17 Aralık 2021 20:40

Üçüncü seçenek tartışmaları umut verici

Siyasette adı geçen iki parti dışında pek seçenek olmaması bir seçmen olarak beni oldukça zor durumda bırakmaktaydı ama bunlara alternatif bir halk ittifakı seçeneğinin tartışılması beni umutlandırdı.

fotoğraf:pexels

Paylaş

Burak Veli YILMAZ

Dersim

 

Merhabalar ben Kamu Yönetimi Bölümü mezunu, ayrıca Munzur Üniversitesinde İngilizce Çevirmenlik ve açık öğretimden Turizm ve Seyahat Hizmetleri öğrencisiyim. Sizlerle içinden geçtiğimiz sürece dair görüşlerimi paylaşmak istedim.

Bu dönemde, belirgin bir şekilde artan çalışan öğrencilerden biri de benim. Eğitim masraflarımı karşılamak için çalışmak zorundayım. Bu zor durumu öğretmenlerim fark etmiş olmalı ki bana iş önerisinde bulundular, kabul etmek zorundaydım. Şu anda bir fast-food işletmesinde kurye olarak çalışmaktayım. Online derslerim yokmuş gibi varsayarak çalışabileceğim her an çalışıyorum çünkü ne kadar çalışırsam masraflarımı o derece karşılayabilirim. Başka bir şehirde öğrenci olarak yaşamak yurtta kalmama rağmen inanılmaz masraflı. Ben günde 10-12 saat çalışarak geçimimi sağlamak zorundayım. Okuduğum bölümlerden mezun olduğumda kendi işimi yapamayacağım kuvvetle muhtemel. Aslında, beni ortaokuldan itibaren hem okuyup hem çalışmaya iten durum tam da bu.

MÜCADELEYLE YAŞAM KOŞULLARI DOĞRU ORANTILI

Umutla beklediğimiz bursların da ne denli yeterli olacağından bahsetmeyeceğim bile. Ücretsiz eğitim almak gibi en temel haklarımızdan birinden mahrum kalmak oldukça üzücü değil mi? Yurdu kazanmayı bekleyen öğrenci arkadaşlarıma yurtlarına yerleşmenin bir kurtuluş olarak görülmesi kanısına kapılmamalarını şiddetle öneririm. KYK yurtlarının odalarında ve yemek sırasında tıkış tıkış olmamızın pandemi sebebiyle alınan önlemler ile çelişkisine de dikkat çekmek isterim. Yurdun, sözde sağladığı 16 GB'lık internetin yetersizliği ve yetersiz çekim gücüne sahip olması ve yemek ücretlerinin az olması da yurttaki sorunlardan birkaçı; kullandığım operatör tarifeme fazladan ücret ödeyip daha fazla internet ya da ek paket almak zorunda kalıyorum. Ayrıca, üzerine para verip karnımın doymadığı bir yemek sistemi var. İnternetin sınırsız ve yeterli çekim gücünün ve yemek ücretlerinin yeterli seviyeye getirilmesi gerekiyor.

Yaşam koşullarımız böyleyken kendimizi çoğu zaman Avrupa’daki gençlerle kıyaslıyoruz ama onların mücadeleleriyle yaşam koşulları arasında bariz bir şekilde bağ olduğunu görmüyoruz. Mücadele ile yaşam koşulları doğru orantılıdır. Örneğin, sağlık emekçilerinin iş bırakma eylemleri, hastanelerde gerçekleştirilen yürüyüşler bugün açık bir birleşme eğiliminin olduğunu gösteriyor. Öğrenci olarak bizler de kendi haklarımızı aramalı, örgütlenmeli ve harekete geçmeliyiz.

MÜCADELEYE MUHTACIZ

Değinmek istediğim bir başka örnek de AKP’den kopan bir genç üzerindeki gözlemlerim. Akşama kadar malum kanallardan ülke gündemini takip eden, mutlu ve hayatından oldukça memnun biriydi. Zaman geçtikçe ülkenin durumunun kötüye gittiğini fark etmeye ve ardından sorgulamaya ve araştırmaya başladığında iki yıl öncesine göre fikirlerinin adeta tepetaklak olduğunu gördüm. Bahsettiğim kişinin enflasyonun etkilerini hissetmesi ve söylenilenle uygulanılanın tamamen farklı olduğunu defalarca tekrar etmesi bu kopuşun nedenini açıkça ortaya koyuyor. Sonuç olarak dün çok iyi bir şekilde mücadele etmedik, bugün daha büyük bir mücadeleye ihtiyaç duyuyoruz. Korkularımızı, endişelerimizi bir kenara bırakıp, bir an önce örgütlenmeli ve haklarımızı kazanmalıyız. Kimse haklarımızı altın bir tepside önümüze sunmayacak.

PARLEMENTER SİSTEM DE SORUNLARIMIZI ÇÖZEMEZ

Bu noktada siyasette adı geçen sadece iki parti dışında pek seçenek olmaması bir seçmen olarak beni oldukça zor durumda bırakmaktaydı ama şu anda bu partilere alternatif bir halk ittifakı seçeneğinin tartışılması beni umutlandırıyor. Üçüncü bir seçenek çok önemli çünkü bunun filizlerini halk olarak bizim atmamız bize demokrasiyi tekrar hatırlatabilir. Millet İttifakı’nın güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisi gençler olarak, bizim sorunlarımızı çözeceğine inanmıyorum. Halkın 4-5 yılda bir yapılan seçimlerden daha fazlasına ihtiyacı var. Karar alma süreçlerini tamamen dışarıdan izlemek yerine tam da içerisinde yer almanın hakkımız olduğunu düşünüyorum. İnsanlar kendi kararlarını çoğu zaman kendisi verir bu, kendi halkımız ve toplumumuzdaki gençler için de geçerli olmalı ki gençlerin talepleri gerçek anlamda karşılanabilsin. Bizim taleplerimizin ve sorunlarımızın çözümü buna bağlıdır. Kararlar verilirken söz sahibi olmadığımız bir koşulda alınacak önlemler ve önerilecek çözümler ne kadar etkili olabilir?

ÖNCEKİ HABER

Although the minimum wage increased in TL terms, it decreased in dollar terms

SONRAKİ HABER

Meslek liseli birbirinin halinden iyi anlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa