16 Aralık 2021 17:16
Son Güncellenme Tarihi: 17 Aralık 2021 01:04

İşçilerden asgari ücret mektupları: Biz işçiler emeğimizin karşılığını istiyoruz ve alacağız

"Zam haberini duyduktan sonra bir işçi olarak sevinmedim çünkü geçen yıla göre daha da fakirim. Geçen yıla göre emeğim alın terim daha da ucuzladı."

Fotoğraf: İnanç Yıldız/Evrensel

Paylaş

LCW depo işçisi

Merhaba Evrensel okurları,

Ben LCW deposunda çalışan bir işçiyim. Asgari ücret zammına ilişkin benim de söylemek istediklerim var. Bugün enflasyon ve doların yükseldiğini düşünecek olursak asgari ücrete gelen zammın hiçbir kıymeti yok. Zamdan sonra damga ve gelir vergisindeki 450 liralık kesinti de biz işçilere değil patronlara yarıyor. Yüzde 50 zam yaptık diyorlar da yumurtanın kolisi olmuş 35 lira, ekmek olmuş 3 lira, yoğurdun en ucuzu 15 lirayken bu zammın ne anlamı kalıyor? Şubat ya da Mart’ı çıkaramadan göreceğiz hepimiz zammın nasıl eridiğini zaten.

Dolar altın her gün yükselirken yapılan yüzde 50 zam hiçbir şey. 5 bin lira alsa da işçiler, ne değişecek hal böyle olduktan sonra. Faturalarda, gıdada zaten zamlar tavan yapacak, eriyip gidecek maaşlar.

***

Salcomp Xiamoi işçisi

Merhaba, ben Salcomp Xiamoi fabrikasında çalışan işçi bir arkadaşınızım. Bugün açıklanan asgari ücret sonrası fabrikamızda bir çok görüş ortaya çıktı.

Genel olarak yapılan zam tutarından kimse mennun değil ve herkes her gün yapılan bu zamlarla verilen asgari ücretin yeterli olmayacağını düşünüyor bir kısım işçi arkadaşımız ise işten çıkarılma korkusu yaşıyor. Tutarı yeterli bulanlar çok ama çok az.

Peki gerçekten yeterli mi bu zam? Elbette hayır yediğimiz içtiğimiz kişisel ihtiyaçlarınıza kadar her şey gün içinde belki kaç defa zamlanıyor, insanlar borç batağında bu zam asla yeterli olamaz. Bizler insanca yaşamak istiyoruz. Fabrikamızda da işçi arkadaşlar bu tutarın sadece bir seçim yatırımı olduğunu düşünmekte.

Yine işçi için değil iktidar koltuğu için yapılan bu zam kabul edilemez. Ben ve işçi arkadaşlarım yapılan bu zam tutarını yeterli bulmuyor emeğimizin karşılığının 4 bin 250 TL olduğunu düşünmüyoruz. Özellikle de insanca yaşayamadığımız bir ülkede. Yaşam koşullarının bu kadar zor olduğu bir ülke de işçinin hakkının bir kez daha hiçbir şey ifade etmediğini görüyoruz. İşçi arkadaşlar kaygılı ve öfkeli. Hem yapılan zamma hem de işten çıkarılma korkusu nedeniyle. Şu an fabrikamızda işverenler nasıl bir tutum sergileyecek neler olacak bilmiyoruz. Yapılan zamdan sonra sendikanın da tutumunun ne olacağı hakkında kararsızız. Biz işçiler emeğimizin karşılığını istiyoruz ve alacağız.


Antep'ten genç bir işçi

Ocak ayında 382 dolara tekabül eden 2 bin 825 TL'lik asgari ücretin 2022 yılında 274 dolar yani 4253 TL olacağı açıklandı. Türk lirası cinsinden yüzde 50 civarı bir artış gibi gözükse de bu rakam dolar cinsinden yüzde 28 civarı azalmış oldu.

Zam haberini duyduktan sonra bir işçi olarak sevinmedim çünkü geçen yıla göre daha da fakirim. Geçen yıla göre emeğim alın terim daha da ucuzladı. Ekmeği, yağı, peyniri geçen yıla göre daha da az tüketeceğim. Tekel sigara değil tütün içeceğim. Genç bir işçi olarak sosyal aktivitelerime harcayacak param bile kalmayacak. Çünkü bu zamdan sonra birçok şeye yeniden zam gelecek, gelmeye başlamıştır bile.Bu sözde zamdan sonra patronlar ağlamaya başladı bile. Sosyal medyada bir çok patron ve onların savunucuları olan liberaller ‘bu maaşları ödeyemeyiz ve bu durumda işçi çıkarmaya başlayacağız’ diyorlar.

İleride eminim ki banka üzerinden yollanan asgari ücret parasının bir kısmını patronlar elden geri isteyeceklerdir. Ve hatta bunu iş ilanlarına da koyacaklardır. Çalıştığım fabrikada işçilerin çoğunluğu olarak şu anki asgari ücretin altında çalışıyoruz. Aramızda geçen asgari ücret konuşmalarında bize yine asgari ücretin altında vereceklerini ve işçi çıkarabilme ihtimallerini bile konuşuyoruz.Bunu kabul etmeyene ise kapı orada diyeceklerdir çünkü onların işini koşullarını kabul edecek bizim gibi olan işsiz insan yığını bekliyor dışarıda. Bizi, işçileri kendi yarattıkları muhtaç bıraktırdıkları diğer insanlarla tehdit ediyorlar. Aldığımız ücretlerin enflasyon karşısında erimesini durdurmak için, asgari ücret artışıyla patronların işçi çıkarma tehditlerini tamamen bitirmek için, dolar bazında yüz dolarlık bir azalmaya 'bizim sayemizde arttırdı bu hükümet' diye sevinen patron yancısı siyasileri daha fazla görmemek için işçiler olarak tek çıkış yolumuz yeni bir düzen inşasıdır.


Van’daki çağrı merkezi işçileri

Asgari ücretin işveren sendikası tarafından 3 bin 160 TL'lik bir öneri verilmesinden ve işçiyi böylesi sömürücü bir düşüncenin insafına bırakılmasından utanç duyuyorum, her şeye yüzde 50 gibi ciddi bir zam gelmişken asgari ücretin 4 bin 250 TL olarak belirlenmesi daha da yoksullaşacağız demek. Karnı tok olanın insafına bırakılmamalı bizim kaderimiz.

Asgari ücretin de minimum zamlardaki artış kadar artması gerekirdi ki kısmen de olsa normal bir insan hayatı yaşayabilelim.

***

Aldığım ücret yaptığım işe asla değmiyor. Günde en az 60 satış yapmamı bekliyorlar. 60 satışın altında aldığım asgari ücretten kesinti yapılıyor. İnsanların böylesi bir dönemde alım güçleri oldukça dar haliyle satış yapamıyoruz. Günde ortalama 200 çağrı alıyorum ama yüzde 90’ı red veriyor.  Günde en fazla 24 satış yapabiliyorum. 60 satışın üstüne prim verilmesi ise tamamen bir rekabet ortamı oluşturuyor. Üst yönetim tarafından başkalarıyla kıyaslanıp baskılara maruz kalıyoruz. Asgari ücretle dahi geçim sağlayamazken birçok zaman asgari ücreti dahi alamıyoruz. Biliyorsunuz ki barınma en temel ihtiyaçtır. Evimdeki rutubet ve soğuktan dolayı evimi değiştirmek istiyorum ama olanaklar el vermiyor.

Doğalgaz desen ateş pahası mecbur 45 ila 50 derecede yakıyorum faturalar fazla geliyor ama mecbur kalıyorum, yakmasam olmaz kısacası ısınabilmek artık tamamen lüks haline geldi doğalgazı yakana kadar nasıl ödeyeceğim diye defalarca kez düşünmek zorunda bırakılıyoruz.

ÖNCEKİ HABER

KESK'ten Ankara mitingine çağrı: Halk için bütçe, insanca yaşayacak ücret

SONRAKİ HABER

Kârlı çıkanlar hep patronlar oluyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa