Asgari ücretli sesleniyor: Ek iş yapıyorum yine de geçinemiyorum
Asgari ücret görüşmelerinde işçinin sesini duyan yok. Ancak temizlik işçisi asgari ücretli Gülcan ek işe rağmen geçinemediğini söylüyor ve ekliyor: Asgari ücretin en az 5 bin olması lazım!
Fotoğraf: Evrensel
Dilan TEMİZ
İstanbul
Ekonomik sıkıntılar ve yoksulluk her geçen gün katmerleşiyor, insanların geçim sıkıntısı artıyor. Geçim kaygısı, kötü koşullarda düşük ücretle çalışan emekçileri ek iş yapmaya yönlendiriyor. Kendi deyimiyle çocuklarının bakım sorumluluğunu, evin ihtiyaçlarını, kadın olarak yaşadığı zorlukları “hayat mücadelesi” olarak aktaran asgari ücretli temizlik işçisi Gülcan Şit de ek işlere giderek yaşadığı geçim sorununu çözmeye çalışıyor. “Asgari ücret ortada, nasıl yetsin ki?” diyen Gülcan, sorunun ek işle de çözülemeyeceğinin farkında, çözümü iktidarın ve düzenin değişmesinde görüyor.
"İKİ MAAŞ YETTİREMİYORUZ"
Temizlik işçisi olan Gülcan, “Ek olarak ofislere gidiyorum, masa siliyorum, paspas yapıyorum. Aklına gelebilecek her türlü temizliği yapıyorum. Beş on kuruş geldiği zaman yarıyor çünkü asgari ücreti görüyorsun ne kadar. Şu an kirayı ödediğin zaman aç kalıyorsun. Kiralar 2 binden aşağı değil. Ek iş yapmama rağmen yetmiyor. Aldığım para ne kadar olacak ki, taş çatlasın 40-50 lira. Ona rağmen yine de çalışmak zorundayım, çünkü yettirmek zorundayım, okuyan çocuğum var. Eşim de aşçı olarak çalışıyor ama onun da aldığı belli kesintilere gidiyor. İki maaş, yettiremiyoruz” diyor.
Çalışma koşullarından bahseden Gülcan, “Personel her şeye boyun eğerse iyi, patronların dediğini yaparsa iyi ama yapmazsa kapının dışındasın” diye özetliyor durumu. Yürümeyi çok sevdiğini ama gece işten geç çıkınca rahat bir şekilde eve dönemediğini anlatıyor. “Saat yedi oldu mu karanlık çöktü mü sen şu Yenikapı’dan eve gidemezsin artık. Mesela ben yürümeyi çok seven bir insanım, yürüyerek sabah işe giderdim gelirdim ama şimdi yapamıyorum” diyor.
"EKMEK KUYRUĞUNA GİRİNCE İŞE GEÇ KALDIM"
Artan zamları takip edemediğini söylerken bunun üzerine bir anısını paylaşmak istiyor Gülcan, “Hem komik hem acı” diyerek: “Sabah işe giderken Halk Ekmek’e gideyim dedim, çünkü simit 3.5 lira. 5 liram var, simit almayayım halk ekmek alayım o ucuz, iş yerinde yerim dedim. Gittim baktım bir kuyruk almış başını gidiyor, ekmek de 3.5 lira olmuş. Sonra işyerine de geç kaldım.”
"SORUNLAR BAŞTA, TEPEDE"
Sadece aç kalmamak için temel ihtiyaçları alabildiklerini söylüyor: “Bir yumurta alıyorum, zaten kolisi 45-50 lira olmuş. Bir süt alıyorsun, ekmek alıyorsun, başka bir şey alamıyorsun. Yumurta, süt, ekmek bunlar lüks olmuş bize...”
Kendi ihtiyaçlarını karşılarsa çocukların ihtiyaçlarını karşılayamayacağını söyleyen Gülcan, “Ben kuaföre gitmem, kuaför yolunu bilmem, gitsem cebimdeki diğer şeylere yetmez. Kendime üst baş alsam yine yetmez. En son ne zaman bir şey aldığımı hiç hatırlamıyorum, gerçekten hatırlamıyorum. O kadar geçime yönelmişiz ki, her gün bir sürprizle kalkıyoruz sokağa çıktığım zaman o kadar aç insanı görüyoruz ki artık kendine hiçbir zaman hiçbir şey için öncelik vermiyorsun” diyor.
Sistem devam ettikçe, bunun böyle süreceğini söyleyen Gülcan, ancak “tepedekiler” giderse bir şeylerin değişebileceğine inanıyor: “Bu yıkımı toparlamak zaman alır. Biz şu an yıkım yaşıyoruz. Sorunlar başta, tepede, zaten tepedekiler giderse her şey çözülür. Her şey iki dudak arasında. Öl dese ölüyoruz kal dese kalıyoruz. İnsanlar bir olmadığı sürece, ‘Benim karnım toktur, başkası benim umurumda değil’ dedikleri zaman bu böyle devam eder. Eğer vicdanlı olan varsa da tamam artık yeter der, o zaman biter.”
Asgari ücret tartışmaları devam ederken ne kadar artsa da bir taraftan zamlar da arttığı için asgari ücretin yetmeyeceğini dile getiren Gülcan talebini söylüyor: “Asgari ücretin en az 5 bin TL olması gerekir.”
ÖNCE KENDİ DURDUĞUN YERİ DEĞİŞTİRECEKSİN…
İş yerinde tek kadın olarak çalışan Gülcan, kadınların çalışırken yaşadığı zorluklara, var olan mevcut durumun kadınları doğrudan etkilediğine de değinerek mücadele çağrısında bulunuyor: “Kadın her türlü zorlukla karşılaşıyor. Evde, dışarda, sokakta... Adın kadın ya her türlü zorlukla karşılaşıyorsun. Kadınların psikolojileri alt üst, şiddet arttı, bunlar hep yoksulluktan. Yetmiyor çünkü bir şey. Bir şey istediğin zaman karşındaki insanda da yok, ister istemez evde birbirine giriyorsun. Sonuç ölümlere kadar gidiyor. Bu sistem, bu yasa böyle gittikçe, kadınların sonu hep ölümle bitiyor maalesef. Dolabı açtığın zaman yemek yoksa, bitti; kadın suçlu, ‘Niye yetiştiremedin, niye yapmadın?’ Ben sabah işe gidiyorum akşama kadar çalışıyorum, eve geliyorum yine evde de bir mesai. Kadınlar olarak geçim derdinden birbirimize destek için vakit bulamıyoruz. Dayanışmaya vakit bulamıyoruz. Hadi ben, sen gidebiliriz bir şekilde ama o kadar çok mağdur kadın var ki bir komşuya gitmek için bir çay içmek için izin alıyor kocasından yani. Mahallede görüyorum kendi akrabamda görüyorum. Önemli olan ne biliyor musun, kendi yakın çevrende, kendi ailenin içindeki bu sistemi yıkarsan kolaylıkla her şeyi sağlarsın. Kadınlar bir olsun.”