İzmir Bornova’da 12 Eylül faşist cuntası tarafından idam edilen Erdal Eren için Naldöken Kültür Merkezi’nde anma etkinliği düzenlendi.
Bornova Emek Gençliği tarafından düzenlenen etkinliğe gençlerin yanı sıra Emek Partisi il ve ilçe yöneticileri, Erdal Eren’in mücadele arkadaşlarından Meral Bekar ve CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel de katılım gösterdi.
Erdal Eren'in şahsında devrim ve sosyalizm mücadelesinde hayatını kaybedenler adına saygı duruşu ile başlayan programda İzmir Emek Gençliği yöneticisi Emirhan Durmaz konuşma yaptı.
Fotoğraf: Evrensel
“ERDALLAR BİRLEŞEN EMEKÇİLERİN YANINDA YER ALDI”
Erdal’ı anmanın onun mücadelesini anlamaktan geçtiğini söyleyen Durmaz, “80 öncesi ve 80’li yıllar liberal ve neo-liberal politikaların hayata geçirildiği, işçilerin ve emekçilerin yoksulluğa, sefalete itildiği koşullarda burjuvazinin ülkemizde egemenlik alanını genişlettiği, emperyalist ilişkilerin derinleştiği ve yerli işbirlikçilerin palazlandığı bir ortamı yaşanmaktaydı. Erdallar bu koşullara karşı birleşen emekçilerin yanında yer aldı” diyerek Erdal’ın mücadelesini anlattı.
Faşist cuntanın, halkın birleşik, örgütlü ve haklı mücadelesine karşı yapılan bir darbe olduğunu belirten Durmaz, “Öyle ki, darbe sonrası Evren, daha ilk konuşmasında işçi ücretlerinden yakınıyor; ilk iş olarak ise sendikaları, işçilerin birleşik örgütlerini tasfiye ediyordu” dedi.
“BİZ GENÇLERİN GELECEĞİ ŞİRKETLERİN TEKELİNE SUNULUYOR”
80 sonrası kurulan YÖK ve tek adam rejiminin yansımaları olan rektörler eliyle üniversitelerin anti-demokratik hale getirildiğini hatırlatan Durmaz, “Akademi, burjuvazinin hegemonyasında inliyor ve biz gençlerin geleceği şirketlerin tekeline sunuluyor” diye ekledi.
Öğrencilere lütuf gibi sunulan KYK yurtlarının hiçbir ihtiyacı karşılamadığını, özel yurtların ise emekçi aileler için pahalı olduğunu dile getiren Durmaz, “Avrupa’da kira artışının ilk 10’una giren İzmir’de eve çıkmak hayal oldu. Öğrenciler uygun fiyatlı olduğu için hasarlı evlerde kalıyor. Sorunlar bununla da sınırlı değil. Sinemaya/tiyatroya gitmek ve yahut bir kahve içmek öğrenciler için lüks haline gelmiş durumda. Diğer bir sorun ise mezun olduğumuz üniversitenin kapısından çıktığımız an işsizlik ve geleceksizliğin yanı sıra bir de KYK’nın verdiği ve faiziyle geri aldığı borç bizleri bekliyor” diyerek öğrencilerin yaşadığı sorunlara değindi.
Fotoğraf: Evrensel
“ÖZLEMİNİ DUYDUĞUMUZ YAŞAMI BİZE KİMSE BAHŞETMEYECEK”
Durmaz, “İşte Erdal’ın mücadelesi tam da bu noktada yolumuzu aydınlatıyor. Bizim onlardan devraldığımız tarih bize gösteriyor ki özlemini duyduğumuz yaşamı kimse bize bahşetmeyecek. Biz kendi mücadelemizle kazanacağınız. Erdalların mücadele bayrağı bizlerin ellerindedir” diye konuştu.
Erdal Eren’in ailesine bıraktığı son mektup okunduktan sonra kısa bir sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi. Erdal Eren’in mücadele arkadaşı Meral Bekar, dönemin koşullarına dair tanıklıklarını ve Erdal Eren ile anılarını anlattı.
“YASAKLARLA, TEHDİTLERLE SİNDİRİLMEYİ KABUL ETMEYECEK BU HALK”
Erdal Eren ile Mamak Askeri Cezaevi’nde tanıştığını söyleyen Bekar, “Tüm insanlık değerlerini yok ederek devam ediyor bu sömürü ve yağma düzeni. Kop koyu bir karanlık dökülüyor ağızlarından. Kulaklarımıza ulaşan kin ve nefret dolu kibirli çemkirmeler... El ele verip seslerimizi, soluklarımızı birleştirip, geleceğimize sahip çıkmazsak eğer daha da büyük acılar yaşanacak. Dün Erdal’ı asanlar bugünde gençlerin geleceğini çalmak istiyor. Bugün de tam da bu koşullarda hayat, hepimize dayatıyor dik durmayı. Hayatın her alanında, yılmadan, korkmadan, usanmadan seslerimizi ve soluklarımızı birleştire birleştire adımlarımızı çoğalta çoğalta bu karanlığı atmak zorundayız. Üstelik şimdi, açlıklarla baş edebilmeyi de yasaklarla, kayyumlarla, tehditlerle, korkutulup sindirilmeyi kabul etmeyecek bu halk” diye konuştu.
Meral Bekar’ın ardından şiir dinletisi ve Naldöken Tahtacılar Alevi Derneği Müzik Grubu 3 Yürek ezgileriyle program son buldu. (İzmir/EVRENSEL)
