30 Aralık 2012 09:43

Peri Suyu'nda barajlarla yok edilen inanç mekanları ve tarihi yerleşim yerleri

Eren Akyol

Anadolu’nun bir parçası olan PERİ VADİSİ’nde, yüz yıllardan günümüze kadar, geleneğimizin, töremizin, inancımızın birer parçası, toplum içerisinde barışın, adaletin, dayanışmanın, birlik ve beraberliğin harcı olmuş, bizi, biz eden kutsallarımız, inanç değerlerimiz bulunmaktadır. Düne kadar PERİ VADİSİNDE, bu barajlar yapılmadan önce, bu inanç mekanları geçmişten günümüze kadar, bölgede yaşayanlar tarafından inançları gereği kutsallığı muhafaza edilmiştir.
Peri Suyu üzerindeki bu kutsal mekanlardan birisi Kureyş’in Çile Odası’dır. Kureyş, Alevi inancında önemli bir inanç önderidir. Günümüzde Kureyş Ocağı diye bilinen ocağın kurucusu Kureyş’in efsanesi, Ilıcak Höyüğü’nün karşısında bulunan Çalakas Köyü, Bağın Kalesi ve Kureyş Köyü’nde geçmektedir. Efsaneye göre, Kureyş’in ilk yerleştiği yer Çalakas Köyü’nde kendi ismiyle anılan Çile Odası’dır. Keramet ve mucizelerini ilk burada göstermiştir. Bir kayada oyulmuş olan bu mekân, yöre halkı tarafından kutsal sayılıp adakların adandığı, kurbanların kesildiği yerdir.
 LİMAK tarafından yapılan Seyrantepe Barajı nedeniyle tahribat gören kutsal ve tarihi mekân ise Kureyş’in Çile Odası’dır. Baraj inşaatı esnasında etrafından taşınan topraklardan ötürü çevresinde birçok tarihi kalıntılara rastlanmış, bu kalıntılar kepçelerle tahrip edilmiş ya da gizlenmiştir. Yöre halkının talebi üzerine bu kaya yerinden sökülmüş, sökülme esnasında kırılmış ve iki parça olarak bulunduğu yerin yapısına uymayan başka bir alana taşınmış ve öylece ortalıkta bırakılmıştır. Kureyş’in kaldırıldığı alan da 2008 yılın sonlarında Seyrantepe Barajı’nın altında kalmıştır.
Avcı-toplayıcı topluluk ile sonrasında yerleşik hayata geçiş izleri olan, MÖ 10. binyıla ait bir yerleşme, Peri Suyu üzerinde, Tunceli-Mazgirt İlçesi, Gölek Köyü, Yılcak Mevkisi’inde keşfedilmiştir. Hüseyin Düzgün’nün yaptığı araştırma sonucunda elde ettiği verilerde, höyüğün tarihlendirmesini, fotoğraflar ve höyükten bulunan materyal üzerinden, İÜ Prehistorya Ana Bilim Dalı’ndan, Doç. Dr. Necmi Karul yapmıştır.
Yılcak Mevkii, Peri Suyu kıyısında, içinde bir sıcak su kaynağının bulunduğu, tarihin hemen her dönemine ait izlerle karşılaşılabilecek bir yer. Bu alanda kısmen ayakta kalmış bir kilise kalıntısı da bulunuyor. Ama en önemli izler, bir mermer şirketinin taş çıkarmak için açtığı hafriyatta ortaya çıkan höyükte.
Kalker çıkarmak amacıyla 4-5 m derinliğinde bir çukur kazılmış, ne yazık ki bu çukur, höyüğün ilk yerleşimine denk gelmiş. Çukur kesitinde, birlerce yıllık bir tarihi görmek mümkün: İlk yerleşim, kerpiç ve taş duvarlar, geçirilen yangınların izleri, yerleşimcilerin kullandıkları çeşitli malzeme, İlk yerleşenlerin, yaygın bir biçimde avcılık yaptıklarını, yıkıntılar arasında bol miktarda görülen obsidiyen ok uçları ve bıçaklardan anlamak mümkün. Ayrıca taşları kırarak elde ettikleri kesici aletlere de rastlanabiliyor. Tarım hayatının izleri ise, ilkel değirmenler ve tahıl ezme taşları. Hatta bunların önemli bir kısmı, nehir yatağına dökülmüş durumda. Bütün bu veriler, yerleşmenin tarihinin MÖ 10. bine gittiğini gösteriyor.
Doç. Dr. Necmi Karul, Güneydoğu Anadolu’da yerleşik yaşama geçen, bitkileri tarıma alan ve hayvancılık yapmaya başlayan ilk topluluklara ait pek çok yerleşiminin bilindiğini, Yılcak höyüğününse şimdiye kadar bilinen en kuzeydoğudaki yerleşim olduğunu belirtiyor. Höyük, bu nedenle özgün bir önem de taşıyor. Burada yapılacak bilimsel bir arkeolojik kazı, insanlık tarihinde bilinmeyen bir alanı daha aydınlatmış olacak.
Ne yazık ki, Yılcak Höyük, LİMAK Şirketi tarafından yapılan Seyrantepe Barajının suları altında kaldı. Yine LİMAK tarafından şu anda yapılan PEMBELİK barajıyla birlikte sular altında kalacak olan birçok inanç merkezi, arkolojik araştırma yapılması gereken, höyük (yığma mezar), çok çeşitli eski su değirmenleri, aynı kaderi paylaşarak sular altında kalacaktır.
Pembelik Barajı’nın suları altında kalacak önemli inaç yerlerinden biri Hızır Gölü (Gole Hıxır), Kırmızı Yılan (More Sur)’dır. Bu yerlerinin bölge insanları tarafından ayrı bir kutsallığı vardır.  
Şu anda LİMAK tarafından yapımı süren PEMBELİK barajının yapıldığı Akkuş (Paş) Köyünde, Tumuk mevkinde, TÜMÜLÜS, (höyük-yığma mezar) bulunmaktadır. Şirket tarafından iş makinalarıyla bu alan gelişi güzel toprak alınarak ve etrafında 60 metre uzunluğunda elektrik direkleri monte edilmiştir. Şu anda kilometrelerce tel örgülerle çevrilerek istila edilen bu bölgedeki alanlarda, insanlığa dair tarih keşfedilmeyi beklerken, baraj suları altında yok olmakla karşı karşıyadır. Tarihsel kalıntıların Tumuk denilen TÜMÜLÜS‘teki alanın, ACİLEN yetkililer tarafından koruma altına alınması ve arkeolojik çalışmasının yapılması tarihsel bir görevdir.
Bu konuda öncelikle yerel yönetimler, Sivil Toplum Örgütleri ve Kültür Bakanlığı’na büyük görev düşüyor.
Peri Vadisinde şimdiye kadar bilimsel olarak arkeolojik bir çalışma yürütülmemiştir. Tarihte gün ışığına çıkartılıp aydınlatılması beklenen bu uygarlık kalıntıları keşfedilmeyi beklerken, bunların akıbeti sonsuza dek aydınlatılmadan, tarihsel ve kültürel dokusuyla bir bütün olan kalıntılar yapılan barajlarla yok edilmektedir.

*Peri Suyu Koruma Platformu

Evrensel'i Takip Et