Ekonomiyi sorduğumuz vatandaş: Salatalığın bile ucuzunu arıyoruz

Halkın yaşadığı ekonomik kriz, yurttaşları her açıdan zorluyor. Gebze'de konuştuğumuz halk, basit bir salatalığın ucuzu için bile tezgah tezgah dolaşmak zorunda kaldığını söyledi.

16 Aralık 2021 21:04
Paylaş

Rojda KİRAZ
Dilara KANIK
Gebze

Televizyon kanallarının gündüz kuşağı programlarında “sağlıklı yaşam” ve “kaliteli beslenme” için et-balık, sebze-meyve, süt ve süt ürünlerinin tüketilmesi öneriliyor. Bu ürünlerin tüketilmesi sağlıklı, ancak artık ulaşması da oldukça zor. Gebze Mevlana Halk Pazarında görüştüğümüz yurttaşlar, en temel ihtiyaçlarını almaya çalışırken dahi zorlandığını ifade etti. Dövizin yükselişi, hemen her şeye gelen zamlar, kış ayının getirdiği fatura yükü yurttaşları gittikçe zorluyor.

Geçim derdini Gebze’de bir halk pazarında yurttaşlarla konuştuk. Soluklanmak için pazar alanında kendine yer bulup oturan bir kadının yanına yaklaşıyoruz. “Fiyatlar nasıl” diye soruyoruz. “Geçen seneye göre fiyatlar pahalı, uçuyor” diyen kadın, sözlerine şöyle devam ediyor: “İstediğimiz hiçbir şeyi alamıyoruz. Ben çalışmıyorum, eşim rahatsız o da evde. Evimiz kira. Oğlum askerden yeni geldi, o çalışıyor sadece.”

"ZENGİN YAŞAYACAK, FAKİR ÖLECEK”

Alışveriş arabasının üzerine koyduğu limonları satmaya çalışan bir vatandaş, “Her şey çok kötü. Fiyatlar ateş pahası” diye dert yanıyor. Geçen seneye göre fiyatların yarı yarıya fark ettiğini söyleyen vatandaş, kimsenin alım gücünün olmadığını, pazara gelen herkesin eli boş gezdiğini, kendisinin de aynı durumda olduğunu söyledi. “Bu kış nasıl geçecek” diye sorduğumuzda, “Bu kış çok kötü geçecek. Zengin yaşayacak, fakir ölecek” dedi. Bir başka pazar esnafı ile konuşuyoruz. Maliyetlerin kendilerini zorladığını ifade eden esnaf, mazot fiyatlarının yanı sıra ürünleri taşıdıkları kasaların, kullandıkları plastik poşetlerin dahi zamlandığını söyledi.

“ENFLASYONU NEYE GÖRE AÇIKLIYORLAR?”

Elindeki iki parça poşeti gösteren bir vatandaş, “Her istediğimizi alma şansımız yok. Hep birer-ikişer kilo alıyoruz. Uç uca geçinmeye çalışıyoruz, asgari ücret alan hiç geçinemiyor. Ne bir sosyal hayatımız var ne de başka bir şey. Sosyal faaliyet hayal” dedi. Emekli olduğunu söyleyen başka bir kadın ile konuşuyoruz. Fiyatların yüksek olduğunu o da söylüyor, “Milletin alım gücü belli zaten. Yarımşar kilo, birer kilo alıyoruz. Her şeyi alamıyoruz. 120-130 lira harcamama rağmen tüm ihtiyaçlarımı alamadım. Sadece temel olanları aldım” diye konuştu. Gidişatın iyi olmadığını söyleyen emekli kadın, “Zenginler daha zengin olurken, fakirler daha da yerin dibine batıyor. Özellikle işçi ve emekli, olan bizlere oluyor” dedi. Enflasyon tartışmalarına da değinen emekli kadın, “Enflasyonu neye göre açıklıyorlar? Kürdandan, ufak tefek şeylerden enflasyon çıkartıyorlar. Niye temizlik ürünlerine gidip bakmıyorlar? Niye gıda ürünlerine bakmıyorlar? Çünkü biliyorlar ki ona bakarlarsa enflasyon daha yüksek çıkacak” dedi.

“SIK SIK, BOĞAZIMIZA GELDİ KEMER”

Yönetenler tarafından yurttaşa verilen “Porsiyonlarınızı küçültün, doğal gazı az yakın” tavsiyelerini bir başka vatandaşa soruyoruz. “Biz zaten karın tokluğuna yaşıyoruz. Sofradan tam karnı doyarak kimse kalkmıyor” diyen vatandaş, “Çocuklarınızı pazara, markete götürmeyin diyorlar… Neden? Çünkü çocuk görecek, anne-baba alamayacak, kahrolacak. Doğal gazı zaten tam açamıyoruz. Battaniye altında oturuyoruz evde. Tam açtığımız zaman 700-800 liradan aşağı fatura gelmiyor. Ne yapalım, biz ölelim o zaman! Daha nereye kadar, sık sık, boğazımıza geldi kemer” dedi.

“ELİM GİDİYOR, GERİ GELİYOR ALAMIYORUM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın maaşının 100 bin lirayı aştığını ama asgari ücretlinin açlık ve yoksulluk sınırının altında kaldığını sorduğumuz bir başka emekli vatandaş ise, “Kendilerine gelince bol kepçeden atıyorlar ama işçiye ve emekliye gelince elleri titriyor. Bizim de yaşamaya hakkımız var. Yurt dışından bir emekli gelip, bizim ülkemizde rahatlıkla her yerde tatil yapabiliyor. Bizim emeklimiz bırakın tatili köyüne gidemiyor. Çünkü gelir adaletsizliği ve gelir eşitsizliği var” dedi. Balık tezgahına bakan bir kadınla konuşuyoruz. “Elim gidiyor, geri geliyor alamıyorum” diyor. Fiyatların genel olarak yüksek olduğunu söyleyen kadın, elindeki iki poşette yeşilliği göstererek, “Şu an 50 lira harcadım, 100 lira ile gelmiştim. Görünürde aldığım hiçbir şey de yok” dedi.

Bir genç ile konuşuyoruz, “Geçim çok pahalı. Enflasyon almış başını gidiyor” diyor. Açıklanan enflasyonun gerçeği yansıtmadığını söyleyen genç, “Tezgah tezgah dolaşıp salatalığın fiyatını araştırıyoruz. Bu tezgahta 3.5 lira. Acaba daha uyguna bulabilir miyiz diye bakıyoruz. Bir vatandaş salatalığı bile böyle araştırıp alıyorsa konuşmaya pek de gerek yok. Açıklanan enflasyonun pazardaki fiyatlarla alakası bile yok. Açıklanan resmi enflasyona göre fiyatların daha düşük olması lazım” diye konuştu.

“İNSANLAR MUTLU DEĞİL”

Ekonominin durumunu sorduğumuz bir işçi, “Alım gücümüz düştü, maaşlarımız eridi” dedi. “Güzel günler göreceğiz herhalde, bekliyoruz, sabrediyoruz” diyen işçi, “Her gün her günden kötü geliyor. Ancak karnımızı doyuruyoruz. İşçilere tavsiye verenler her şey güzelmiş, herkesin evi arabası varmış gibi konuşuyorlar. Ama öyle değil. Kimi televizyon kanalına göre batmışız, bitmişiz. Tam öyle de değil. Ama insanlar mutlu da değil, iyi de değil” dedi.

“İnsanlar tezgaha bakıyor, geçiyor. Ben emekliyim. 2 bin 650 lira maaş alıyorum. Nasıl geçinelim, siz söyleyin” diyen bir emekli vatandaş, bu kışın nasıl geçeceğini kara kara düşündüklerini söyledi. Üniversite mezunu kızının iş bulamadığını söyleyen emekli vatandaş, “Doğal gazı yakmaya başladık, 350 lira fatura geldi. Kiralar çok yükseldi, insanlar çok zorlanıyor. Nereye kadar böyle gidecek? Kızım üniversite mezunu ama iş bulamıyor. Ben bu maaşla ona da bakıyorum” dedi.

“HERKES EV SAHİBİ OLDU”

Yaşam koşullarının iyi olmadığını ama dünya geneli bir sıkıntının olduğunu ifade eden metal işçisi, vatandaşın ev sahibi olmasını AKP Hükümetinin sağladığını iddia ederek, “Oturduğumuz ev kendimizin. Bu devlet gelmeden önce herkes kirada oturuyordu, şimdi herkes ev sahibi oldu. Bugün en düşük faizle kredi almış, çıkıyor devlete laf söylüyor. Ben 13 yıldır metal sektöründe çalışıyorum, koşullar çok şükür iyi. Yaşam koşulları iyi değil ama dünya genelinde sıkıntı var. Sadece Türkiye’de değil” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Körfez Zamlara Hayır Platformundan asgari ücret açıklaması: Bu ücret sefalet ücretidir

SONRAKİ HABER

Siyasi parti temsilcilerinden asgari ücret açıklamaları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa