürse bu süreç sizi nasıl etkiledi/etkiliyor?

Geçmişte telif ajansında çalıştığım için şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki yurt dışındaki yayınevlerinin ve ajansların çoğu bizim krizlerimize, paramızın değer kaybetmesine, döviz dalgalanmalarına artık alıştı. Şaşırmıyorlar, çoğu zaman da anlayışla karşılıyorlar. Avanslar, dünya standartlarına vurduğumuzda bizde hep çok düşük. Düşbaz Kitaplar’ı baz alarak söylemiyorum bunu, Türkiye’deki tüm yayınevlerini ve verdikleri avansları/teklifleri düşündüğümüzde yurt dışında konuşulan rakamların çok çok altındayız biz. Bazen yeter ki kitap basılsın diyor yazarlar, çok büyük rakamlar talep etmiyorlar. Ama mesele sadece avans ya da telif olsa keşke. Orijinal kapak kullanmak isteseniz ayrı bütçe, kağıdın kendisi masraf, baskı maliyeti ayrı... Hepsi başka dert. Bir şekilde çıkış bulacağız elbet; belki yayın dünyası da agresif teklifler vermekten vazgeçer, herkes basabileceği kadar kitabı listesine dahil eder, kazanabileceği kadarının teklifini verir, bu da bir düzene girer, yoksa tek dert döviz değil yayın dünyasında.

Evrensel'i Takip Et