09 Aralık 2021 23:14

Tıbbi malzeme krizinde hekimden vahim açıklama: Son stenti taktık

Döviz kurundaki yükseliş ve devletin tıbbi cihaz üreticilerine ödeme yapmaması malzeme satışını durdurdu. Kriz sağlığı vururken hastanelerde hayati ameliyatlar için malzeme bulunamıyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Kübra KIRIMLI
Ankara

Döviz kurundaki yükseliş, TL’nin giderek değersizleşmesi sağlıktaki krizi büyütüyor. Piyasada yok olan ilaç sayısı her geçen gün artarken ameliyatlarda kullanılan tıbbi cihaz ürünleri de bulunamıyor. Devletin alacaklarını ödemediği sayıları 14 bini bulan medikal firmaları 6 Aralık itibariyle devlet ve üniversite hastanelerine tıbbi cihaz ürünlerini vermeği durdurdu. Bu vahim durumun sahadaki yansımasını ise Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Kardiyoloji Bölümünden bir hekim dile getiriyor: “Son stendi taktık. Bu çapta bir stent elimizde kalmadı. Para verseniz bile yok.” 

"SATTIĞIMIZ MALI YERİNE KOYAMIYORUZ"

Yaklaşık 1.5 yıldır bu sıkıntının devam ettiğini dile getiren Ortopedi ve Omurga Cerrahisi Tıbbi Malzeme İmalatçıları, İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği (ORDER) Yönetim Kurulu Üyesi Erkin Delikanlı “Bizimle geçmiş dönem feragat pazarlığı yaptılar. Bunu dayatan bakan yardımcısı şimdi maliye bakanı oldu, sektör iyice umutsuzluğa kapıldı” dedi. Üreticinin sattığı ürünü rafa koyamadığını, ham maddede yurt dışına bağımlılık nedeniyle tedarik sorunu yaşandığını belirten Delikanlı, “Maalesef bu kararı almak zorunda kaldık. Bu bir tepki değil zorunluluk” dedi.

"BAKANLIKLAR BİZİ DUYMUYOR, GÖRMÜYOR"

Özellikle ortopedi ve beyin cerrahi alanında yüzde 90’ı yerli firmalar olmak üzere, piyasaya malzeme süremediklerini anlatan Delikanlı, “Medikal firmaların tamamı aynı sorunu yaşıyor. Yerli firmalar olarak bir basın deklarasyonuyla durumu ilgili bakanlıklarla paylaştık. Yerli üreticilerin çoğunlukta olduğu 30’u aşkın firma birçok malzemeyi şu anda tedarik edemiyor” dedi. Ancak bakanlıkların kendilerini görmediğini söyleyen Delikanlı, “Maliye Bakanlığı para ödemiyor, Sağlık Bakanlığı da bizi görmüyor. Bu ülkenin 10. ve 11. kalkınma planında savunma sanayiden sonra en önemli başlık ilaç ve tıbbi cihaz olarak kabul ediliyor. Bunu hem kalkınma planında en üst sıraya koyacaksınız hem de ürün üretecek ham madde için para vermeyeceksiniz. Sonra birilerini ihanetle birilerini de ortaklıkla suçlayacaksınız. Bu da hükümetin kullandığı bir dil oldu” ifadelerini kullandı. 

"İLAÇ FİRMALARIYLA ORTAK MISINIZ?"

Taleplerinin hem Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUT) güncellenmesi hem de alacaklarının seyyanen bir seferde kapatılmasını isteyen Delikanlı, “Sağlık Bakanlığı sektörü yok sayıyor. Bir şey denildiğinde ‘İlaç firmalarıyla ortak mısınız, tıbbi cihaz firmalarıyla ortak mısınız?​’ diyor. Bulmuşlar işin kolayını” diye konuştu.

