15 Aralık 2021 13:52

Nasıl bir ÖTK’ye ihtiyacımız var?

ÖTK’lere aday olmak, onları aşağıdan denetlemek, sorumluluk almaya ve kitle iradesini temsil etmeye zorlamak biz öğrenciler için vazgeçmememiz gereken şeyler olmalı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Cenk Yılmaz BAYIR

Boğaziçi Üniversitesi

 

Öğrenci Temsilcileri Konseyi, kısa adıyla ÖTK. Öğrencilerin taleplerini iletmeye ve yaşadığı sorunları çözmeye yarayan üniversitenin resmi mekanizmaları dahilinde işleyen bir yapı. Tarihini anlatmaya gerek yok ancak öğrencilerin mücadelesi sonucunda kazanılmış bir yapı aynı zamanda. Öğrencilerin oylarıyla seçilen temsilcilerin bir kurul oluşturması ve burada öğrencilerden gelen eğilimlerin, taleplerin, sorunların üniversitenin resmi kayıtlarına da geçmesinin bir aracı olarak vücut buluyor.

ÖĞRENCİLERİN TEMSİLİNİN EKSİLİĞİ

ÖTK seçimlerini Yükseköğretim Kurulu (YÖK) geçtiğimiz yıllarda bir süreliğine durdurmuştu. Seçimlerin durdurulmasından da hareketle siyasi iktidar, kendi gücünü üniversiteler üzerinde daha geniş sınırlarda egemen kılmak adına birçok hamle gerçekleştirdi. Kayyum rektörlerin atanmaya devam edilmesi, kayyum rektörler eliyle üniversitenin tahrip edilmesi, eğitimin iktidar ideolojisiyle yeniden şekillendirilmesini bunlardan bazıları olarak sayabiliriz. Tüm bunlar öğrencilerin “parasız, bilimsel, demokratik eğitim” talebinin karşısında konumlanan uygulamalardı. Bu uygulamalara karşı ise üniversitenin tanıdığı, resmi olarak kabul ettiği ÖTK’lerin demokratik niteliğinin ortadan kaldırılması ve öğrenciler içerisinde bir güç olmaktan çıkarılması onu öğrencilerin iradesini temsil etmeyen bir yapıya büründürdü. Bu durum Boğaziçi Üniversitesi örneği için de bir ölçüde geçerliydi. Çünkü kayyum rektöre karşı direniş sürecinde Boğaziçi’nin bir ÖTK’si vardı ancak öğrencilerin etrafında toparlanabileceği ve güven duyduğu bir mekanizma olarak büyük ölçüde görülmüyordu. ÖTK’lerin öğrenciler tarafından kontrol edilememesi, denetlenememesi, katılımın temsilciler ve temsil edilenlerin bir bütünüyle ortak işletilmeyip sadece temsilciler vasıtasıyla sağlanması burada ÖTK’lerin gücünü zayıflatan bir konuma sokuyor.

ÖĞRENCİLERİN MÜCADELESİYLE İŞLETİLMESİ GEREKEN BİR MEKANİZMA

Ancak bu dönem önümüze yeni bir kapı açıyor diyebiliriz. ÖTK seçimlerinin tekrardan başlaması bu tartışmalarla birlikte düşünülmesi gereken bir durum. Boğaziçi açısından ÖTK çoğunluğun direniş yanlısı adaylardan oluşması da ÖTK’nin duracağı konumun belirlenmesinde de önemli bir etken olacaktır. Ancak bu süreçte temsilcilerin temsil ettikleri kişilerle çeşitli toplantılar düzenlemesi, onların taleplerinin gözetilmesi ve onlarla birlikte ortak kararlar alınarak yukarıya doğru bir sistem işletilmesi asıl kritik meseledir. Bu yüzden ÖTK’yi sınırlı bir yapı olarak görmemek ve onun işlevlerini olabildiğince kayyum rektörlerin dayatmalarına karşı kullanmak, öğrencileri asgari ve geniş talepler etrafında birleştirebilmenin bir aracı olarak işletebilmek gerekiyor. ÖTK gibi bir aracın işletilemediği ve umursanmadığı taktirde öğrencilerin cephesinden önemli bir kuvvettin de kayıp gideceğini göz önüne almalıyız. Bu nedenle ÖTK’lere aday olmak, onları aşağıdan denetlemek, sorumluluk almaya ve kitle iradesini temsil etmeye zorlamak biz öğrenciler için vazgeçmememiz gereken şeyler olmalı.

ÖNCEKİ HABER

Kocaeli'de devlet yurdunda öğrenciler Kovid-19 temaslı öğrencilerle aynı blokta kalıyor

SONRAKİ HABER

Doğa tahribatının nedeni sömürü düzeni

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa