14 Aralık 2021 14:42

Omikron: Neden iki doz aşı yetmiyor, üçüncü doz aşı gerekiyor?

Son koronavirüs varyantı Omikron'da pek çok mutasyon olduğu belirtilirken, Kovid-19 aşıları hiç değişmedi? Peki neden iki doz aşı Omikron'a karşı yeterli koruma sağlamıyor ve üçüncü doz bunu nasıl yapacak?

Fotoğraf: Mat Napo/Unsplash

Paylaş

Büyük ölçüde mutasyona uğrayan Omikron varyantı, aşıların Kovid virüsüne yakalanmamızı engelleme kabiliyetine önemli bir darbe vurdu.

Bazı aşıların iki dozu, Omikron bulaşmasına karşı neredeyse hiç koruma sağlamazken, yine de hastaneye yatacak kadar hasta olma riskinizi çok büyük ölçüde azaltıyor.

Aşıların hepsi, iki yıl önce ortaya çıkan virüsün ilk haliyle savaşmak için geliştirildi.

Peki Omikron bu aşıların verdiği korumayı zaten aştıysa, orijinal aşıların üçüncü bir dozu ya da "hatırlatıcı" dozu nasıl işe yarayacak?

Şansımıza, şırınganın içindeki tamamen aynı olsa da hatırlatıcı dozlar, bağışıklık sistemimiz açısından aynısının biraz daha fazlası değil.

Üçüncü dozdan sonra elde ettiği koruma öncekinden daha büyük, daha geniş kapsamlı ve daha akılda kalıcı.

KOVİD OKULU

Koronavirüsle savaşmak, bağışıklık sistemimizin öğrenmesi gereken bir şey.

Bir seçenek, virüsle gerçekten karşılaştığında ne yapması gerektiğini çözmesi. Ama bu şekilde işler kötüye gidebilir ve ağır geçirip hastaneye yatma riskini alırsınız.

Aşılar daha çok bir okul gibidir. Bağışıklık sisteminizin kovid eğitimini geliştirecek güvenli çevreler gibi...

İlk doz, temelleri atacak ilkokul eğitimi.

İkinci ve üçüncü dozlar ise, bağışıklık sisteminizi ortaokula ve üniversiteye gönderip bilgisini büyük ölçüde derinleştirmek. Yani ilkokulu üst üste tekrarlamıyor.

Nottingham Üniversitesi'nden Virolog Prof. Jonathan Ball "Bağışıklık sistemimiz, virüse dair daha zengin bir bilgiye ve anlayışa sahip oluyor" dedi.

Ball, Omikron'un bütün kalleşçe numaralarına karşın yüksek eğitimli bir bağışıklık sisteminin virüs ve varyantları için "inanılmaz zor bir düşmanca ortam" olduğunu da kaydediyor.

Bunlar, kendilerini koronavirüsün dışına yapıştıran yapışkan proteinler. Antikorlar virüse yapışıyor ve böylece hücrelerinizi işgal edemiyor. Diğerleri de yanıp sönen bir neon ışıkla yazılmış "virüsü öldür" yazısının biyolojik karşılığı olarak orada duruyorlar.

Bir dizi laboratuvar çalışması ve gerçek dünyadan alınan veriler, iki doz Kovid aşısından sonra sahip olduğunuz antikorların Omikron'a karşı daha az etkili olduğunu gösterdi.

Imperial College London'dan immunoloji uzmanı Prof. Danny Altmann "neredeyse hiç kalmıyor" ve siz "enfeksiyonlara çok açık bir hale geliyorsunuz" diyor.

Yani okula geri dönme zamanı.

Aşının her dozu, bağışıklık sisteminde bir tur daha antikor evrimini tetikliyor. Virüse kendisini daha sıkı yapıştıran, daha iyi antikorları arıyor. Bu afinite olgunlaşması adı verilen bir süreç.

Prof Altmann "Antikorlarınız zaman geçtikçe iyileşiyor, daha havalı, daha sofistike oluyorlar" diyor.

Antikorlar kendilerini koronavirüse daha sıkı yapıştırabilirse, Omikron mutasyolarının virüsün kurtulmasına yardımcı olması daha da zorlaşacak. Yeni varyantta önemli ölçüde mutasyon bulunsa da, temelde aynı virüs ve hiç değişmemiş parçaları var.

Üst üste aşılamalar aynı zamanda, yeni saldırı yöntemleri arayan bağışıklık sisteminin antikor repertuarını da genişletmesini sağlıyor.

YÜZDE 75 KORUMA

Mesele sadece antikorların kalitesi de değil, hatırlatıcı dozla antikor sayısı da artıyor.

Imperial'dan Prof. Charles Bangham "Daha çok antikorunuz oluyor, kandaki konsantrasyonu artıyor ve bunun ne kadar süreceğini bilmiyoruz ama ne kadar çok sayıda aşı olursanız, bağışıklık sisteminin hafızası o kadar uzun sürüyor" diyor.

Bütün bunların etkisi, iki dozun Omikron'a karşı daha zayıf kaldığını gösteren aynı araştırmalarda netti. Üçüncü dozun ardından, Kovid'i semptomatik geçirmeye karşı koruma oranı yüzde 75'e çıktı.

Ayrıca üçüncü doz, bağışıklık sistemimizin başka noktalarında, vücudumuza gelecekteki varyantlara karşı avantaj sağlıyor.

B-hücreleri, vücudun antikorları üreten kısmının bir parçası. Üçüncü dozdan sonra bunların bazıları büyüyüp, süper yapışkan, rafine edilmiş antikorları üretiyor. Bazıları koronavirüsü tespit edebiliyor ama yarı olgun ve esnek bir şekilde de kalabiliyorlar.

Prof. Ball "Bunlar farklı yönlere gidebiliyor ve çoğaldıklarında yeni varyantın peşine düşmeye başlıyorlar" diyor.

Ve bir de T hücreleri var. Bunlar da üçüncü dozla Kovid virüslerine saldırmakta daha iyi ve daha çok hale geliyorlar.

T hücreleri, virüsü tespit etmek ve hücrelerimizin Kovid tarafından işgal edildiğine yönelik işaret aramak adına devriye gezmek için farklı bir yöntem kullanıyor.

T-hücreleri koronavirüsün mutasyona uğratmakta zorlandığı parçalarını tanıyor.

Yani Omikron, bağışıklık sistemimizden kurtulmaya çalışırken, her bir doz aşı ve her bir enfeksiyon, vücudumuza virüsü avlayabilmesi için daha fazla araç sunuyor.

Tüm bunlar, aşıların bizleri ağır hastalıklardan korumasında hayra alamet.

Prof. Bangham "Virüse karşı bağışıklık neredeyse hiçbir zaman mutlak değildir, daima yeniden bulaşabilir ama yapmak istediğiniz şey, yeniden bulaşı ne olduğunu bilmeyeceğiniz ya da çok hafif şekilde geçireceğiniz kadar önemsiz hale getirmek" diyor.

.

Orijinal haberi okumak için tıklayın.

BBC Türkçe Haberleri

Reklam
ÖNCEKİ HABER

İktisatçı Mustafa Sönmez: Asgari ücret artışı enflasyonu artırmaz

SONRAKİ HABER

Türkiye'de son 24 saatte 21 bin 477 yeni vaka, 181 can kaybı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa