‘Eylemler MESS’e karşı değil işçiyi yatıştırmak için’
Metal işçileri Türk Metal'in eylemlerine ilişkin “Ücretlerimiz asgari ücret seviyesine geldi. Üretimi etkilemeyen eylemler MESS’e karşı değil işçiyi yatıştırmak için” diyor.
Arşiv | Fotoğraf: Pixabay
Turan KARA
İzmir
130 bin işçiyi ilgilendiren metal sözleşmesinin tıkanması sonucu fabrikalarda eylemler başladı. Türk Metal Genel Merkezi işçilere, “MESS her zaman yüzde sıfırla başlardı şimdi 12 ile başlaması olumlu” deyip iyimserlik pompalasa da önceki sözleşmelerdeki gibi bir aya yakın sürecek ara bulucu sürecinde klasikleşmiş gösterilerini öne çekmeyi yeğledi.
Genel merkezin talimatları doğrultusunda hareket eden sendikacılar demir çelik fabrikalarında alkışlı yürüyüş gösterileri yapmaya başladı. Bu haftadan itibaren ise fazla mesaiye kalmama eylemlerinin başlayacağı söyleniyor. İşçilerin büyük bir kısmına göre sendikanın bu eylemleri bir “müsamere”. İşçilere göre Türk Metal bu sefer de “Direnerek değil, dilenerek” hak talep ediyor ve bu durum eylem şatafatı altında işçileri geriye götürüyor.
ÇALIŞMA KOŞULLARI DA ZORLAŞIYOR
Demir çelik fabrikalarında bugünlerde “Mücadele etmeliyiz, bir arada durmalıyız” diyerek işçileri eyleme çağıran sendika temsilcilerine işçiler bıyık altından gülümseyerek, “Madem mücadele, haksızlıklar olduğunda neredeydiniz” gibi eleştiriler yapıyor. Ancak temsilciler her şey karşısında çok rahat. Eğer işçiler eylemlere katılmazsa sendika olası düşük zammın faturasını onlara kesecek. Üç dönemdir gerek fabrika gösterileri gerekse fazla mesaiye kalmama ve şehir merkezli eylemler yaparak “eylem ve mücadele deneyimi” kazanması beklenen sendika mücadeleci çizgiden hâlâ çok uzak. Bugünlerde Türk Metal’in mücadele çağrısı yaptığı demir çelik fabrikalarında sadece ücretlerde kayıp yaşanmıyor, çalışma koşulları da uzun süredir zorlaşıyor.
YAPILACAK ZAM ŞİMDİDEN ERİDİ
MESS’e sunulan taslağın revize edilmesi talebi karşılık bulmayan işçilerin, şirketlerin idari personele önce iyileştirme yapması, sonra da ocak zammını aralık ayına çekmesiyle iyileştirme beklentisi artıyor, çünkü henüz ellerine geçmeden eriyip buhar olan zam oranıyla baş başa bırakıldılar.
Şimdiden İDÇ, HABAŞ ve Ege Çelik’te çelikhane, haddehane gibi bölümlerde bakımcılar, ocakçılar, vinçciler, panocular, aralarında konuşup müdürlerinden ya ek zam talep etti ya da sözleşmeden sonra etmeyi planlıyor. İşçilerin sadece kendi bölümünde arkadaşlarıyla yaptıkları tartışmalar sendikadan bağımsız olarak yürüyor.
İşçiler iyileştirme yapılması için mücadele edilmesi gerektiğini söylüyor. Kimi işyeri temsilcisi ise toplu sözleşme dışında böyle bir durumun her şirket için ayrı bir durum olduğu görüşünde. Bir işçi iyileştirme yapılmasının neden toplu sözleşme sonrası istediklerini şöyle özetliyor: “Eğer şirket şimdi bize de iyileştirme yaparsa sendika ve MESS bunun üstüne yatacak ve düşük zam yapacaktır. Yüzde 27 zam istemiş, en fazla yüzde 25 zam alacaktır ki, o da eridi gitti bile. Bu ücretlerle kimi tutabileceklerini düşünüyor ki şirketler?”
‘ÇİZGİYİ 1 TON DEMİR FİYATINA ÇEKELİM’
Yaklaşık 14 yılını İzmir Demir Çelik fabrikasında harcamış bir işçi, “Ben hiç bu kadar kötü bir dönem görmedim. Girdi çıktı yapılarak ücretler yarıya düşürüldüğünde böyle sefil bir dönemden bahsediliyordu. Şimdi ücretimle 1 ton demir alamıyorum diye şikayet ediyordum geçenlerde, o zaman da demir 7 bin civarıydı, şimdi 12 bin liranın üstünde” dedi.
İşçi, şirketin ürün fiyatına üretici enflasyonundan fazlasını eklediğini, ama işçiye gerçek enflasyon artışını bile yansıtmayarak düşmanca davranıldığını söyledi. İDÇ işçisi, “Sendika taslağı ilan ettiğinde demirin tonu 8 bin lira civarındaydı şimdi ise 12 bin lira. Bu yüzde 50 fiyat artışı demek. En az yüzde 50 ücret artışı olmalı ama Türk Metal ve MESS Karagöz ile Hacivat misali biri yüzde 20 istiyor diğer 12 veriyor. Sanki Türk Metal çok istemiş gibi davranıyor. Komedi desen o bile değil. Yüzde 27 için eylem yapmaya bile değmez. Eylemleri yüzde 50 artış için yapalım, hak ettiğimiz rakam o. O zaman mücadele çağrısı yapan sendika görelim” dedi.
‘İŞÇİYE PAY DÜŞMÜYOR, HEPSİ MÜDÜRLERE’
Bir işçi de “Demir fiyatları ikiye üçe katlandı, elektrik, hurda da arttı diyenler var ama yani patron enflasyona ezilmiyor, maliyet artışından daha fazlasını satışa yansıtıyor. Satışlar ve üretim nasıl dersen, cayır cayır hurda yakıyoruz, su gibi demir akıyor potalardan. Fabrikalar apartman şeklinde olsaydı gökdelen kadar büyümüştü şimdiye kadar” dedi.
İşçi, “Pandemide otomotiv kısmı durdu, sıkıntı falan diyor sendika. Sıkıntı otomotivde değil Pevrul Kavlak’ta bence. Bir gelse burada konuşsa ya! HABAŞ çelikhanede pandemide üretim rekoru kırdı. Geçtiğimiz hafta da haddehane tonaj rekoru kırmış, müdürler primleri kırışıyor, işçiye bir şey yok. Çelikhanede herkes çelikhane müdürünün sırf prim olarak 300 milyar lira aldığını konuşuyor. ‘Adam doymak da bilmiyor, defolup gitmek de bilmiyor. Niye gitsin ki, havadan para yağıyor onlara’ diye konuşuyor herkes” diye konuştu.
İŞÇİLER SENDİKACILARI SAMİMİ DAVRANMAYA ÇAĞIRIYOR
Demir çelik işçilerinin sendikacıları samimi davranmaya çağırdığını ifade eden işçi, “Peki bu rekorlardan bizim payımıza düşen ne? İki dilim baklava, acımasız müdürler, duyarsız sendikacılar, sefalet düzeyinde ücretler. Sendika MESS’e karşı tepki koymak için değil bizim tepkimizi söndürmek için çabalıyor. Ne şube başkanı ne genel başkan demir çeliklere uğrayamıyor. Müdürler mi izin vermiyor, patronlardan mı korkuyorlar nedir sebebi bilemiyoruz. Şimdi eyleme çağırdıkları için soralım bakalım fabrikada onca haksızlık varken neredesiniz? Sendikacıların bu samimiyetsizliği ve ikiyüzlülüğü insanları eylemden de mücadeleden de soğutuyor” diye konuştu.
‘HERKES YÜZDE 27’NİN ÜZERİNE YÜZDE 20 HESAPLIYOR’
Ege Çelik’te çalışan bir işçi de “Şirket idari personel ile yükleme, paketleme, temizlik gibi taşeron işçilere yüzde 100’e yakın zam yaptı. Temizlikçi 6 bin küsur ücrete ulaştı. Biz 4 bin 600 lira alıyoruz. Sendikacılara diyoruz ki, ‘Bize de iyileştirme yapılsın’, diyor ki ‘Yok olmaz isteyemeyiz.’ ‘Peki taslak revize edilsin yüzde 50-70’den aşağı zam olmamalı’ diyoruz, ‘Yok revize edemeyiz.’ Ona yok buna yok diyor, sonra da yüzde 27 ücret artışı için mücadele diyor. Dilenerek hak istersen böyle olur tabii. ‘MESS bizim her şeyimiz’ dersen, sadaka gibi zam istersen o da sana böyle yapar” dedi.
‘TÜRK METAL HESAP HİLESİ PEŞİNDE’
Yaşamlarında hissedilir bir etki sağlayacak zam istediklerini belirten işçi, “Kağıt kalem hilesi yapıyorlar. ‘Ocakta yüzde 25 alsak, mart ayında da enflasyon en az 10-12 çıkar, sosyal haklardan da kümülatife yüzde 5 gelir artışı, o zaman yüzde 40 zam almış oluruz’ diyor. Şeytan bile böyle düşünmez, pes vallahi! Bu hesabı ne için yapıyor? Bizler iyileştirme ya da revize istediğimiz için. Şimdi işyerinde konuşuyoruz. Yüzde 15-20 arası ek zam olmalı. Herkese yapıldı, bize neden yapılmasın? Ama sendika zammından önce olursa sendika da MESS de bunun üstüne yatar, az zam verir. Sendika zammından sonra işyerlerinde ek zam istemeye başlar herkes. Çünkü sendika zammı alır almaz buhar olacak.”