Sendika ve meslek ayrımı yapmadan birleşmeliyiz
“Evet, sorunlarımız aynı ancak bu sorunları dile getirirken kendi aramızda mesleki ve sendika olarak ayrıştırıldığımız için sesimiz cılız çıkıyor, yeterince duyulmuyor.”
Adana | Fotoğraf: Evrensel
Adana’dan bir sağlık emekçisi
Ağır çalışma koşulları ve yoksulluk sınırının epey altında kalan ücretler nedeniyle sağlık emekçilerinde zaten bir tepki birikmişti. Son olarak hekimlere yapılan göstermelik zam ve özlük haklarına yapılan kısmi iyileştirmelerden diğer sağlık meslek gruplarının kapsam dışı tutulması bardağı taşıran son damla oldu. Sağlıkçılar için asıl sorun yok sayılmaktı. Oysa “Sağlık işi ekip işiydi.” Ancak devlet birçok alanda yaptığı gibi sağlık iş kolunda da aldığı kararla ekip üyelerini ayrıştırdı.
Diğer yandan hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, iğneden ipliğe gelen zamlar nedeniyle alım gücümüz iyice düştü. Birçok sağlık emekçisi arkadaşımız başka arkadaşlarının fazla mesailerini alarak ya da ek iş yaparak geçinme, borç ödeme derdinde. İki yılı aşkın süredir devam eden pandemi sağlık emekçilerinin zaten kötü olan çalışma koşullarını daha da yaşanmaz hale getirdi. Pandemide ön cephede dişini tırnağına takarak çalışan, hayat kurtaran sağlık emekçilerine verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Artık maaşlarımızla yoksulluk sınırını bir tarafa bırakalım açlık sınırında yaşıyoruz.
Bu ekonomik sorunlarımızın yanı sıra sağlıkta şiddet hekimden, hemşiresine tüm sağlık çalışanlarını etkiliyor. Etkili bir sağlıkta şiddetle mücadele yasası yok. Sağlıkçılara yönelik şiddeti uygulayanın yanına kâr kaldığı sürece hiçbirimiz sağlık hizmeti yaparken kendimizi güvende hissetmeyeceğiz. Sağlıkta şiddet sadece fiziksel ya da sözlü olarak devam etmiyor. Aynı zamanda sağlık çalışanları kendisini siyasilerin baskısı altında da hissediyor. Bir nöbetimde arkadaşım, “Bir siyasinin yakınının ayrıcalıklı hizmet talep etmesi üzerine yöneticilerin arandığını ve kendisinin uyarıldığından” bahsetti. Başka bir arkadaşım, “Klinik sorumluluğu pozisyonuna alınmak istendiğini ancak hastaneye gelen siyasilere özel muamele göstermeyeceği gerekçesiyle vazgeçildiğinden” bahsetti. Bunun gibi daha birçok örnek var.
PANKARTTA NE YAZDIĞI ÖNEMLİ
Sonuç olarak hekimler ve diğer tüm sağlık çalışanları işyerlerinde aynı sorunlarla boğuşuyor. Yaşadığımız bu aynı sorunlara karşı birlikte mücadele etmekten başka yol yok. Evet, sorunlarımız aynı ancak bu sorunları dile getirirken kendi aramızda mesleki ve sendika olarak ayrıştırıldığımız için sesimiz cılız çıkıyor, yeterince duyulmuyor. Sağlık iş kolunda son iş bırakma eylemi bu anlamda bir umut oldu. İş bırakma eylemine birçok sendika ve meslek örgüt üyesi sağlık çalışanları katıldı. Olması gereken aynı hastanede çalışan ve aynı sorunları yaşayan sağlık emekçileri olarak sendika ve meslek ayrımı yapmadan hepimizin ortak hareket etmesi, hepimizin iş bırakarak etkili ve sonuç alıcı grev yapmasıdır. Yine de gerçekleştirdiğimiz bir günlük iş bırakma, eylemi ve basın açıklaması ayrılıkları bir tarafa bırakma açısından bir adım oldu. Hastane önünde yaptığımız basın açıklamasında farklı sendika üyelerinin “rakip sendika”nın pankartını tuttuğuna şahit oldum. Çünkü onun için pankartı kimin yazdığı değil pankartta ne yazdığı önemliydi. Elbette hepimizin farklı siyasi ve hayat görüşleri var. Ancak bizim için asgari müşterek; ortak sorunlarımız, haklarımız ve geleceğimizdir. Bu nedenle taleplerimiz etrafında sendika ve meslek grupları ayrımı yapmadan birleşmeliyiz.
BU SORUNLAR TÜM EMEKÇİLERİN
Kayseri’den bir sağlık emekçisi
6 Aralık Pazartesi günü üyesi olduğum SES’in çağrısıyla, sabah uyarı amaçlı iş bırakma eylemine katıldım. Aynı gün Türk Sağlık-Sen’in de iş bırakma eylemi vardı. Biz iş bıraktık ama maalesef Sağlık-Sen’li arkadaşlarımız kendi sendikalarının iş bırakma eylemi 7 Aralık’ta olduğu için çalışmaya devam ettiler. Yani demek istediğim iş bırakma, iş yavaşlatma gibi eylemlerimizin ayrışarak yapılmasının, taleplerimizin anlaşılması, hem örgütsüz sağlık çalışanları açısından, hem de halk açısından farkındalık yaratır mı, çok emin değilim.
Bazı arkadaşlarım yanındaki arkadaşı daha fazla yorulmasın diye bu eyleme katılamadı bile. Sürekli daha az sağlık çalışanıyla daha fazla iş yükü bindi sırtımıza. İş bırakma eylemimiz işte bu artan iş yükü karşısında, haklarımız için değil mi? Salgının yükünü de krizin yükünü de hep bize yüklediler. Bu durumun değişmesi için hep beraber uğraşmak gerekmez mi?
Sormak istiyorum bizim haklarımızı savunmak için açılan sendikalar neden birleşip aynı gün iş bırakma eylemi yapmadılar? Daha güçlü ses çıkartmak için ortak iş bırakma eylemi yapmak gerekir diye düşünüyorum. Çünkü bu sorunlar tüm sağlık emekçilerinin...