12 Aralık 2021 09:34

Ankara Kadın Platformu: Kadın tutsaklara işkence, cinsel şiddet son bulsun

Ankara Kadın Platformu, sağlık sorunlarına rağmen cezaevinde tutulan kadın siyasetçi Aysel Tuğluk'a ve Garibe Gezer adlı tutsağın cezaevinde ölümüne ilişkin basın açıklaması yaptı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Ankara Kadın Platformu, Kürt kadın siyasetçi Aysel Tuğluk'un hafıza kaybına varan sağlık sorunlarına rağmen cezaevinde tutulması ve cezaevinde işkence ve tecavüze maruz kaldığını belirten Garibe Gezer'in cezaevindeki ölümüne ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan Semra Demir, “Biz kadınlara dayatılan ölüm, işkence ve erkek-devlet şiddetine karşı birbirimizi yaşatacağız, birlikte mücadelemizi büyüteceğiz. Sesimiz Kandıra’dan yankılansın. Kazanımlarımızı birlikte omuzladık, saldırılarınıza karşı da birlikte güçlüyüz” dedi.

Mülkiyeliler Birliğinde yapılan açıklamada konuşan Semra Demir, “Kadın özgürlük mücadelesi yürüten kadınlar erkek egemen iktidarın hedefi oluyor. Bugün yüzlerce kadın bu mücadeleyi yürüttüğü için şafak operasyonları ile gözaltına alınıyor. Gizli tanıkların sahte beyanlarıyla onlarca kadın yoldaşımız cezaevlerinde rehin tutuluyor. Kadın mücadelesine yönelik saldırılar dışarda olduğu gibi cezaevlerinde de derinleşerek devam ediyor. Sağlık hakkına kısıtlı erişim pandemi ile birlikte adeta bir işkence biçimine dönüşmüştür. Kadın tutsaklar cezaevlerinde her türlü hak ihlali ile karşı karşıya kalıyor. Kadın tutsaklara cinsel şiddet dâhil olmak üzere her türlü psikolojik ve fiziksel şiddet uygulanıyor. Bu uygulamaların tek bir açıklaması vardır. O da erkek egemen iktidarın kadına yönelik işkenceyi siyasi intikam aracına dönüştürdüğüdür” diye konuştu.

“SADECE MEYDANLARDA DEĞİL, HAPİSHANELERDE DE BİRBİRİMİZİ BIRAKMIYORUZ”

Yargının bir ceza ve adalet aracı olarak değil, erkek-devlet şiddeti ve işkence biçimi olarak işlemesine müsaade etmeyeceklerini söyleyen Demir, “Arkadaşlarımız serbest bırakılıncaya dek mücadele edeceğiz. Erkek adalet değil gerçek adalet demekten asla vazgeçmeyeceğiz. Cinsel şiddet son bulana ve sorumluları ceza alana kadar birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz. Başta çıplak arama olmak üzere kadınlara yönelik cinsel işkencelerin ve tehdidin sistematikleştiği, gözaltı ve tutuklamaların cinsel işkence imkânı sağlama aracına dönüştüğü koşullarda, biz kadınlar sadece evlerde, sokaklarda, meydanlarda değil, hapishanelerde de birbirimizi bırakmıyoruz” dedi.

“TUĞLUK’UN TUTUKLULUĞUNUN DEVAMI REHİNELİKTİR”

Aysel Tuğluk’un, mücadele hayatı boyunca kadınların kazanımları için uğraştığını belirten Demir, “Erkek egemenliğine ve erkek-devlet şiddetine karşı başkaldıracak cüreti gösterdiği için ırkçı, cinsiyetçi ve militarist devletin çeşitli saldırılarına maruz kalmıştır. Aysel arkadaşımız bugün çok ciddi sağlık sorunları ile karşı karşıyadır. Nitekim Aysel Tuğluk'un sağlık sorununa dair İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonunun yaptığı açıklamada, Aysel Tuğluk’un hafızasına vuran hastalığının olduğu, hayatını sürdürmek için ikinci kişilerin yardımına ihtiyaç duyduğu açık biçimde ifade edilmiştir. Ancak Adli Tıp Kurumu birçok hasta tutsağın dosyasında olduğu gibi Aysel Tuğluk hakkında da politik bir kararla Tuğluk’un cezaevinde kalabileceğini belirtmiştir. Aysel Tuğluk’un hafıza kaybı yaşamasını tetikleyen, annesi Hatun Tuğluk’un cenazesinde yaşanan ırkçı ve kadın düşmanı saldırıyı asla unutmuyoruz. Aysel Tuğluk’un tutukluluğunun devamı rehineliktir, suçtur” dedi.

“İNTİHAR DEĞİL CİNAYET”

Demir, son olarak şunları söyledi: “9 Aralık’ta bir başka kadın arkadaşımızın da kaldığı cezaevinde katledildiği haberini aldık. Garibe Gezer için yasta değil isyandayız, öfkemiz büyük. Soruyoruz: Bir kadın tek başına bir hücrede nasıl ölü bulunabiliyor? Sorumluları kim? Nasıl oluyor da bugün otopsisi apar topar, avukatlar bile beklenmeden bitirilebiliyor? Onu cinsel işkenceye maruz bırakan ve ölümüne sebep olanların, devletin bizzat ortak olduğu bu cinayetin ve gerçeklerin peşini asla bırakmıyoruz. Yaşadığı cinsel şiddet ve tecride karşı mücadele eden Garibe Gezer’in sesini hep beraber yükseltiyoruz. Yine KHK'li sağlık çalışanı ve SES üyesi Fatma Demirel, 48 yaşında Yaşadığı KHK zulmüne daha fazla direnemedi ve birçok KHK’li gibi geride bıraktığı ‘Azaltamadığım acılar, iyileştiremediğim yaralar gördüm’ sözleriyle hayatına son verdi. Bu bir intihar değil cinayettir, sorumlusu iktidardır. Biz kadınlara dayatılan ölüm, işkence ve erkek-devlet şiddetine karşı birbirimizi yaşatacağız, birlikte mücadelemizi büyüteceğiz. Sesimiz Kandıra’dan yankılansın. Kazanımlarımızı birlikte omuzladık, saldırılarınıza karşı da birlikte güçlüyüz.” (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Minimum wage comedy

SONRAKİ HABER

Suiçmez: Çiftçilerin zararına üretim yaptığı bir ortamda bizi çok pahalı bir 2022 bekliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa