Mısırlı mezar işçileri binlerce yıl önceden sesleniyor: Hakkınız olanı kendiniz alın
Gündem asgari ücret. Her gün gelen zamlar işçilerin hayatını daha da zorlaştırırken Mısırlı mezar işçileri binlerce yıl önce yaptıkları eylemle işçilere beklemeyin hakkınız olanı kendiniz alın diyor.
Görsel: Medipolitan müzes
Ercan KARAKAYA
Yönetenler ile çalışanlar arasındaki ekmek kavgasının, insanoğlunun ihtiyacı olandan fazlasını üretmeye başladığı günden bu yana devam ettiğini söyleyebiliriz.
Binlerce yıl önce avcı-toplayıcı olarak yaşanılan dönemde küçük gruplar halinde yaşayan insanlar, karınlarını doyurabilmek için doğaya karşı mücadele etmek zorundaydılar. Kendi aralarında iş bölümü yapan insanlar avladıkları ya da topladıklarını paylaşırlardı.
Yerleşik yaşama geçilmesiyle beraber ihtiyaç olandan fazlasının üretilmesi, ihtiyaç fazlasının kimin olacağı kavgasını bu kavga da toplumsal sınıfları ortaya çıkardı. Krallar, firavunlar, derebeyleri, padişahlar, toprak sahipleri, patronlar, başbakanlar ve başkanlar… Köleler, köylüler, işçiler… Üretileni elinde tutan bir avuç yönetenin binlerce yıldır insanlığa sunduğu asgari yaşam…
UYUM BOZULUNCA…
Gücü elinde bulunduranlar, tarihi de kendilerine göre yazdıkları için eski çağlarda toplumun yaşamı hakkındaki bilgiler sınırlıdır. Elde edilen yazılı tabletlerde, krallar-firavunlar ve onların etrafındaki yaşam anlatılır. Son yıllarda ortaya çıkan yeni belgeler eski çağlarda toplum yaşamına ilişkin yeni şeyler öğrenmemize neden oldu. Binlerce yıl önce çalışanlar ile yönetenler arasındaki ilişkilerin nasıl olduğuna dair bilgiler kısıtlı olsa da Mısır’da, mezar işçilerinin ücretlerinin geç ödenmesine karşı yaptıkları iş bırakma eylemiyle ilgili bazı ayrıntılar günümüze kadar ulaşmayı başardı.
Eski Mısır’da firavunun görevi, insanlar ve tanrılar arasındaki dengeyi sağlamaktı. İnsanların tamamına iyi bakıldığından, sınırların güvende olduğundan ve dini ayin ve ritüellerin geleneklere uygun şekilde yapıldığından emin olmalıydı. Bu, herkesin bir işi olması ve insanların toplumsal hiyerarşi içindeki yerlerini bilmesi gerektiği anlamına da geliyordu. Bazen çeşitli nedenlerle bu uyum bozuluyordu.
Bulgulara göre MÖ 1170 yılında, Mısır’daki piramitlerin inşasına karşı tarihte kaydedilen ilk grev gerçekleşti. İşçilerin eylemi, Krallar Vadisi’ndeki mezarlarda çalışan zanaatkarlara ev sahipliği yapan eski bir Mısır köyü olan Deyr el-Medine’de gerçekleşti.
Köyde yaşayan işçiler ve aileleri köle bir toplum değil, adalet sistemine bağlı yurttaşlardı. Topluluğun, ustabaşı, halk sözcüsü, zanaatkar ve mahkeme katibinden oluşan bir mahkemesi vardı.
ÜCRETLER ÖDENMEYİNCE
III. Ramses (MÖ 1186-1155) Yeni Krallık’ın son firavunu olarak kabul edilir. Mısır’ın sınırlarını savunmuş, yabancı güçlerle ilişkilerde yaşanan belirsizliklere ilişkin çaba sarf etmiş ve ülkedeki tapınak ve anıtları restore edilerek yenilemişti. Bununla birlikte, Mısır, II. Ramses dönemindeki gibi muktedir bir ülke değildi ve III. Ramses yönetimindeki ülke, doğal kaynaklar, toplanan vergiler ve ticarette yaşanan azalma nedeniyle gitgide güç yitirmekteydi. III. Ramses, krallığının 30. yılına yaklaşırken, tacı bırakacağı gün için büyük bir festival hazırlamaktaydı. Sorunlar, festivalden üç yıl önce MÖ 1159’da başladı. Deyr el-Medine’de yaşayan mezar işçileri ve zanaatkarların aylık ücretleri neredeyse bir aydır ödenmiyordu. Bir saray görevlisi olduğu ve dönemsel kayıtları tuttuğu bilinen Amennakht, yerel memurlarla işçilerin hakkı olan tahılın dağıtımı konusunda görüşmüştü ancak bu görüşme oldukça acil olan soruna geçici bir çözüm oldu. Ödemeler kısa süre sonra tekrar kesildi. İşçiler maaşlarının ödenmesi için 18 gün beklediler ve iş bıraktılar ve “Hepimiz açız” diye bağırarak şehre doğru yürüyüşe geçtiler. İlk önce III. Ramses’in mezar binasında bir gösteri yaptılar ve ardından III. Thutmose tapınağının yakınlarında oturma eylemi gerçekleştirdiler. Yerel yetkililer işçilere verilmek üzere hamur işleri sipariş ettiler ve memnun kalmalarını ve evlerine dönmelerini umut ettiler. Ancak hamur işleri yeterli değildi ve ertesi gün insanlar Tebeş’teki merkezi hububat deposu olan Ramesseum’un güney kapısını ele geçirdiler. Ödeme sorunu, nihayet rahip-yetkililer ve grevciler arasındaki görüşmelerden sonra gerçekleşti; Grevlerin başlamasının ardından üç yıl geçmiş ama durum değişmemişti. İşçiler maaşlarını alamıyorlardı, bu nedenle artık her ay grev yapmak zorunda kalıyorlardı. Buna karşın yetkililer asla yeterli kaynağı bulamıyordu.
MÖ 1156’da III. Ramses için yapılan tahttan ayrılma festivali başarılı geçmişti. Ancak, sorunlar olduğu gibi yerinde duruyordu ve işçiler grevlerini ve adil ödeme mücadelelerini sürdürdüler.
SİSTEM DEĞİŞTİ
Neticede, yetkililer işçilere zamanında ödeme yapabilecekleri bir sistem geliştirdiler; bununla birlikte, tapınak görevlileriyle işçiler arasındaki ilişkinin dinamiklerinde de bazı değişimler gerçekleşecekti. Toplumdaki uyumun denetlenmesi ve sürdürülmesi işçilerin değil, firavunun sorumluluğundaydı. Bu eylemler nedeniyle çalışanlar kralın sorumluluklarını üstlenmek zorunda kalmıştı. Mezar işçilerin başarısı, başkalarını da aynısını yapmaya teşvik edecekti. Yeni Krallık ve Geç Dönem’in ikinci yarısındaki belgelerde bunu gösteren birçok kayıt mevcut.
YOL GÖSTERİYOR
Son günlerin en önemli gündemi asgari ücret. İşçileri temsil eden sendika işçilere kaç lira istediğini söylemekten aciz. Patronlar ve hükümet kanadı işçiyi enflasyona ezdirmeyeceğini iddia ediyor. Cumhurbaşkanı Çin’deki kötü çalışma koşullarını Türkiye’ye getireceklerini açıklıyor. Her gün gelen zamlar işçiler için hayatı daha da zorlaştırırken Mısırlı mezar işçilerinin eylemi işçilere beklemeyin hakkınız olanı kendiniz alın diyor.