14 Aralık 2021 23:27

Milli eğitim yorgundur

"Tasarlanan Öğretmenlik Kanunu’ndan bahisle dile getirilen birtakım maddi düzenlemeler lütuf gibi sunularak en kutsal meslek istisgar edilmektedir."

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Necati İHTİYARGİL
Bursa’dan Türk Eğitim-Sen Üyesi öğretmen

Türk milli eğitimi yorgundur. Öğretmeni, öğrencisi, velisi hatta binaları bile yorgundur. Yorgunluk; keyfi uygulamalardan, sık değişen her bakanın kendine göre oluşturduğu sistem değişikliğinden, iş bilmez ve liyakatsiz kadroların uygulamalarından, tarikatların şekillendirdiği müfredat programlarının rasyonel olmayan çağ dışı muhtevasından oluşmuştur. İdeolojik saiklerle hareket edilmiş, eğitim sistemi amaç ve temel ilkelerden uzaklaştırılarak büyük bir tahribata düçar kılınmıştır. Milli eğitimin temel unsuru olan öğretmenler de bu tahribattan azami ölçüde etkilenmişlerdir.

Mesleği itibarsızlaştırılan, geçim derdine düşen öğretmen, emeğinin karşılığı asla olamayacak parasal mukayeseye tabii tutularak can alıcı yanı olan keyfiyet hiçe sayılarak daha da rencide edilmiştir. Bu itibarla zaman ideolojik ayrışmaları bir tarafa bırakma zamanıdır. Yurtsever öğretmenler kötü gidişe dur demek için demokratik sendikal haklarını sonuna kadar kullanarak hak ettikleri sosyoekonomik haklarını elde etmelidirler. “Manifesto”dan mülhem, tüm öğretmenler birleşmelidir.

Tasarlanan Öğretmenlik Kanunu’ndan bahisle dile getirilen birtakım maddi düzenlemeler lütuf gibi sunularak en kutsal meslek istisgar edilmektedir. Şerefli öğretmenlik payesine sahip eğitim emekçilerine verilmesi düşünülen parasal desteğin birtakım şartlara bağlanması kıymet bilmezlik ve vefasızlıktır. Öğretmenlerin özlük hakları ve maaşları insanca yaşayabilecekleri, kendilerini yetiştirip mutlu olabilecekleri seviyeye behemehal çıkarılmalıdır.

Uzman öğretmen ve başöğretmen gibi unvanlar yüksek lisans, doktora veya ikinci üniversite bitiren öğretmenlerin elde edebileceği (verilen değil) unvanlar olmalıdır. Bu unvanların elde edilmesinin sınav şartına bağlanması, sınavlarda yapılagelmiş suistimalleri ve adam kayırmacılığını hatırlatmaktadır.

Gelişmiş, çağdaş bir ülke olmanın temel şartı; hukukun üstünlüğünü esas alan, demokratik, laik, insan hak ve özgürlüklerine saygılı, sosyal bir hukuk devleti olmaktan geçmektedir. Öğretmenlik mesleğini itibarsız hale getiren bu sistem adeta toplumun cahil bırakılmasını hedefe almıştır. Çünkü ancak bu yolla topluma hükmetmek ve yönlendirmek kolay ve uzun ömürlü olacaktır.

En zeki ve başarılı öğrencilerimiz, usta-çırak eğitiminin geçerli olduğu tıp eğitimine yönlendirilmiştir. Bu gidişata dur denilmeli, en başarılı ve zeki öğrencilerimiz öğretmenlik mesleğine yönlendirilmelidir. Yönlendirici saik, ismi zikredilen üniversitelerin öğretmenlik programlarından mezun öğretmen adaylarının o günkü koşullarda dünyanın en itibarlı para birimi (keşke TL olsa) üzerinden aylık asgari beş bin ücretle öğretmenlik hayatına başlayacakları devlet tarafından taahhüt edilmelidir.

Öğretmenlik meslek eğitimini verecek bu üniversitelere zaman içerisinde akademik başarısını artırmaları halinde diğer üniversiteler de dahil olmalıdır. Bu yolla sayıları her yıl katlanarak artacak olan yeni öğretmen profilimiz yurdun her köşesine yayılacaktır.

Hak ettiği statüye kavuşan öğretmenlik mesleği, kendisi ile birlikte milletimizi de yükseltecek; uzak olmayan bir gelecekte, kalkınmış, müreffeh, çağdaş ve demokratik bir toplum olmamızı sağlayacaktır.

Selam ve muhabbetle…

ÖNCEKİ HABER

Özçelik-İş’in İSDEMİR’den aldığı 17 milyon için dava açıldı

SONRAKİ HABER

Öğretmenler odasından fısıltılar-3

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa