Çapa'da grev günü: Hizmet yok, grev var

Çapa'da konuştuğumuz grevdeki sağlık emekçileri, "Ek gösterge dediler, yok; ikramiye dediler, yok; yıpranma payı dediler, yok; o halde bugün hizmet de yok" dedi.

15 Aralık 2021 07:42
Paylaş

Eylem NAZLIER
Dilan TEMİZ
İstanbul

Meclis Genel Kurulu’nda sağlık personelinin özlük haklarına ilişkin düzenlemeleri içeren maddelerin yeniden görüşülmek üzere kanun teklifinden çıkarılmasına tepki gösteren sağlık emekçileri yurt genelinde 'Şimdi G(ö)REV Zamanı' diyerek iş bıraktı. Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), İstanbul Tabip Odası, Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) ve Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikasının çağrısıyla Çapa'da bulunan İstanbul  Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri  önünde bir araya gelen sağlık emekçileri, yağmur ve soğuk havaya rağmen hastane önüne yürüdü. Sağlık emekçileri, "G'ö'revdeyiz, uyarıyoruz oyalama değil hakkımız olanı istiyoruz" pankartı açtı.

"EK GÖSTERGE, İKRAMİYE, YIPRANMA PAYI VAR DEDİLER YOK; O HALDE BUGÜN HİZMET DE YOK"

Çapa'da yapılan eylem öncesi konuştuğumuz sağlık emekçileri taleplerini yineledi.

Çapa'da İç Hastalıkları bölümünde çalışan Ersoy Adıgüzel, neden iş bırakma eylemine katıldığını şöyle anlatıyor: Yıllardır zor koşullarda sağlık hizmeti üreten biz sağlık emekçileri zor geçiniyoruz. Ülkenin son dönemde yaşadığı ekonomik kriz ve hayat pahalılığı tüm emekçileri daha da yoksullaştırırken bu yoksulluktan sağlık emekçileri de payına düşeni fazlasıyla aldı. Pandemi döneminde bizi pohpohlayan Sağlık Bakanı daha sonra her açıklaması ile ekip anlayışını bozacak söylemlerde bulundu, halkın gözünde de sağlıkçılar çok para alıyor algısı oluşturdu. Bugün ayın 15'i ve maaşlarımız yattı, 25 yıllık sağlık emekçisi olarak aldığım maaş 3.343 TL, sabit ödeme 1.864 TL ve en önemlisi 0,01 TL gibi komik performans ödemesi. Sadece çalışırken değil emekli olunca da geçinemeyeceğimizi biliyorum. 3600 ek gösterge dediler yok, ikramiye vereceğiz dediler yok, yıpranma payı vereceğiz dediler yok... O halde bugün hizmet de yok, grev var."

"İNSANİ YAŞAM KOŞULLARI İSTİYORUZ"

Hemşire olarak çalışan bir sağlık emekçisi, "Bu topraklarda “önce can, sonra canan” diye bir söz vardır. Sağlıklı bir hizmet verebilmemiz için bu hizmeti veren sağlık emekçilerinin sağlıklı olması gerekir" diyerek söze başladı ve devam etti: "Bu da insani ve sağlıklı yaşam koşullarıyla mümkündür. Performans ve döner uygulamasının kaldırılıp 3600-7200 ek göstergenin uygulanmasını ve bunun emekliliğimize yansımasını talep ediyoruz. Sağlıkta şiddet için güvenliğimizin sağlanmasını ve cezasızlık uygulamasının son bulmasını istiyoruz. Bize destek olan tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz.Bu aynı zamanda onların sağlık hizmetlerini daha kaliteli almalarını sağlayacaktır."

"İNSANCA YAŞAYACAĞIMIZ BİR ÜCRET"

SES İş Yeri Temsilcisi Ramazan Yücel, "Türk lirasının dolar ve avro karşısındaki değer kaybı maaşlarımızın erimesine yol açmıştır. Tüm ürünlere gelen zamlar, açlık sınırının biraz üzerindeki maaşlarımıza açlık sınırı seviyesine çekmiştir. İnsanca yaşayacağımız bir ücret talebiyle grevdeyiz" diye konuştu.

"EMEKLİ OLMAMA RAĞMEN HÂLÂ ÇALIŞIYORUM"

Çapa'da teknisyen olarak çalışan sağlık çalışanı, "İş yükümüz çok arttı. Hastanenin tüm işini biz yapıyoruz. Mesela dün pandemi servisinden iş için çağırdılar. Ben elektrik teknisyeniyim ama yeri geliyor pandemi servisinde de çalışıyorum. İyi bir yaşam, iyi bir çalışma koşulu için iş bıraktım. Bugün maaş günü eve gitmeden maaş bitiyor, cepte bir şey kalmıyor. Eşim de çalışıyor, ev kira olmamasına rağmen iki kişi geçinemiyoruz. Bugün aldığımızı yarın aynı fiyata alamıyoruz. Geçen gün alışveriş yaptık kartın limiti bitmiş eşimin kartını verdik öyle aldık, her şey ateş pahası. Ne olacak bu işin hali. Emekli olmama rağmen hala çalışıyorum" dedi.

"SAĞLIK SİSTEMİ TOPLUM SAĞLIĞINI KORUYAMIYOR"

Basın açıklamasını İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip okudu. İktidarın savunduğu ve uyguladığı sağlık sisteminin toplum sağlığı için önemli bir risk hâline geldiğini ifade eden Saip, mevcut sağlık sisteminin yürütülmesinin olanaksız olduğunu söyledi. Koronavirüs salgınıyla mevcut sağlık sisteminin, toplum sağlığını korumak bir yana daha da riske attığına dikkat çeken Saip, “Halkın sağlığını tehlikeye atan bu sağlık sisteminin yürütücüleri, iş özel sağlık işletmeleri ve zenginleri korumaya yönelik politikalara gelince hiçbir sınır tanımamış; salgın döneminde dahi bu anlayışından vazgeçmemiştir.” diye konuştu.

'KATMERLEŞEN SORUNLAR İÇİN BURADAYIZ'

Ortak açıklamanın ardından sendika ve dernek temsilcileri tek tek söz aldı.

TTB Merkez Konsey Üyesi Çiğdem Arslan: “Sağlıkta dönüşümün çürüdüğünü bugün bir kez daha yüksek sesle haykırıyoruz. Pandemi bize bir kez daha gösterdi ki iktidar sağlık emekçilerinin haklarını yok saydı. Pandemi de özveriyle çalışan sağlık emekçileri birkaç alkıştan başka bir şey elde edemedi. Bugün bu grevden iktidarı ve sağlık bakanlığını buradan uyarıyoruz. İnsanca yapabileceğimiz koşullar için birlikteyiz ve birlikte olmaya devam edeceğiz.”

Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) MYK Üyesi Eylem Kaya Eroğlu: "Bugün emeğimiz, mesleğimiz ve halkımızın sağlık hakkı için grevdeyiz. Kamusal sağlık hizmetini nitelikli bir şekilde vermek isteyenler olarak buradayız. Hayatını kaybeden sağlık çalışanları için buradayız. Katmerleşen sorunlarımız için buradayız."

İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Genel Sekreteri Dr. Serkan Özbakış: açıklamasında taleplerinin ve özlük haklarının düzeltilmesini isterken aksine 30 Haziran'da ceza yönetmeliğinin açıklamasına tepki gösterdi. Özbakış, "Özlük haklarımız için herhangi bir adım atılmadı.30 Haziran'da bir ceza yönetmeliği açıklandı. Bu ceza yönetmeliğini kabul etmediğimizi haykırmak için buradayız. Yeni başlayan bir aile hekimi asgari ücretin altında bir ücret alıyor. Maaşlarımızın, kazandığımızın emekliliğimize yansıması için buradayız. Düşük ücretler ve çalışma koşullarına dikkat çekerek bunların düzeltilmesini talep etti. Maddi kayıplarımızın ve özlük haklarımızın düzeltilmesini talep ediyoruz" dedi.

"İLLA ÖLMEMİZ Mİ GEREKİYOR"

Genel Sağlık İş Şube Yöneticisi Deniz Korkmaz: "İktidarın bize dayatmış olduğu haksız hukuksuz uygulamara karşı ses yükseltme hakkımızı kullandık. Bir sarı sendika var, sürekli masada sağlık emekçisini satıyor. Biliyorsunuz bu son süreçte bir tiyatro oynandı. Toplu sözleşme masası kuruldu. Yüzde beşler, yediler bize reva görüldü. Devletin kendi resmi rakamlarına göre yüzde 50 enflasyona karşı ezilmiş durumda sağlık emekçisi.  Bazı iktidara yakın medyalarda izliyoruz. Sanki sadece amacımız maddiyatmış gibi lanse ediliyor ama bu değil özlük haklarımız, sağlıkta şiddet gibi pek çok sorunumuz var. İlla ölmemiz mi gerekiyor. Her dönem konuşup hiçbir şey yapmıyor iktidar" diye konuştu.

"SORUNLARIMIZ ORTAKSA MÜCADELEMİZ ORTAKTIR"

DİSK'e bağlı Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş) Genel Sekreteri Erdoğan Demir: "Hastanenin kapısından girdiğinizde ilk defa bizleri karşılayan güvenlik işçileri, kimliğimizi verip randevu aldığımız tıbbi sekreterler, hasta odalarını temizlik görevlileri..." diyen Demir şunları söyledi: Sağlık bakanlığı mecliste bir çalışma yaparken,sağlık çalışanları derken aklına hiçbir şekilde sağlık işçileri gelmiyor. İzinler iptal edilirken,herkes sağlık işçisi ancak bir hak verilmeye gelince sizler işçisiniz sağlıkçı değilseniz deniyor.Sağlık ekip işidir hep söylüyoruz.Bizler bu ülkenin bakanına bu politikaları belirleyenlere inatla sağlık işçisi olduğumuzu hekiminden sekreterine, temizlik görevlisine kadar bunu belirteceğiz. Sorunlarımız ortaksa mücadelemiz de ortaktır."

ÖNCEKİ HABER

AKP'li Numan Kurtulmuş'tan "OHAL" açıklaması: "Hiç kimsenin aklından bu geçmesin"

SONRAKİ HABER

Türk Hava Kurumu kayyumu Cenap Aşçı'nın istifası kabul edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa