Madencilerin Topçam köylülerine yönelik silahlı saldırısı köyde protesto edildi
Ekoloji örgütü temsilcileri ve köylüler, Çine'nin Topçam köyünde bir araya gelerek Coşkun ailesine destek verdi, silahla saldıracak kadar pervasızlaşan madenci şirketi protesto etti.
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Özer AKDEMİR
Aydın ve ülkenin dört bir yanından ekoloji örgütü temsilcileri Çine'ye bağlı Topçam köyünde biraraya geldi. Yaşam savunucuları ile birlikte dağları, suları, fıstık çamları maden şirketleri tarafından yağmalanan köylüler, kendilerine karşı çıkanlara silahla saldıracak kadar pervasızlaşan madenci şirketi ve ona bu cesareti verenleri Çine'nin Topçam köyünde protesto etti. Geçen hafta evinin yakınında eşi ile birlikte Eysim maden şirketi çalışanının silahlı saldırısına uğrayan Ali-Cennet Coşkun çiftinin evinin önünde yapılan protesto eylemine Ege illeri başta olmak üzere ülkenin dört bir yanından yaşam savunucuları katıldı.
KÖYLÜLERE JANDARMA VE MUHTAR BASKISI
11 Aralık Cuma günü gerçekleştirilen silahlı saldırıdan şans eseri yara almadan kurtulan Coşkun ailesi günlerdir diken üstünde uyurken, ülkedeki ekoloji örgütlerinin yoğun tepki gösterdiği olay saldırının gerçekleştirildiği köyde protesto edildi. Protesto eylemi için Topçam'da yapılacak eylemin ve basın açıklamasının duyurusu günler öncesinden yapılmaya başlamıştı.
Silahlı saldırının olduğu geceden itibaren olayı kararttıkları gerekçesiyle hakkında suç duyurusunda bulunulan Çine Jandarma yetkilileri, Topçam köylülerinin anlatımlarına göre eylem öncesi de köylülere yönelik baskıyı arttırdı. Basın açıklamasının izinsiz olduğu ve katılınması durumunda jandarmanın müdahale edeceği söylentisini bizzat köy muhtarı ev ev gezerek aktarmış.
Nitekim köye adeta yığınak yapan jandarmayı gören köylülerin tedirginliği gözlerden kaçmadı. Köy meydanına yığılan onlarca jandarma ve köy muhtarının olumsuz tavrı nedeniyle basın açıklaması köy meydanında değil, Coşkun ailesinin evinin önünde yapıldı.
ÇİNE BELEDİYESİ ARACINI NEDEN ÇEKTİ?
Basın açıklaması hazırlıkları sürecinde CHP'li Çine Belediyesi eyleme katılım için köye gitmek isteyenlere bir minibüs tahsis etme sözünü bir gün sonra geri çekti. Çine Belediyesinin bu tavır değişikliğini son derece iyi ilişkiler içinde olduğu maden şirketlerini üzmemek adına mı yoksa başka bir nedenle mi yaptığı belli değil. Buna karşın bir başka CHP'li belediye olan Aydın Efeler Belediyesi Aydın'dan katılmak isteyenlere bir midibüs tahsis etti. Çineli olan Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay'ın kendi ilçesinde de özellikle jeotermal ve maden şirketlerinin yol açtığı ciddi çevresel sorunlarla boğuştuğunu da ekleyelim.
COŞKUN AİLESİNİN YALNIZLIĞI
Topçam köylüsü muhtarın ve jandarmanın baskısı olmasa gençlerin eyleme katılımın daha fazla olabileceğini belirtti. Basın açıklamasında söz alan hemen hemen bütün köylüler, muhtarın madencilerden yana tavrının altını özellikle çizdi. Bu baskıya rağmen köye giriş yolunda pankartlarını, dövizlerini açarak kortej oluşturan yaklaşık 90-100 kişi "Madenci şirket Madran'ı terket", "Havama, suyuma, toprağıma dokunma", "Coşkun ailesi yalnız değildir" sloganları ile yürüdüler.
Basın açıklamasında konuşan Ali Coşkun ve ailesi aylardır maden şirketi tarafından kendilerine yaşatılan kâbusu ve en son ölümden dönmelerini anlatırken dönüp dolaşıp hep aynı sözcüğü kurdular; "yalnızız"!.. Madran dağının yükseklerinde fıstık çamları ile kaplı birbirine epey mesafeli evlerin ve mahallelerin bulunduğu bir köyde yaşamanın yalnızlığı değildi Coşkun ailesinin yalnızlığı. Burunlarının dibine patlatmalı maden ocağı için izin veren devletin kendilerini yalnız bıraktığını düşünüyorlardı. Çine'nin ve civar köylerin sularının bu madenci şirket tarafından yok edilmesine karşı sessiz kalmalarının yalnızlığını yaşıyorlardı. Nihayetinde köylülerinin de gerek muhtar baskısı, gerek jandarma korkusu ve madende çalışan ailelerin etkisi nedeniyle aylardır süren zulme sessiz kalarak kendilerini yalnız bıraktıklarını söylüyorlardı.
"YALNIZ DEĞİLSİNİZ, BİZ VARIZ..."
Topçam köyüne desteğe gelen ekoloji örgütleri ve yurttaşlar ise onlara yalnız olmadıklarını anlatmaya çalıştılar konuşmalarında. Akbelen ormanını korumak için aylardır çadırda nöbet tutan İkizköylü'ler "Yalnız değilsiniz biz buradayız. Bizim muhtar da şirketlerden yana ama biz direniyoruz" dediler.
Yatağan'daki termik santral ve kömür ocağı talanına karşı mücadele eden Yatağan Yeşil Yaşam Derneği de tapu kadastro geçmediği için orman arazisi olan ve bu durumun "Sizin tapunuz bile yok, buralar hazinenin hep" denilerke köylüye karşı kullanılmaya çalışıldığını hatırlatarak, "Bize de aynısını yapmaya çalıştılar ama bizim 100-200 yıllık mezar kayıtlarımız var bu toprakların atalarımızın olduğuna dair" dedi. Kazdağı'ndan madencilik talanına, Denizli'den Büyük Menderes'in korunması mücadelesi yürütenler "Yalnız değilsiniz, biz varız. Doğayı birlikte koruyacağız" dediler. Tire Başköylüler JES firmasını nasıl kararlı bir mücadele ile püskürttüklerini özellikle köyün gençlerine bir ders gibi anlattılar.
KAPİTALİZM DAHA NASIL ANLATILABİLİR Kİ?
Konuşmalarda verilen bir örnek kapitalizmin doğa talanını hiçbir söze gerek bırakmadan çok yalın bir halde anlatıyordu. Madencilerin 5-6 yıl önce köye ilk geldiklerinde son derece ılımlı olduklarını, sondaj yaparken içme sularını bile kendilerinin verdiğini anlatan Ali Coşkun, "Şimdi bu maden yüzünden sularımız çekildi. Su kaynağımızın olduğu yerde artık maden ocağı var ve köylülerimiz suyu madenciden rica minnet, hatta parasıyla alıyorlar. Bir de madencilere teşekkür ediyorlar" dedi.
Yolboyu köyünden Erol Tosun, Topçam dağlarının altını üstüne getiren Eysim Şirketi'nin Çine'ye iki kilometre uzaklıktaki işletmesinin köyüne yaşattıklarını "Tozdan, gürültüden kapımızı açamıyoruz. Kendi köyümüzde sığıntı gibi yaşıyoruz" diyerek anlattı.
Eysim şirketinde çalışırken işyerindeki toz nedeniyle silikozis hastası olan ve işten çıkarılan Şenol Girgin ise "Bu hastalığın çaresi yok, bu işletmede çalışan herkes bir gün silikozis olabilir. Buna karşı birlikte direnmekten başkaca yapacağımız birşey yok" dedi.
Aydın Ekoloji ve Yaşam Platformu ile Çine Yaşam Platformu tarafından hazırlanan ortak basın metninde de bölgede maden işletmelerinin yol açtığı sorunlar ve Coşkun ailesinin yaşadıklarına karşı ortak mücadele vurgusu öne çıktı.