Evrensel için yeni bir dönem
Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat
9 Aralık 2021 23:30

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü: Yaşam hakkı ve ifade özgürlüğü ihlalleri arttı

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde gazetemize konuşan Ömer Faruk Gergerlioğlu ile Öztürk Türkdoğan 2021’de işçilerin, kadınların, sağlık çalışanlarının yaşam haklarının ihlal edildiğini söyledi.

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü: Yaşam hakkı ve ifade özgürlüğü ihlalleri arttı

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Meltem AKYOL
İstanbul

Bugün 10 Aralık, Uluslararası İnsan Hakları Günü. 10 Aralık 1948’de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi imzalandı. Ancak her 10 Aralık, dünya genelinde yaşanan insan hakları ihlallerinin gölgesinde kalıyor...

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde gazetemize konuşan HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu ile İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan 2021’de işçilerin, kadınların, sağlık çalışanlarının yaşam haklarının ihlal edildiğini söyledi. Raporlar ekonomik krizle ekonomik ve sosyal hakların, pandemi ile sağlıklı yaşam hakkının doğrudan devlet tarafından ihlal edildiğini gösteriyor. Yapılan araştırmalar ve raporlara göre, Türkiye’de haksızlığa en fazla kadınlar, işçiler, yoksullar ve Kürtler uğruyor. Araştırmalara göre insan haklarını en fazla siyasetçiler, medya ve yargı ihlal ediyor.

ÖRGÜTLENME VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ALANINDA İHLALLER ARTARAK DEVAM ETTİ

İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan (Fotoğraf: Evrensel)

Yıl boyunca yaşanan ihlalleri belgeleyen, suç duyurularında bulunan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan “2021 nasıl geçti” sorusuna şu yanıtla başlıyor. “2021’le ilgili daha çok şey söylenir; iş cinayetleri durmadı, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı, kadın cinayetleri durmadı. Uzatılmış OHAL rejimi kovid-19 pandemisinin getirmiş olduğu kısıtlamalarla birlikte devam etti. Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklı olarak özellikle çatışma hali sürdü. Böyle olunca da bir yönetimin otoriter uygulamaları her alana sirayet etti. Hapishanelerde hak ihlalleri artarak devam etti, özellikle İmralı’daki tecrit çok daha fazla konuşulur oldu. 2021’de gösteri yasakları uygulandı, ifade özgürlüğü alanında ihlaller artarak devam etti. Örgütlenme özgürlüğü noktasında bir gelişme oldu; MHP’nin zorlamasıyla HDP hakkında kapatma davası açıldı ve aslında bu örgütlenme özgürlüğü bağlamında oldukça ciddi bir sorun olarak karşımıza çıktı. Kürt siyasetçiler başta Kobanê davası olmak üzere pek çok davada yargılandı, mahkum edildi. 2021’de Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Kavala ve Demirtaş kararlarının uygulanması noktasında Türkiye’ye defalarca çağrı yaptı, en son nihai olarak Türkiye 1980 askeri darbesinden sonra ihlal prosedürü başlatılmıştı, yani, 40 yıldan sonra ilk defa Türkiye AİHM kararını uygulamadığı için ihlal prosedürü başlatıldı. Tek kişi yönetimindeki yeni rejimde maalesef kuvvetler ayrılığı değil kuvvetler birliği ilkesi geçerli. 2021 yargının siyasi iktidara ne kadar bağımlı olduğunu gösterdi.”

EKONOMİK VE SOSYAL HAK KAYIPLARI ARTIYOR

Türkiye’de kovid-19 sürecinde 2020 ve 2021’i birlikte ele almak gerektiğine vurgu yapan Türkdoğan; “Türkiye yoksullara, işsizlere, en az yardım yapan ülkeler kategorisinde yer alarak -vatandaşının ekonomik ve sosyal haklarının yerine getirilmesi noktasında- sınıfta kaldı. Bunu yapmayarak hayat standardı hakkını aslında örselemiş oldu. Yine ekonomik ve sosyal haklar bağlamında birçok hakkın ihlal edilmesine sebep oldu. İşsizlik rakamlarında, enflasyon rakamlarında ciddi bir manipülasyon yaparak, çok ciddi hak kayıplarına sebep oldu. Bu hak kayıplarının bedelini bütün toplum maalesef ödemek zorunda kalacak. Ekonomik krizle birlikte savaş politikalarının nasıl yıkımlara sebep olabileceği de başka bir yönüyle görünmüş oldu. Kaynakların halkın yararı için değil -sağlık, ekonomi, gelir düzenin yükseltilmesi- savaş yatırımlarına gitmesi bize bir kez daha savaşa karşı çıkmanın barışı savunmanın ne kadar kıymetli olduğu gösterdi.

Kovid-19 pandemisi bize sağlıklı yaşam hakkına erişim konusunda da ciddi sıkıntılar yaşadığımızı gösterdi” dedi.

Tam da bu nedenle bu yıl üç noktaya dikkat çektiklerini söyleyen Türkdoğan, “Birincisi ekonomik krizin insanları yoksullaştırılmasına karşı ekonomik ve sosyal hak kavramını öne çıkarmak istiyoruz. Ekonomik ve sosyal hak mücadelesinin yükseltilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İkincisi kovid-19 pandemisinin etkisinin sürdürülmesi nedeniyle sağlıklı yaşam hakkını savunuyoruz. Üçüncüsü savaşa karşı barışı savunuyoruz” diyor.

İLK SIRADA YAŞAM HAKKI İHLALLERİ…

Ömer Gergerlioğlu

Fotoğraf: MA

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, 2021 yılında da insan hakları ihlallerinin artarak devam ettiğinin alını çizerek başlıyor sözlerine.

2021’in ihlal karnesinin başına yaşam hakkı ihlallerini koyduğunu söyleyen Gergerlioğlu şöyle anlatıyor: “Can kayıpları yaşandı. Ben bir hekim ve insan hakları savunucusu olarak bunu çok net söyleyebilirim ki yeterli önlemler alınsaydı, hasta sayıları az gösterilmeye çalışılmasaydı, aşı zamanında temin edilebilseydi bu kadar ölüm olmazdı. Devletin ihmalkarlığından dolayı çok can kaybı yaşandı ve en başta da sağlık çalışanlarının yaşam hakkı ihlal edildi. Pandemi döneminde cezaevindeki ihlaller de artarak sürdü, ölümler yaşandı.”

Yaşam hakkı ihlali olarak bir de kaçırma vakalarının olduğuna işaret eden Gergerlioğlu şöyle devam etti; “Son 5 yılda kendisini devlet görevlisi olarak tanıtan insanlarca kaçırılan kişilerin sayısı arttı. Bu kişiler ayrı ayrı yerde tutulup işkence gördüklerini söylüyor. Bu kişilerin bir kısmı KHK ile ihraç edilmiş kişilerdi ve haklarında ‘FETÖ’ soruşturmaları vardı ama birden ortadan kayboldular, buharlaştılar sanki. Sonra bir kısmı Ankara Emniyet Müdürlüğünde veya cezaevlerinde ortaya çıktı, sanki ışınlanmış gibi. Ortaya çıkanların kimisi 3 ay kimisi 6 ay işkence gördüğünü anlattı, kimileri sessizliğe gömüldü.

Ve hâlâ kayıp olan isimler var, Sunay Elmas, Ayhan Oran, Yusuf Bilge Tunç kayıp. Beş yıldır ortada yoklar. Kişiler savcılığa gidiyor, savcılık işi çok geciktiriyor. MOBESE kayıtları incelenmiyor, ya da çok geç inceleniyor. Bazı yerlerde kamera görüntülerinin aniden ortadan kaybolduğunu görüyoruz.

Ayşen Öztürk örneğin sol bir örgütle ilişkilendirildi, yurt dışından getirildi, 6 ay sonra ortaya çıktı ve işkenceye uğradığını anlattı. Sadece o da değil, mahkeme başkanı işkence anlatıldıktan sonra normalde suç duyurusunda bulunması gerekiyor, ama yapmıyor.

Hürmüz Diril yok, Gülistan Doku yok… Bir de kaçırılıp işte 1 gün, 3-5 gün tutulanlar var. Orada hepten hiç kimse kılını kıpırdatmıyor.

İçişleri bakanlığına kaybolan kişiler için bir bilgi var mı diye soruyoruz ama cevap yok. Resmi bir açıklama yapılmıyor. Bakanlıklara soruyoruz, ben 3 yıldır, Sezgin Tanrıkulu 5 yıldır soruyor, yanıt yok. İnsanlar yasını tutamıyor, öldü desem değil, yaşıyor desem değil. Kaçırılan insanın yaşam hakkı ihlal ediliyor, işkence ediliyor, geride kalanlar da bitmez bir bilinmezliğe itiliyor. Katmerli işkencedir bu.

Lafa gelince süslü laflar ediyorlar: İşkence insanlık suçudur, işkence için iktidarımızda sıfır tolerans vardır, sistematik işkenceyi bitirdik vs. vs…”

HEDEF GÖSTERİLDİ, VEKİLLİĞİ DÜRÜŞÜLDÜ, HAPSE ATILDI

Geride bıraktığımız yıl ifade özgürlüğü konusunda, protesto konusunda, basın özgürlüğü konusunda çok ağır ihlaller yaşandı, yaşanıyor. 2021’in en çok konuşan konularından biri de çıplak arama oldu. İktidar yetkilileri önce reddetti, ‘Çıplak arandım’ diyenler hedef oldu “FETÖ’cü, PKK’li, dış güç, terörist” oldu… Sonra yönetmelik değişti.

Yaşanan süreç için “Hani yemin billah ediyordunuz ‘yok’ diye” soran Gergerlioğlu kendi yaşadıklarını anlatıyor: “Sadece bana yapılanları düşünün. Ben insan hakları savunucusuyum, bir hak ihlalini ortaya çıkardığım için büyük bir linç kampanyasına tabi tutuldum, vekilliğim herkesin gözü önünde gülünç yargı kararlarıyla düşürüldü, cezaevine atıldım, tek başına bir koğuşta 96 gün tutuldum. Cezaevindeyken Evrensel talep ettim, Evrensel okumak istiyorum dedim, ‘yasaklı gazete’ diye vermediler, Yeni Yaşam istedim vermediler. En sonunda Anayasa Mahkemesi, ilk üç mahkemeye ‘Adamın çiğnemedik hakkını bırakmamışsınız’ dedi de hapisten çıktım. Ve yine milletin vekili olarak Mecliste görünmeye devam ediyorum. Benim yaşadıklarıma bakın, milletin durumunu tahayyül edin işte.”

‘EN ÇOK SİYASETÇİLER, MEDYA VE MAHKEMELER HAKLARI İHLAL EDİYOR’

Yere düşürülen kadınlar, gözaltına alınan kadınlar

Fotoğraf: Burcu Yıldırım/Evrensel

Civil Rights Defenders, “Türkiye Toplumunda İnsan Hakları Algısı ve Farkındalığı” araştırmasının sonuçlarını paylaştı. Ciddi veriler içeren araştırmayı yapan KONDA.

31 ilde ve toplam 2 bin 402 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen çalışma, Eylül 2021’de tamamlandı.

Araştırmada öne çıkan önemli bulguların bir kısmı şöyle:

  • Araştırmanın sonuçlarına göre insan hakları kavramı vatandaşlar tarafından ilk olarak ‘eşitlik’ ile ilişkilendiriliyor. İnsan haklarını tanımlamak için en fazla başvurulan diğer iki kavramın ise sırayla ‘yaşam hakkı’ ve ‘özgürlük’ olduğu görülüyor.
  • Araştırmada görüşülen kişilerin kendileri için en önemli üç insan hakkı nedir sorusuna en çok verdikleri üç yanıt yaşama hakkı, ifade ve düşüne özgürlüğü ve kadın hakları olduğu görülüyor.
  • Araştırmaya katılan her 10 kişiden 4’ü insanların din veya mezhebinden dolayı ayrımcılığa uğradığını düşünüyor.
  • Yine her 100 kişiden 36’sı Türkiye’den insanların cinsiyetinden, 33’ü siyasi tercihinden dolayı, 28’i etnik kimliğinden dolayı ayrımcılığa uğradığını düşünüyor.
  • Türkiye’de insanlar en çok kadınların, yoksulların, Kütlerin ve gençlerin haklarının ihlal edildiğini düşünüyor.*Türkiye’de hangi grupların insan haklarını ihlal ettiğine dair soruya siyasetçiler, medya ve mahkemeler en çok verilen yanıtlar.

HAKSIZLIĞA EN FAZLA KADINLAR UĞRUYOR

Araştırma sonuçlarına göre toplumun yarısı Türkiye’de en fazla kadınların haksızlığa uğradığını düşünüyor. Bununla beraber vatandaşlara en çok önemsedikleri insan hakları sorulduğunda, kadınların eşitlik hakkının da ilk üç sırada yer aldığı görülüyor.

Toplumda en fazla haksızlığa uğradığı düşünülen gruplar arasında kadınları, yoksullar, Kürtler ve gençler takip ediyor. En fazla LGBTI+’ların haksızlığa uğradığını düşünenlerin oranı ise yüzde 14. Zaten toplumun yüzde 50’si kendini LGBTI+’lara uzak hissettiğini açıkça söylüyor.

SİYASETÇİLERE GÜVEN YOK

Araştırmaya katılan vatandaşların yüzde 38’i Türkiye’nin insan hakları alanında bir ilerleme kaydedeceğini düşünmüyor. İnsan haklarının korunması ve teşvik edilmesi bakımından herhangi bir kuruma yahut kişiye güvenmeyenler de toplumun yüzde 28’ini oluşturuyor. Araştırmada insan hakları alanındaki sorunları Meclisteki hiçbir partinin çözemeyeceği algısının toplumun geneline hakim olduğu görülürken, vatandaşların yalnızca yüzde 15’i AKP’nin yüzde 9’u CHP’nin yüzde 7’si İyi Partinin bu sorunları çözebileceği konusunda ümitli olduğunu söylüyor.

KADINLAR, İŞÇİLER SAĞLIKÇILAR HAYATINI KAYBETTİ

Fotoğraf: Eylem Nazlıer / Evrensel

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) verilerine göre 2021 yılının ilk 11 ayında:

  • Kolluk güçlerinin yargısız infazı, dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle veya rastgele ateş açması sonucu 9 kişi yaşamını yitirdi, 23 kişi de yaralandı.
  • Ülke içinde yaşanan silahlı çatışmalar sonucunda en az 36 güvenlik görevlisi (30’u asker,1’i polis, 5’i korucu), 80 militan, 3 sivil olmak üzere toplam 119 kişi yaşamını yitirdi.
  • Güvenlik güçlerine ve veya resmi kurumlara ait araçların çarpması sonucu en az 4’ü çocuk 6 kişi yaşamını yitirdi, 6’sı çocuk 15 kişi ise yaralandı.
  • Mayın ve sahipsiz bomba vb. patlaması sonucu 2’si çocuk 4 kişi yaşamını yitirdi, 1’i çocuk 5 kişi de yaralandı.
  • İHD’nin verilerine göre hapishanelerde hastalık, intihar, şiddet, ihmal vb. çeşitli gerekçelerle en az 22 kişi yaşamını yitirdi.
  • Irkçı ve nefret içerikli saldırılar sonucu 9 kişi yaşamını yitirdi, 10’u mülteci/yabancı olmak üzere 29 kişi yaralandı.
  • İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin (İSİG) verilerine göre iş kazaları/cinayetleri sonucu Türkiye’de 2021 yılının ilk 10 ayında en az 1853 işçi yaşamını yitirdi.
  • Erkek şiddeti sonucunda 2021 yılının ilk 11 ayında en az 290 kadın öldürüldü.
  • Resmi açıklamalara göre 2021 yılının ilk 11 ayında kovid-19 salgını nedeniyle 55 bin 961 kişi yaşamını yitirdi. Pandeminin başından bu yana yaşamını yitiren toplam kişi sayısı ise 76 bin 842.
  • 2021 yılının ilk 11 ayında kovid-19 salgını nedeniyle 180 sağlık çalışanı yaşamını yitirdi.
  • TİHV’ye işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla toplam 915 kişi başvurdu. Başvuranların 531’inin aynı yıl içinde işkence ve kötü muamele gördükleri belirlendi.
  • 2021 yılının ilk 11 ayında 17 kişi kaçırıldı. 1 kişi beş gün sonra serbest bırakılırken kaçırılan kişilerin hepsi aynı gün içinde serbest bırakılmıştır. Bu kişilerden en az 11’inin işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı tespit edildi.

Evrensel'i Takip Et