FİYATLAR YERİNDE SAYIYOR, DOLAR UÇUYOR

Mavineuro Cerrahi ve AR-GE Direktörü Hüseyin Akbaş yükselen döviz kurunun piyasayı nasıl etkilediğini şöyle açıklıyor: “Devlet belli ihale ve temin yöntemleriyle hastanelere tıbbi cihaz ve implant malzemeleri alıyor. İmplant malzemeleri dişin yanı sıra omurgalarda, kafatası, kalça ve diz ameliyatlarında kullanılıyor. Burada kullanılan ana malzeme titanyum. Bu da sadece ABD’de mevcut. Haliyle bu ürün dolarla geliyor ülkemize” dedi.  Devletin hastanelere aldığı her üründe bir SUT fiyatı olduğunu ama SUT fiyatlarının güncel olmadığına vurgu yapan Akbaş “Şu anda güncel SUT fiyatları ortalama 10 yıl öncesinin fiyatları. Bugün bir omurga vidasının SUT fiyatı 10 yıl önce 373 TL ise bugün 410 TL. Yani fiyat neredeyse aynı yerde duruyor çok değişmemiş. Ama dolar 10 yıl önce 1.2 TL iken bugün 10 katına çıktı” diyerek sorunun asıl kaynağına işaret ediyor.  

"ŞİRKETE KAYYUM ATARIZ" TEHDİDİ

“Firma hastaneye malzemeyi veriyor. Tutar 3 bin TL altı ise hastane ödemeyi 45 günde yapıyordu. Sonra bu 60 güne çıktı. 3 bin üzeri ödemeler ise 90 günde yapılıyordu. Bu sözleşme çerçevesi yerle bir oldu. Şimdi işler keyfi ilerliyor” diyerek ödemelerdeki zorlukları anlatan Akbaş, geçen yıl da buna benzer 2 gün iş bırakma olduğunu ve firmaların ‘Şirketinizin başına kayyum atarız’ diye tehdit edildiğini söyledi. Akbaş, geçen yıl ayrıca firmaların alacaklarından yüzde 25 feragat etmesi istenerek alacaklarının ödeneceğinin taahhüt edildiğini ama bu feragata rağmen ödemelerin yapılmadığını söyledi. Akbaş, bugün de 20-22 aydır ödeme alamayan firmalar olduğuna dikkati çekti.  

FELÇ RİSKİ VAR MALZEME YOK

Pazartesi günü Ankara Şehir Hastanesine bel kırığı sebebiyle bir hastanın geldiğini ancak cihaz ve malzemelerin temininin durdurulması sebebiyle sorun yaşandığını anlatan Akbaş “Felç riski olan hastaya tedarik durdurulduğu için malzeme bulunamadı. Sonra firma hakkında tutanak tutulduğu söylendi” dedi. Bu krizin çalışanları da vurduğuna işaret eden Akbaş, çok sayıda kişinin işten çıkarıldığını ya da maaşlarını alamadığını söyledi.

"PARA VERSEN DE MALZEME YOK"

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Sinan Adıyaman, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesinde bir yakınının kalbine stent takıldığını ve Kardiyoloji Bölümündeki hekimin “Son stendi de taktık. Bu çapta başka bir stent kalmadı elimizde. Parasını verseniz bile yok” dediğini aktardı. Adıyaman, enfarktüs geçiren birinin acilen stent takılarak hayata döndürülebildiğini belirterek “Ama stent yok. Bu mesele bu kadar. Maalesef Türkiye bu duruma getirildi” diyerek uygulanan sağlık politikalarını eleştirdi.

HALK SAĞLIĞI DÜŞÜNÜLMÜYOR

Türkiye’nin bir sosyal devlet olmadığını çünkü sosyal devletin her türlü malzemenin temini için uğraşacağını ve halk sağlığını düşüneceğini işaret eden Adıyaman “Türkiye sağlıkta başka bir sisteme geçmeli. Sosyal devlet kriterlerini ortaya koymalı ve ona göre davranmalı” diyerek  iktidarın bir an önce tıbbi malzeme sorununu çözüme kavuşturması gerektiğini söyledi.

ÖNCEKİ HABER

Küresel ısınma Türkiye'de hortumun sıklığını ve görülme alanını artırdı

SONRAKİ HABER

Doç. Dr. Gülgün Çiğdem: İşsizlik de kanser nedenlerinden biri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa