17 Aralık 2021 23:31

Metal işçisi: Artık yüzde 50 zammın bile değeri kalmadı

“Açıkçası son haftalarda sürekli tahmin etmeye çalıştığımız bu zam, çoğumuzun düşündüğünden fazlaydı. Fakat sevinmek ve derin bir oh çekmek yerine gelen paranın nasıl geri alınacağına daldık.”

Fotoğraf: Unsplash

Paylaş

Sincan OSB’den bir metal işçisi
Ankara

Uzun zamandır “Asgari ücret kaç olur, kaç olmalıdır” tartışmalarımız ve merakımız son buldu: 4 bin 250 TL... Bu da demek oluyor ki yüzde 50.4 zam. Kulağa çok fazla bir “iyileştirme” olarak gelen bu zammı, Sincan Organize Sanayi bölgesinde bulunan bir fabrikadaki etkisinden ölçelim. Metal iş kolundan ortalama 500 işçi -çoğunluğu kadın- bulunan fabrikanın öğle vardiyasına başlanmak üzereyken geldi asgari ücret zam haberi. Servise binmek için evden çıkarken iş arkadaşım, “Benim internetim yok. Açıklanır açıklanmaz bana mesaj at. Bakalım ne kadar "fakir ve gururluyuz” dediği için ilk onunla paylaştım “müjdeyi”. Çok sürmeden servislerde kimi “İşveren bu kadar zam vermeye ikna olmazdı ama Erdoğan’ın da seçim korkusu var işte”, kimi de “Ekonominin düzeleceği yok, zamlara devam edecekler demek ki. Bu parayı işçinin cebinde dursun diye vermiyorlar. Yine alacaklar” dedi.

Farklı nedenlerle açıkladığımız, en nihayetinde de yetersiz bulduğumuz bu zam haberi, başka bir sürü soruyu beraberinde getirdi. İşçi olarak haliyle aklımızın yettiğinden çok paramızın yettiği kadar vardık. Bir arkadaşım “Baktığında iyi zam yaptılar gibi duruyor. Gel gör ki sene başında 60 liraya aldığım yağ şimdi 150 lira. Böyle bakınca bizden gidenin telafisi bile yapılmamış” dedi. Bu karşılaştırma o kadar yaygın ki artık paranın değeri altın ya da dolar ile değil, yağ ve unla ölçülüyor.

ŞUBATTA MAAŞI ALANA KADAR KAYBOLUR

Toplandığımız grupta daha kıdemli olan işçi “İki çocuk okutuyorum. Büyük olan meslek lisesine gidiyor. Onların okul masraflarına bile yetişemiyorum. Bu hafta alınan materyal öbür hafta iki katına çıkıyor. Şimdi bir de yeni yıl zamları gelir. Biz şubat maaşında bu parayı almadan iki katına çıkar bile” dedi. Hemen hemen herkesin geçim ile olan derdi bu zamla çözülecek gibi durmuyor. Aksini söyleyen bir arkadaş da şöyle açıklıyor: “Ben bekarım, haliyle aile evinde kira fatura falan derdim yok. Maaşın bir kısmını eve veriyorum elbette ama kalanla idare ediyorum. Sizin gibi giderlerim olsaydı hayatta baş edemezdim.”

İŞTEN ÇIKARMA OLACAK MI?

Açıkçası son haftalarda sürekli tahmin etmeye çalıştığımız bu zam, çoğumuzun düşündüğünden fazlaydı. Fakat sevinmek ve derin bir oh çekmek yerine gelen paranın nasıl geri alınacağına daldık. Hatta tartışmamız “İşimizden olur muyuz acaba”ya bile vardı. Fabrikada çok fazla işçi sirkülasyonu olduğundan, uzun süredir burada çalışan bir arkadaş “Her yıl sonunda toplu işten atmalar olur. Kimisine tazminatlı çıkış hakkı tanınır, kimisi de yılı dolmadan gönderilir. Bu zamla birlikte daha çok kişiyi işten çıkarmaya çalışırlar kesin. O zamanda bize daha fazla iş düşer. Bu parayı hem bizi daha çok çalıştırarak hem de her şeye daha çok zam getirerek geri alırlar bizden” dedi.

GEÇİM TARTIŞMASI SOĞUK DİNLEMİYOR

Vardiyanın başlamasına dakikalar kala ağlama duvarı gibi dizildiğimiz bankın kenarından farklı bir serzeniş geldi: “Ne kadar zam gelseydi de böyle konuşmayacak mıydık? Ne kadar olsaydı durum değişecekti? Bizim gelirimiz ne kadar artarsa giderlerimiz daha çok artıyor. Bu zamla gazımızı almaya çalışıyorlar; karnımızı doyurmaya, evimizi ısıtmaya değil. Maaş şu kadar olsun demek yerine maaşım elimde kalsın, erimesin dememiz lazım.”

Normalde bu soğukta 20 dakika bahçede durmayan, panosuna geçip ön hazırlığını yapan işçiler olarak bir dakika kala anca kart basıyoruz. Bugünün mesai başlangıcı, molaları hep “Ne yapacağız” sorusuyla; yapmamız gerekenlerin 'ön hazırlığı' şeklinde geçiyor.

ÖNCEKİ HABER

İmamoğlu, "Cumhurbaşkanı olmak istiyor musunuz" sorusuna "Şu anda bir ittifak var" yanıtını verdi

SONRAKİ HABER

Türk Traktör işçisi: Kölece çalışıyoruz ama hakkımızı alamıyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa