12 Aralık 2021 23:00

Keman efsanesi Kremer ve beklenen konser

Yaşayan en büyük kemancı kabul edilen Gidon Kremer’in CRR’de verdiği konser pek çok açıdan önemliydi. Bu unutulmaz konsere Kremer’in icrasının yanı sıra Şef Cem Mansur da damga vurdu.

Gidon Kremer’in konseri | Fotoğraf: Özlem Ertan

Paylaş

Özlem ERTAN

Usta müzisyenlerin konserleri elbette tüm sanatseverler tarafından her zaman merakla, heyecanla takip edilir. Pek çokları tarafından ‘yaşayan en büyük kemancı’ kabul edilen Gidon Kremer’in 11 Aralık Cumartesi akşamı, Şef Cem Mansur yönetimindeki Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası eşliğinde verdiği konser de İstanbullu müzik dinleyicilerince ilgiyle ve sabırsızlıkla bekleniyordu. Ancak bu ilginin tek nedeni Kremer’in dehası değildi. Kısa süre evvel mantıklı hiçbir gerekçe gösterilmeden Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu Sanat Yönetmenliği görevinden alınan Cem Mansur’un CRR’deki son iki konserinden biri olması da bu etkinliğe gösterilen alakanın diğer sebebiydi. Yüzlerce İstanbullu, cumartesi akşamı hem keman efsanesi Gidon Kremer’i canlı canlı dinlemek hem de Cem Mansur’a desteğini sunmak için CRR Konser Salonu’nu tıklım tıklım doldurmuştu. Gerçekten de tek bir boş koltuk bile yoktu salonda ve etkinliğin biletleri günler öncesinden tükenmişti.

KONSER ÖNCESİNDE BEKLENEN KONUŞMA

Klasik müzik dinleyicileri bilirler… Cem Mansur, yönettiği tüm konserlerden evvel, programda yer alan eserler ve bestecileri hakkında dinleyicilerle sohbet eder. Burada karşılıklı bir konuşmadan söz etmiyorum tabii ki. Mansur anlatır, biz dinleriz. Ancak öyle samimi, anlaşılır bir konuşmadır ki bu, insan kendini şefle karşılıklı sohbet ediyormuş gibi hisseder. 11 Aralık akşamı da gelenek değişmedi ve Cem Mansur, konserden önce yaklaşık yirmi dakikalık bir konuşma yaptı. Sahneye adımını attığı an patlayan ve susmak bilmeyen alkışlarla “bravo” sesleri bir kez daha gösterdi ki sanatseverler Mansur’un değerinin farkında.

CRR’de yaptıklarından bahsetti Mansur. Sadece son birkaç hafta içinde, yaşayan en büyük müzisyenlerden Jordi Savall ve Gidon Kremer’i CRR’de konuk ettiklerinden, Cemal Reşit Rey’in kaybolduğu sanılan eserlerinden oluşan bir arşiv oluşturulmaya başlandığından, CRR’deki makam odasının dans stüdyosu haline getirildiğinden, dans programı kapsamında icra edilen çalışmalardan, pandemiden önce yapılan açıklamalı ilçe dinletilerinden, geçen yaz düzenlenen ve büyük ilgi gören açık hava konserlerinden… Mansur, görevine son verildiği için gerçekleştiremediği bazı planlarını da dinleyicilerle paylaştı. Farklı müzik türlerini belli temalar etrafında destekleyen resim sergileri, dans gösterileri bunlar arasındaydı. “Bütün bunlar istenmedi belediye tarafından. Yapacak bir şey yok,” dedi Cem Mansur.

Sonrasında konserde iki eseri icra edilen Sovyet Dönemi Bestecisi Alfred Schnittke’den söz etti. Schnittke’nin babası Yahudi, annesi ise Rus. Babasının görevi dolayısıyla çocukluğunda Viyana’ya gitmiş ve orada klasik müzik eğitimine başlamış.

KARMAŞADAN DÜZENE, DÜZENDEN KARMAŞAYA…

Konserde öncelikle CRR Senfoni Orkestrasından Alfred Schnittke’nin ‘(K)ein Sommernachtstraum’ adlı eserini dinledik. Türkçeye ‘Bir Yaz Gecesi Kâbusu’ olarak çevrilen bu eser, Alfred Schnittke’nin özgün yanlarını ortaya koymanın yanı sıra keyifle de dinleniyor. Barok müzik havasında ve son derece melodik bir tarzda başlayan eser, sonrasında suret değiştiriyor. İşin içine karmaşa, düzensizlik giriyor. Hatta sonlara doğru korku ve dehşet havası da seziliyor. Uzun lafın kısası yaz gecesi rüyası, yaz gecesi kâbusuna dönüşüyor. Alfred Schnittke’nin bu anlatım gücü ve orijinalitesi yüksek yapıtını hakkıyla yorumlayan Cem Mansur yönetimindeki CRR Senfoni Orkestrasına tebrikler.

Akabinde beklenen an geldi ve Efsane Kemancı Gidon Kremer, Alfred Schnittke’nin ‘4. Keman Konçertosu’nu çalmak üzere sahneye çıktı. Bu konçertonun Schnittke tarafında Gidon Kremer için bestelendiğini ve ilk icrasının yine Kremer tarafından yapıldığını anımsatırsam, herhalde CRR’deki konserin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Kremer’in kemancılığı için söylenecek söz yok. Her zamanki gibi çok güzeldi onu dinlemek.  

Schnittke’nin keman için yazdığı bu son konçertonun da son derece özgün ve ifade gücü yüksek bir eser olduğunu mutlaka belirtmek lazım. Değişik, sıra dışı, çılgınca, bazen karmaşaya, hiçliğe, sessizliğe dönüşen, sonrasında yeniden uyuma, düzene kavuşan bir anlatım… Karmaşadan armoniye, uyumdan kakafoniye uzanan bir yol…

Schnittke, anlatmak istediklerini müziğine yüklemiş ve seslerle örmüş hikayesini. O hikayenin duyulur olmasını sağlayan ise Efsane Kemancı Gidon Kremer’in bizzat kendisi.

ÖNCEKİ HABER

Suiçmez: Çiftçilerin zararına üretim yaptığı bir ortamda bizi çok pahalı bir 2022 bekliyor

SONRAKİ HABER

"Erdal Eren, her koşulda mücadelenin gelişip ilerleyebileceğinin sembollerindendir"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa