08 Aralık 2021 09:24
Son Güncellenme Tarihi: 08 Aralık 2021 16:32

ALİMDER'in yurdunda bir öğrencinin katledilmesine tepkiler sürüyor

Cemaat ve tarikat yurtları Antalya’daki yaşanan cinayetle yeniden gündeme geldi. Devlet yurtlarında barınma ihtiyacını karşılayamayan öğrencilerin cemaat yurtlarına mahkum edilmesine tepkiler büyük.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Dijvar PERİŞAN
İstanbul

Antalya Kepez’de İlim ve Kültür Derneğine (Alim Derneği) ait yurtta kalan Akdeniz Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 1. sınıf öğrencisi 18 yaşındaki Mehmet Sami Tuğrul’un; Yurt Çalışanı İhsan Güney adlı kişi tarafından boğazının kesilerek öldürülmesi tarikat ve cemaat yurtlarını yeniden gündeme taşıdı. Tarikat ve cemaatlere bağlı derneklerin yurtları daha önce istismar, şiddet ve Aladağ’da olduğu gibi yangınlarla gündeme gelmişti. Daha önceki olaylarda olduğu gibi cinayete dair haberlere yayın yasağı getirildi. Alınan kararda, habere ilişkin yayınların yasaklandığı ve gizlilik kararı alındığı kaydedildi.

Antalya’da yaşananlara ilişkin sosyal medyada tepkiler çığ gibi büyüdü. Binlerce sosyal medya kullanıcısı “#CemaatYurtlarıKapatılsın” etiketiyle paylaşımlar yaparak tepkilerini dile getirdi. Evrensel'e konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, öğrencilerin barınma sorununa dikkat çekerek, kamusal ve lail bir barınma ortamı oluşturulmasını talep etti. Yine Evrensel'e değerlendirmelerde bulunan CHP Gençlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen de iktidarın 20 yıldır yurt sorununu çözmediğine dikkat çekerek bunun hem sınıfsal hem de laikliğe uzanan bir yanı olduğunu vurguladı. Yaşananlar üzerine açıklama yapan Antalya Emek Gençliği, “Barınma sorununa gözünü kapatan iktidar yaşananların sorumludur” dedi. Cinayet, CHP taraından TBMM gündemine taşındı. 

EĞİTİM SEN BARINMA SORUNU DİKKAT ÇEKTİ: KAMUSAL VE LAİK BİR BARINMA ORTAMI SAĞLANMALI

Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul Evrensel’e yaptığı açıklamada yurtlardaki denetimsizliğe dikkat çekti. Daha önce de böyle olayların yaşandığını söyleyen Kurul, “Aladağ’da çocuklar yanmış, Ensar Vakfında çocuklar istismar edilmişti”  diye hatırlattı.

Öğrencilerin barınma sorununun altını çizen Nejla Kurul, “Mehmet Sami Toğrul Akdeniz Üniversitesi’ne geldiğinde, üniversitenin bir yurduyla, Kredi ve Yurtlar Kurumunun (KYK) bir yurduyla, kamusal, bilimsel ve laik bir barınma ortamı ile karşılaşmış olsaydı bugün yaşıyor olacaktı.” Dedi.

Nejla Kurul, TBMM’ye de çağrı yaparak “Kredi Yurtlar Kurumu kamusal, bilimsel ve laik nitelikleriyle anılan kamusal hizmet alanı olmalı, yurtları öğrenciler için hazırlamalı, öğrencilerimizin barınma hakkı karşılanmalı. TBMM’de bütçe görüşülürken barınma sorununu çözecek bir bütçe mutlaka ayrılmalı” dedi.

"ÇÖZEMEDİ DEĞİL, ÇÖZMEDİ"

Devletin güvenli bir yurt sağlaması, can güvenliğini koruması gereken bir gencin bu şekilde öldürülmesinden duyduğu üzüntüyü dile getiren CHP Gençlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen Gökçen, “Katilin bu cinayeti işledikten sonra kurduğu cümle, bu suçu hangi duygu ve ortamın teşvik ettiğini, hangi terör örgütüne özenildiğini açıkça gösteriyor” dedi.

AKP iktidarının 20 yıldır yurt sorununu çözmediğine dikkat çeken Gökçen, “Bunun sürekli olarak altını çiziyorum, çözemedi değil, çözmedi. Çünkü yoksul bir ailenin çocuğunun üniversite okuyup iyi bir iş bulup aile kurabilmesini, kendi ailesinden daha iyi şartlarda yaşayabilmesini amaçlayan cumhuriyet projesiyle hesaplaştı ve gençleri tarikat yurtlarına mahkum etmek istedi” dedi.

Bu bilinçli politikanın hem laikliğe uzanan, hem de sınıfsal bir yanı olduğunu söyleyen Gökçen, “İktidarın desteklediği ve koruduğu vakıflarda, tarikat ve cemaat yurtlarında yangın, istismar ve şiddet gibi olaylar Saraydakilerin iktidarını korumasından daha önemli değil onlara göre. Tam da bu yüzden engellenmiyor” açıklamasında bulundu.

"KULLANILMAYAN KAMU BİNALARI YURDA DÖNÜŞTÜRÜLSÜN"

Yurt sorununun 20 yılda 20 kez çözülebileceğini söyleyen Gökçen, “Öğrenci ve üniversite sayısındaki kontrolsüz artışın yanında kiralar da kontrolsüz bir şekilde arttı. Birçok çözüm yolu var. TOKİ ile iş birliği içinde her kampüse yurt yapılabilir. Kullanılmayan bütün kamu binaları, misafirhaneler acil olarak öğrencilere açılabilir. Bunların sayısı tahmin edilenden çok daha fazla” dedi.

Öğrencilerin yurt eksikliği nedeniyle sağlıksız ve güvensiz evlere korkunç kiralar ödemek zorunda kaldığını da hatırlatan Gökçen, “Rutubetli, depreme dayanıksız, sağlık sorunu yaratan, güneş almayan evler denetlenerek buraların kiraya verilmesi önlenebilir. Birçok ülkede evlerin boş kalmasına karşı alınan tedbirler tartışılabilir” ifadelerini kullandı.

“KAÇAK YURTLARI KİM DENETLEYECEK?​”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi CHP Antalya Milletvekili Av.Cavit Arı, yaşanan cinayeti Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya verdiği soru önergeleri ile meclis gündemine taşıdı.

Yazılı soru önergesinde “07.12.2021 Çarşamba günü Antalya ili, Kepez ilçesi, Kültür Mahallesi 3821 Sokak No:7 adresinde İlim ve Kültür Derneği (ALİMDER) tarafından işletilen erkek öğrenci yurdunda yaşanan cinayet hepimizi derinden üzmüştür" diye belirten Arı, “İlgili devlet kurumlarının vizyonsuz ve yetersiz yönetimi, barınma ihtiyacı olan gençlerimizi yetersiz devlet yurtları neticesinde cemaat ve tarikat yurtlarına mahkum etmiştir. Daha önce de muhtelif öğrenci yurtlarında yaşanan yangın ve cinsel istismar olaylarının varlığına bir de bu cinayet olayının eklenmesi, velilerimizi derin bir endişeye sevk etmiş olup, konu cinayetin yaşandığı yurdu işleten dernek hakkında acilen aydınlığa kavuşturulması gereken iddialar vardır” dedi.

Arı, Gençlik ve Spor Bakanı ile İçişleri Bakanı’na cevaplaması istemiyle verdiği soru önergelerinde “Antalya İlim ve Kültür Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Barış Kaplan’ın aynı zamanda Antalya Gıyaseddin Keyhüsrev Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığı doğru mudur? Doğru ise bu durum yasal mevzuata uygun mudur? Değilse gerekli soruşturma açılacak mıdır? Bahse konu öğrenci yurdunun kaçak olduğuna ilişkin tarafınıza ulaşan bir şikayat var mıdır? Varsa, başlatılan yasal bir soruşturma söz konusu mudur? Özel öğrenci yurtlarında istihdam edilen çalışanlara yönelik güvenlik soruşturması yapılmakta mıdır? Konu yurtta cinayeti işleyen zanlı için herhangi bir güvenlik soruşturması yapılmış mıdır? Yapıldıysa sonucu nedir?​” sorularına yer verdi.

ANTALYA EMEK GENÇLİĞİ: BARINMA SORUNUNA GÖZÜNÜ KAPATANLAR SORUMLUDUR

Yaşananlara ilişkin açıklama yapan Antalya Emek Gençliği, öğrencilerin barınma sorununa gözünü kapatan kamu sorumluları ve hükümetin bu cinayetten sorumlu olduğunu ifade etti. Emek Gençliği adına açıklama yapan Murat Yaşar, “2016 yılında Adana Aladağ’da yine denetimsiz bir cemaat yurdunda çıkan yangında hayatını kaybeden 12 arkadaşımızın faili kimlerse, Ensar Vakfında çocuklar istismara uğradıktan sonra ‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyenler kimlerse, kamuya ait binaları mahkeme kararlarını tanımayarak TÜGVA gibi vakıflara tahsis edenler kimlerse bugün bu cinayetin sorumlusu da onlardır. Bu cinayetin sorumlusu ‘Dindar nesiller yetiştirme’ stratejisiyle öğrencileri kuşatan AKP iktidarı ve onun bürokratlarıdır” dedi.

Gençlere denetimsiz cemaat ve tarikat yurtlarına karşı mücadele çağrısı yapan Yaşar, “Bir arkadaşımızı daha denetimsiz yurtlarda kaybetmemek için bütün Türkiye gençliğini, bizi bu yurtlara mahkum edenlere karşı mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.

ANTALYA BAROSU: BENZER OLAYLARIN YAŞANMAMASI İÇİN ÖĞRENCİLERİN BARINMA İMKANLARI SAĞLANMALI

Antalya Barosu, Antalya İlim ve Kültür Derneğinin öğrenci yurdunda bir öğrencinin başının kesilerek öldürülmesinin ardından yaptığı açıklamada iktidara seslenerek, "Neredeyse her ilçede fakülte ve meslek yüksekokulu açmak, tek başına övünülecek bir durum değildir. Bu üniversiteleri kazanan gençlere, sağlıklı ve güvenli bir eğitim ve barınma ortamı da sağlanmalıdır" dedi.

“Üniversiteyi kazanan öğrenciler, çeşitli ideolojik gruplara, tarikat ve cemaatlere bağlı denetimsiz, güvenliği yeterince sağlanamayan yurtlarda kalmak zorunda bırakılmamalıdır” denilen açıklamada, “Benzer olayların yeniden yaşanmaması açısından öğrencilerin barınma imkanlarının sağlanması, mevcut yurtlanın yasal mevzuata uygun olarak denetiminin sağlanması için ivedilikle çalışmalara başlanması gerekmektedir” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Antalya İlim ve Kültür Derneğinin (Alim Demeği) öğrenci yurdunda aşçı İhsan Güney'in Akdeniz Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü birinci sınıf öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul'u vahşice katletmesi, sebepleri ve sonuçları itibari ile suskun kalınamayacak kadar vahim bir olaydır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 2. maddesinde; 'Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir' hükmü düzenlenmiştir. Sosyal devlet ilkesi gereğince, devletin tim bireyleri koruyup gözetme yükümlülüğü mevcuttur.

Neredeyse her ilçede fakülte ve meslek yüksekokulu açmak, tek başına övünülecek bir durum değildir. Bu üniversiteleri kazanan gençlere, sağlıklı ve güvenli bir eğitim ve barınma ortamı da sağlanmalıdır.

Üniversiteyi kazanan öğrenciler, çeşitli ideolojik gruplara, tarikat ve cemaatlere bağlı denetimsiz, güvenliği yeterince sağlanamayan yurtlarda kalmak zorunda bırakılmamalıdır. Bu vesile ile benzer olayların yeniden yaşanmaması açısından öğrencilerin barınma imkanlarının sağlanması, mevcut yurtlanın yasal mevzuata uygun olarak denetiminin sağlanması için ivedilikle çalışmalara başlanması gerekmektedir.

Meydana gelen olaya ilişkin soruşturma ve kovuşturma aşamalarının Antalya Barosu tarafından titizlikle takip edileceğini, gerekli araştırmanın yapılmasının ardından sorumluluğu olan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı, saygılarımızla kamuoyuna bildiririz."

ÖNCEKİ HABER

Cerrahpaşa'da sağlık çalışanlarına bir gecede 4 saldırı

SONRAKİ HABER

Enflasyonu ve asgari ücret görüşmelerini Antalya'lı yurttaşlarla konuştuk

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa