15 Aralık 2021 13:45

Fiili ÖTK’lerle ODTÜ’yü yönetmeye adayız!

ODTÜ’de var olan fiili temsilcilikler ve çeşitli düzeylerde yan yana gelebilen diğer bölümler; özerk ve demokratik üniversitenin oluşturulmasına yönelik kitlesel bir mücadelenin parçası oldular.

Ekran görüntüsü, Emek Gençliği'nin Twitter adresinden alınmıştır. 

Paylaş

Zeynep ALGEDİK

ODTÜ

 

1970’lerin ortasında ODTÜ öğrencileri antidemokratik ve baskıcı uygulamalarına karşı Rektör Tarık Somer’in istifasını isterken, kendi hak ve talepleri etrafında bir araya gelerek bir boykot başlattılar. Öğrenciler başlattıkları boykotun ardından gelişen süreçte 1976’da Öğrenci Temsilcileri Konseyi (ÖTK) ODTÜ’de fiili olarak başlatıldı. Öğrencilerin bir kazanımı olarak ÖTK, daha sonra YÖK tarafından resmi olarak tanındı.

2018 yılında ÖTK seçimlerinin süresiz bir şekilde ertelenmesinden önce ÖTK’ler, yalnızca seçimlere indirgenmiş ve hatta seçimlerin dahi duyurulmamasıyla da birlikte işlevsizleştirilmişti. Son olarak geçtiğimiz senenin haziran ayında yayınlanan yeni yönetmelikle birlikte ÖTK seçimleri fakülte, yüksekokul ve konservatuarların en az ikinci sınıfa kayıtlı öğrencilerinin katılabileceği, 1. sınıflar yalnızca oy kullanabilirken, hazırlık öğrencilerinin ise ÖTK seçimlerinin herhangi bir yerinde bulunamayacağı açıklandı. Ayrıca ÖTK Başkanının, öğrencilerin bulunduğu fakülte, yüksekokul ya da konservatuarın alfabetik sıralamasına göre belirlenen birimindeki temsilcilerden seçileceği söylenmişti.

ÖTK’lerin fiilen ortadan kaldırılmasının temelini; öğrencilerin bir araya gelmesinin önüne geçerek, kendi taleplerini dile getirecekleri ve bir adım ileriye taşıyacakları ortak alanları ortadan kaldırma, kendi hayatlarını doğrudan etkileyecek kararlar alınırken yönetimde söz sahibi olmalarının önüne geçme gibi bir dizi saldırılar oluşturuyor.

İSLAM İŞ BİRLİĞİ TEŞKİLATINA VAR ÖĞRENCİ KULÜPLERİNE YOK!

Peki tek adam iktidarı ve onun üniversitelerdeki temsilcisi olan atanmış rektörler neden böylesi saldırılarla biz gençliğin karşısına çıkıyor?

Tek adam iktidarı, hali hazırda sermayedarların üniversitelerdeki varlıklarını güçlendirerek, üniversite yönetimlerini de bu doğrultuda işbirlikçisi olan atanmış rektörlerle şekillendirmektedir. Bugün üniversiteler, eğitim sürecinde öğrenciye yeterli bütçe ayrılmadan, Teknokentler üzerinden sermayedarlara kalifiye işgücü yetiştirmeye yönelik yönetim anlayışıyla yönetilmektedir. Ayrıca üniversite yönetimleri pek çok üniversitede de benzerleri yaşanan, ODTÜ’de Bahar Şenliği’nin engellenmesi, toplulukların kapatılması, geçtiğimiz haftalarda ODTÜ yönetiminin, “İslam İş birliği Teşkilatı”nın sunumu için alan açmasına karşın toplulukların etkinlikleri için sınıf, amfi vermemesi gibi örneklerinin olduğu baskıcı uygulamalarla, öğrencilerin kendilerini ifade edebilecekleri alanları da daraltmaktadır. Böylece üniversiteler sermayedarların yan kuruluşları haline getirilip; kendi istek ve özlemlerine yabancılaşan, biat eden öğrenci kitleleri oluşturularak yeniden inşa edilmek istenmektedir.

ÖTK’lerin de tasfiye edilmesiyle birlikte tek adam iktidarı, üniversite gençliğini kendi geleceğini bireysel çözüm yollarıyla kurtarabileceğine yönelterek gençlik mücadelesinden koparmaya çalışmaktadır. Tek adam iktidarı yaptığı bu hamleyle öğrencilerin hakları, talepleri ve özlemleri etrafında yan yana gelebilecekleri alanların daraltmasının yanında hayatlarını doğrudan etkileyecek olan kararlar alıyor. Öğrencilerin yönetimde bulunmasının önüne geçerek baskıcı, anti-demokratik ve sermayedarların çıkarlarını gözeten yönetim anlayışını sürdürmek istiyor. Böylesi bir yönetim anlayışı üniversitelerin özgür, özerk ve demokratik olmamasının temel dayanaklarındandır.

Ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik kriz koşullarının yanında öğrencilerin barınma, beslenme gibi temel haklarının dahi elinden alındığı, anti-demokratik uygulamalarla birlikte baskı altında tutulmaya çalışıldığı bir dönemdeyiz. Üniversite gençliği; bugün açısından karşılaştığı tüm bu sıkışmışlığa, baskıya karşı çözüm yolunu kendi bölümlerinde, fakültelerinde bir araya gelmekte buldu.

ODTÜ öğrencileri geçtiğimiz dönemlerde sınıflarında, fakültelerinde sıra arkadaşlarıyla yürüttükleri tartışmalarla birlikte yüz yüze, nitelikli eğitim ihtiyaçları ve özerk, demokratik üniversite talepleri doğrultusunda yan yana gelme ihtiyacını görerek Mimarlık Fakültesi Biyolojik Bilimler Bölümlerinde fiili temsilciliklerini kurarak deneyim kazandılar. Makine Mühendisliği Bölümü, Beşerî Bilimler Bölümleri, İİBF Bölümleri ve Hazırlık öğrencileri ise yerel birlikteliklerini kurma yönünde adımlar attılar.

KİTLESEL MÜCADELELER ÖRGÜTLEMEK İÇİN

ODTÜ’de var olan fiili temsilcilikler ve çeşitli düzeylerde yan yana gelebilen diğer bölümler; gerçekleştirdikleri çeşitli forumlarla nitelikli, bilimsel ve yüz yüze eğitime, yemekhane koşullarının ve yemeklerin niteliğinin iyileştirilmesine, kampüs içerisinde yaşanan taciz ve şiddet vakalarına, Boğaziçi Direnişi’nin öğretici deneyimiyle özerk ve demokratik üniversitenin oluşturulmasına yönelik tartışarak, kendi taleplerini dile getirerek kitlesel bir mücadelenin parçası oldular.

Dünden bugüne edindiğimiz deneyimlerle birlikte biz öğrenciler karşılaştığımız sorunlara karşı kurtuluşumuzun bireysel çabalarla değil; bulunduğumuz alanları hak ve taleplerimiz doğrultusunda şekillendirebileceğimiz, kendi temsil ve karar mekanizmalarımızı oluşturarak, örgütlü birliktelikler kurarak bulacağımızın bilincinde olmalıyız. Bugün tek adamların bizlerin üzerinde tepeden inme kararlarla, baskıyla hakimiyet kurmasının karşısında her birimizin söz sahibi olduğu temsilciliklerimizi sınıflarımızda, bölümlerimizde, fakültelerimizde, yurtlarımızda omuz omuza vererek oluşturup örgütlülüğümüzü güçlendirmeliyiz.

ÖNCEKİ HABER

Ulaşım en temel hakkımız

SONRAKİ HABER

Dersim'de yapılmak istenen miting yasaklandı: Yasaklamaları kabul etmiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa