Kitap arasından tabloya
“Bu çağda kim kime çiçek alıyor ki, çiçeği kitap arasında kurutsun" diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Evet kalmış: Bahoz Damlayıcı ve Ayşe Suna.Hem de bu çiçeklerde tablo yapıyorlar.
Fotoğraf: Fırat Topal/Evrensel
Fırat TOPAL
Diyarbakır
Kitap arasında çiçek kurutmak(?) Hediye edilen çiçeğin, o anı tekrar hatırlatsın diye, ömrünü uzatmak mıdır? Ya da çiçeğin güzelliğinin ölüp gitmemesi için midir? Hobi midir? Nedeni her ne olursa olsun, kitabı açıp kurumuş bir çiçekle karşılaşmak iyi hissettirir. “Bu çağda kim kime çiçek alıyor ki, hediye edilen çiçeği kitap arasında kurutsun, çiçek alsa bile yapan kalmış mıdır?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Evet kalmış: Bahoz Damlayıcı ve Ayşe Suna. Hem de bu çiçeklerde tablo yapıyorlar.
BİR ÇERÇEVEYLE BAŞLADIM
Çocukluğundan beri kitap arasında çiçek kurutan Bahoz Damlayıcı, biriktirdiği çiçeklerden tablo yapmaya, parasızlık vesile olmuş. Damlayıcı bir arkadaşına, parası olmadığı için hediye olarak kuruttuğu çiçeklerden yaptığı tabloyu hediye etmiş. Daha sonra tablo yapmayı bir hobi haline getiren Damlayıcı, “10 yıldır çiçek topluyorum. Çocukluğumuzda okulda yapmışızdır, biriktirmişizdir. Öğretmenlerimiz de 'Çiçek toplayın' derdi. Doğadaki çiçekler dikkatimi çekiyordu, toplarken mutlu olurdum. Kuruttuğum çiçeklerden 4 yıldır tablo yapıyorum. Öğrencilik yıllarımda param olmadığı için bir arkadaşıma tablo yapıp hediye ettim. Bir çerçeveyle başladım, daha sonra birkaç çerçeve daha. Olumlu tepkiler alınca, öğrencilik yıllarımdı, param da yoktu. Tablo yapmaya başladım, bu duruma gelene kadar. Bazı şeyler zamanla yapılır, bütün imkanlarınız olsa da bir kerede yapamazsınız. Her şey böyledir. Yapılacak işin içinde duygu olmalı, ışık olmalı yoksa bir anlamı olmaz” diyor.
"BİR İSİM KOYARSAK KÜRTÇE OLMALI"
Bir tabloyu hazırlamanın uzun zaman aldığını belirten Damlayıcı, bir tabloyu hazırlama aşamasını şöyle anlatıyor: “Çiçekler mevsimine göre değişiyor, bahar ayları daha elverişli oluyor. Bazı çiçekler 3 ayda ancak kuruyor, mevsim koşullarından kaynaklı. Her çiçeğin kimliği başkadır, onu tanımak başkadır. Hâlâ hepsini biliyor değiliz, bu iş de yeniyiz ama öğrenerek ilerliyoruz. Aynı zamanda öğrendiklerimizi arkadaşlarımıza da öğretiyoruz. Çiçekleri toplamak için onları tanımak bilmek gerek. Gece mi toplanmalı, gündüz mü bunlar çok önemli. Bir tablo çiçeğin toplanma ve kurutma sürecinden başlayarak 3-6 ay gibi zamanımızı alıyor. Bir çiçeği kurutmak bazen 3 ay gibi bir zaman alıyor.”
Yaptıkları çalışmalara kolaj dendiğini fakat kendi çalışmalarını kolajdan ayıran özelliklerin olduğunu söyleyen Damlayıcı, “Kolaj, farklı çiçeklerle yapılan tablolara denebilir ama tek bir çiçekten oluşan tablolar da yapıyoruz. Başka bir adı olmalı bence. Bir isim koyarsak Kürtçe olacak bu. Tablo, tasarım yapmakla olmuyor, zaman, emek lazım fazlasıyla. Dünyaya yayılmasını istiyoruz, kendi motiflerimizi tanıtmak dahi bizi mutlu ediyor” diyor.
Halkın yoğun ilgisinin olduğunu ekleyen Damlayıcı, yapılan tablolarda herkesin emeğinin olduğunu söylüyor. Damlayıcı, “Yöre halkının ilgisi çok fazla, oldukça seviyorlar. Hislerini anlatıyorlar, bu bizi çok mutlu ediyor. Atölyeye gençler, yoldan geçenler geliyor. Kendimizi ileriye taşımak için önemli bir çalışma. Bu çalışmalarda komşumuzun bahçesi, Sur’un duvarlarının, herkesin payı var, bu çiçekleri aydan getirmiyoruz. Burada yaptığımız şey sadece tablo yapmak değil halkımızın bizden istediklerini gün yüzüne çıkarmak” diyor.
"EVİN BİR ODASINDA BAŞLADIK"
Bahoz Damlayıcı’nın çalışmalarıyla tanıştıktan sonra tabloların tasarımında yer almış Ayşe Suna. Görsel sanatlar ilgisinin olduğunu söyleyen Suna, “Ben bu işe Bahoz ile başladım. Tanıştıktan sonra çalışmalarını gösterdi bana, ben de ona biraz öneri de bulundum. Metal çerçeve kullanıyordu, ahşap benim tavsiyem oldu. Yaptığım birkaç tasarımdan sonra benden çiçek tasarımyla ilgilenmemi istedi. Görsel sanatlara ilgim var, bu bana fırsat oldu. Bu işe bir evin odasında başladık. Çevremizdeki insanlar ilgi göstermeye başladı, biz de satış olunca bunu daha ileriye taşımamızın faydalı olacağını düşündük. Atölye açmaya karar verdik. Bunları yaparken estettik kaygım her zaman ön planda” diyor.
"TABLOLARI 3 BOYUTLU YAPMA PLANIMIZ VAR"
Çalışmalarını genişleterek yaptıkları tabloları kültürlerinin bir parçası haline getirmek istediklerini söyleyen Suna, tablo çalışmalarında işçiliği anlatıyor. Suna, “Bir şeyler üretebilmek beni motive ediyor. Bir tabloyu yapmak ruh halime bağlı. İlhamımı sessizlikten alıyorum. Çiçeğin tam olarak kuruması için 2-3 aylık bir zaman lazım. Tablonun merkezine bir çiçek oturtuyorum ve çiçeğin etrafından diğer çiçekleri birleştiriyorum. Her tabloda, her zaman merkezi bir çiçek vardır, tablo o çiçeğin etrafında şekilleniyor. En az yüz çiçek türü kullanıyoruz. Henüz 3 boyutlu çalışmalara başlamadık ama planımız var. Çiçeği hiçbir işlemden geçmeden direk kurutma aşamasına geçiyoruz, kitaplar arasında kurutarak çiçeğin doğallığını koruyoruz. Bu çalışmaları atölyelerde öğrencilere de aktarmayı düşünüyoruz. Bunu bir kültür haline getirmeyi düşünüyoruz, çünkü bu çiçekler burada yetişen çiçekler, bu bölgeye ait. Bu alanda öğrenci yetiştirmeyi çok istiyoruz. Bu aynı zamanda bir hafıza çalışması olacak” diyor.