“Yaftalı Tabut kendi toprağımızda kendimizle yüzleşmenin oyunu”
Yönetmen Yelda Baskın ve oyuncu Bensu Orhunöz’le Yaftalı Tabut'u ve Fatma Nudiye Yalçı’yı konuştuk.
Bensu Orhunöz ve Yelda Baskın | Fotoğraf: İsmail Afacan (Evrensel)
İsmail AFACAN
İstanbul
Fatma Nudiye Yalçı… Türkiye’nin ilk kadın oyun yazarı, ‘Donanma Davası’ndan hüküm giymiş bir devrimci, Hikmet Kıvılcımlı’nın mücadele arkadaşı, Marksist eserleri Türkçeye kazandırmış bir çevirmen… Tüm bunlara rağmen birçok kişi İstanbul Şehir Tiyatrolarının Yaftalı Tabut oyunuyla tanıdı onu.
Bilgesu Erenus’un yazdığı Yelda Baskın’ın yönettiği oyunda Fatma Nudiye Yalçı’yı Bensu Orhunöz, Ceren Hacımuratoğlu, Lale Kabul, Nazan Yatgın, Selin Türkmen, Şenay Bağ ve Yeşim Mazıcıoğlu canlandırıyor. Oyundaki kadınlar sadece Fatma Nudiye Yalçı’yı değil Nâzım Hikmet, Hikmet Kıvılcımlı gibi erkek karakterlere de hayat veriyor.
Yaftalı Tabut oyunu ne kadar Fatma Nudiye Yalçı’nın hayatına odaklansa da arka planında 1920’lerden 1960’lara Türkiye sosyalist hareketin serüveni yer alıyor. Takriri Sükun, 1 Mayıs yasağı, ‘Donanma Davası’ ve sosyalistlerin yaşadığı ağır baskı koşulları oyunda cesurca anlatılıyor. Oyun, seyirciyi yakın tarihimizle yüzleşmeye davet ediyor.
Aynı zamanda doğumdan ölüme kadar kadına biçilen yaftaları paramparça ediyor oyun. 65 yıllık yaşamını devrimci mücadeleye adamış bir kadının hikayesi bugüne dair de çok şey söylüyor. En zor koşullarda bile mücadele edilebileceğini, ödünsüz bir yaşam sürdürülebileceğini gösteriyor. Yaftalı Tabut oyunu “İyi ki yaşadın Nudiye!” diyor.
Yönetmen Yelda Baskın ve oyuncu Bensu Orhunöz’le Yaftalı Tabut'u, Fatma Nudiye Yalçı’yı, yaşadığı dönemi ve bugünü konuştuk.
"BİZ ONU YENİ TANIYORUZ"
Fatma Nudiye Yalçı’yla başlayalım. Kimdir Fatma Nudiye Yalçı… Öz mücadele öyküsünden bahseder misiniz?
Yelda Baskın: Fatma Nudiye Hanım bu topraklarda yaşamış gerçek bir devrimci, aktivist, çevirmen ve Türkiyeli ilk kadın oyun yazarı. Burjuva bir ailenin kızı olarak dünyaya geliyor fakat daha sonra Marksist düşünce yapısında, kendine bambaşka bir yaşam kuruyor. Hikmet Kıvılcımlı’yla yol arkadaşlığı var. Çok önemli bir kimlik fakat biz onu yeni tanıyoruz.
Fatma Nudiye Yalçı’nın hayatını anlatan bir oyun sahneleme fikri nasıl ortaya çıktı?
Yelda Baskın: Oyun İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları projesidir. Bir evvelki Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Ergen beni aradı. Şehir Tiyatrolarında bir oyun sahnelememi istedi. Oyun Bilgesu Erenus’un Yaftalı Tabut oyunuydu. Fatma Nudiye Hanım’ın varoluş hikayesinden çok etkilendim.
"GÜN YÜZÜNE ÇIKARMAK GURUR KAYNAĞIYDI"
Metni okuduğunuzda neler hissettiniz?
Bensu Orhunöz: Bana ilk gelen hali çok sıkıcıydı. Fakat sonra Yelda ve Gökhan Aktemur çok iyi bir dramaturji çalışması yapıp teksti değiştirdiler. Bazı bölümleri çıkardılar, bazı bölümleri eklediler ve tekst beklemediğim bir şekilde güzel hale geldi. Beni tekste ikna eden birinci şey Yelda ile çalışmaktı. Çünkü Yelda’nın yaptığı diğer işleri biliyorum. İkincisi ise sadece kadınların oynaması… Erkek karakteri kadınların oynaması bana çok ilginç geldi. Bir de unutturulmaya çalışılmış, hatta unutulmuş ve bize hâlâ ışık tutan bir kadını gün yüzüne çıkarmak çok büyük bir gurur kaynağıydı. Hem de görevimizdi.
Yelda Baskın: Oyunu ilk okuduğumda zorlandım. Metinde bilmediğim bir sürü, önemli isim, konu ve olaylardan bahsediliyordu. Bensu’nun dediği gibi Fatma Nudiye Hanım sanki hiç yaşamamışçasına üstü örtülmüş. Konservatuvar mezunuyum. Tiyatro üzerine okumaya ve çalışmaya devam ediyorum. Fakat Fatma Nudiye Hanım’ın ilk kadın oyun yazarımız olduğunu bilmiyordum. Bunu bilmiyor olmaktan hem çok utandım hem de bu buluşmanın gerçekleşmesini bir misyon olarak gördüm. Bilgesu Erenus aracılığıyla Fatma Nudiye Hanım’ın uzattığı eli tutmak istedim. Sesinin duyulması gerekiyordu. Buluşma zamanı gelmişti.
Metni okurken nasıl bir oyun hayal ettiniz?
Yelda Baskın: Provalara giderken nasıl bir oyun olmaması gerektiğini biliyordum. Didaktik ve parmak sallayan bir oyun olmamalıydı. Nostalji filtreli bir oyun asla olmamalıydı. Çünkü oyunda bahsi geçen kişiler ve olaylar geçmişte yaşanmış olmasına rağmen Fatma Nudiye Hanım’ın yaşadıkları, içinde kaldığı toplumsal olaylar hâlâ güncel. Odak noktasında Nudiye Hanım’ın olacağı açık biçim çağdaş bir sahneleme istiyordum ve Dramaturg Gökhan Aktemur, Koreograf Senem Oluz, Dekor Tasarımcısı Nihal Kaplangı, Müzik Tasarımcısı Burçak Çöllü ve oyuncular bir araya geldik ve bu oyunu ortaya çıkardık.
Bensu Orhunöz: Çalışma yöntemimiz de cesurdu. Yelda, tekliflere açık bir yönetmen, hepimiz ona teklif götürebildik. Zaman zaman deneme yanılma metoduyla çalıştık. Çok doğaçlama yaptık. Bunlar da cesaret işi.
"UNUTULAN ERKEK PEK YOK AMA UNUTULAN KADIN ÇOK FAZLA"
Fatma Nudiye, Türkiye’nin ilk kadın oyun yazarı olmasına rağmen pek bilinmiyor. Birçok kişi oyundan sonra Fatma Nudiye Yalçı'yla tanıştı. Bunu nasıl açıklarsınız?
Bensu Orhunöz: Bunun biraz erkek egemen dünyadan kaynaklandığını düşünüyorum. Onun gibi bir sürü yazar, bilim kadını, sanatkar var. Birçoğu bilinmiyor. Günümüzde unutulan erkek pek yok ama unutulan kadın çok fazla.
Yelda Baskın: Türkiye’deki sosyalist hareket kendi içinde bir öz eleştiri yapmalıdır. Çünkü yepyeni bir dünya kurmaktan, eşit yaşam hakkından bahsederken kadın hakları ve kadının konumlanması ile ilgili geleneksel düşünce yapısının işlemediği görülüyor. Başka türlü bir dünya düzeni için yenilenmek iyi ve Fatma Nudiye Hanım’ın oyun vasıtasıyla İstanbul’a geri dönüşü ve İstanbullular ile tanışması umut verici tabii.
Bensu Orhunöz: Sosyalistler feminizmi burjuva hareket olarak görmüşler. Burjuvaziyi eleştirir gibi feminizmi eleştiriyorlar. Feminizmin bir burjuva hareketi olmadığını düşünüyorum. Feminizm herkes içindir. Eşitlikçidir. Kadın ve erkeğin eşit olduğu bir dünyayı savunur.
Yelda Baskın: Bir kadın yönetmen olarak ben de türlü zorluk yaşıyorum. Ben ya da başka bir kadın ne iş yapıyorsa hep çok iyisini yapmak zorunda. Dünya gücü seviyor… Erkekler gücü ellerinde tutmuş bu zamana kadar… Ama şimdi değişim çanları çalıyor.
Fatma Nudiye Yalçı’nın sizi en çok etkileyen özellikleri nelerdi?
Yelda Baskın: Gerçek devrimci olması, iradesi ve cesareti… İnsan ve kadın olarak inandığı dünya düzeni için mücadele etmesi… Hayatını devrim olarak yaşamış. Her seçimiyle… Bu ülkede yaşayan bir kadın olarak bana güç veriyor. Saygım sonsuz.
Bensu Orhunöz: Hayatını kendi iradesiyle yaşaması.
"OYUNUMUZ, ‘İYİ Kİ DOĞDUN NUDİYE!’ DİYOR"
Oyunun adı Yaftalı Tabut. “Yafta” ve “tabut”un birleşiminden oluşan imgeyi nasıl açıklarsınız?
Yelda Baskın: Bilgesu Erenus’un metninde Fatma Nudiye Hanım’ın hayatı yedi yaftaya bölünmüş. Bunlardan ilki şeytan… Kadınların en çok yediği yaftalardandır. Soru soruyorsanız ve toplumsal normlar dışında hareket ediyorsanız, şeytan olursunuz, cadı olursunuz sonra komünist olursunuz. Bizim oyunda ironik olarak kullanılıyor yaftalar… Tabuta kadar yaftalana yaftalana yaşıyoruz aslında. Tabut çok derin anlamlar barındırıyor. Yafta ve tabut kelimeleri bir araya gelince karamsar bir hava estiriyor. Ama bizim oyunumuz yaşamı kutluyor ve “İyi ki doğdun Nudiye!” diyor. Bu bir kutlama oyunu!
"BİRLİKTE SORU SORUYORUZ OLANI SAKLAMADAN"
Cesur bir metni var oyunun… Cumhuriyet dönemine dair eleştiriler var. Takriri Sükun, 1 Mayıs yasağı, Donanma Davası gibi sosyalistlerin yaşadığı sıkıntılar cesurca ifade ediliyor. Nasıl tepkiler aldınız. Oyuna dair eleştiriler var mı?
Yelda Baskın: Bilgesu Erenus oyunu yazarken çok adaletli davranmış. Olaylara ve kişilere eşit mesafede yaklaşmış. Belgesi olmayan şeyleri yazmamış. Konulara tek taraftan bakmamış, çok yönlü yaklaşmış. Sözünü söylemiş ve sorular sormuş. Onun sorularını kendi sorularımızla birleştirdik. Bu konuda hiçbir sansür uygulamadık.
Bensu Orhunöz: Oyunu didaktik yapmadık, eğlenerek yaptık. Mesela tabutun çevresinde dans ediyoruz. Sert bir konuyu sert bir şekilde anlatırsanız seyirciyi sıkar. Biz sert bir konuyu ironik bir biçimde sunduk. Bu nedenle oyun seyircinin yüreğine işledi.
Yelda Baskın: Bu oyun bizi çok fazla insanla tanıştırdı. Kendi toprağımızda kendimizle yüzleşmenin oyunu bir yandan… Oyundaki kişilere, tercihlerine dair yargıda bulunmak istemedim. Nötr kalmaya gayret ettim. Birlikte soru soruyoruz olanı saklamadan… Seyirciyi de ayakta tutuyor bu cesaret.
"KEŞKE ERKEK OYUNCULAR OLSAYDI DİYE DÜŞÜNMEDİM"
Yedi kadın rol alıyor oyunda… Karakterlerin hepsi kadın değil. Nâzım Hikmet, Hikmet Kıvılcımlı gibi erkek karakterleri kadınlar canlandırıyor. Bu tercihinizi sormak istiyorum?
Yelda Baskın: Metin yedi kadın oyuncu üzerine yazılıydı. Keşke erkek oyuncular olsaydı diye düşünmedim. Oyunun cinsiyet üzerine de bir sözü olabileceğini düşündüm. Sahnede yedi kadın görüyoruz. Yedi kadın dans ediyor, aşk yaşıyor, oyun evrenini kuruyor. Kimi zaman Fatma Nudiye olarak kimi zaman erkek karakterler olarak.
Bensu Orhunöz: Oyun prömiyer yapmadan önce çok fazla soru işaretleri vardı. Erkek karakterleri kadınların canlandırmasına dair. Ben erkek karakterleri oynarken çok zevk aldım. Polis, Niko ve Topal Fevzi karakterini canlandırdım.
Hikmet Kıvılcımlı ve Nâzım Hikmet gibi önemli karakterler de oyunda yer alıyor. Bu karakterler Fatma Nudiye Yalçı’nın önüne geçmiyor. Neler söylersiniz?
Yelda Baskın: Metinde Nâzım Hikmet ve Hikmet Kıvılcımlı’ya ait sahneler daha fazlaydı. Ama ben oyunun merkezinde Fatma Nudiye Hanım’ı tutmaya gayret ettim. Diğer karakterlerin Fatma Nudiye Hanım’ın hikayesindeki yeri kadar görünür olmasını istedim. Süresi belli olan bir oyun bu… Merak edenler okuyabilir detayları…
"MÜHİM OLAN VERDİĞİMİZ KAVGA"
Fatma Nudiye Yalçı’nın hikayesi bugüne dair ne diyor? Yaşadıklarından ve yaşatılanlardan nasıl dersler çıkarmalıyız?
Bensu Orhunöz: Hiçbir zaman umudumuzu yitirmemeliyiz. Önemli olan sonuç değil, süreç… Mühim olan verdiğimiz kavga. Tabii ki düşeceğiz, tökezleyeceğiz hayatta ama başarısızlıkla baş edebilmek önemli. Mühim olan son nokta değil verdiğimiz mücadeledir.
Yelda Baskın: Mücadeleye devam. Oldukça zor bir dönemden geçiyoruz. Hem ülkemizde hem de dünyada… Fatma Nudiye Hanım bana “Her zaman yapacak bir şey vardır. Soru sormaktan vazgeçme” dedirtiyor.