Yargıtay'dan skandal karar: EMEP Genel Başkan Yardımcısının parti üyeliği düşürüldü
Yargıtay, cumhurbaşkanına hakaret davasında verilen cezayı gerekçe göstererek Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Umut Yeğin’in parti üyeliğini düşürdü
Umut Yeğin | Fotoğraf: Evrensel
Birkan BULUT
Ankara
Yargıtay, 10 Ekim Katliamının ardından Van’da yapılan bir eylemde “Katil Erdoğan” sloganı nedeniyle açılan cumhurbaşkanına hakaret davasında verilen cezayı gerekçe göstererek Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Umut Yeğin’in parti üyeliğini düşürdü. Kanunda böyle bir gerekçe olmadığı itirazına Yargıtay’ın yanıtı, 1926 yılı Türk Ceza Kanunu göstermek oldu.
Van 6. Asliye Ceza Mahkemesi, IŞİD’in 103 kişiyi öldürdüğü 10 Ekim Ankara Katliamı’nın ardından yapılan eylemde “Katil Erdoğan” sloganı atıldığı gerekçesiyle Umut Yeğin’e 11 ay 20 gün hapis cezası verdi. Ancak bu para cezasına çevrildi.
YARGITAY’IN GEREKÇESİ TARTIŞMAYA YOL AÇTI
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, cumhurbaşkanına hakaret cezasını gerekçe göstererek Yeğin’in parti üyeliğini düşürdü. Siyasi Partiler Sicil Bürosu, bu karara gerekçe olarak Siyasi Partiler Kanunu’nda yer alan parti üyeliğine engel şartları gösterdi. Ancak Yargıtay’ın işaret ettiği kanunun 11. b maddesindeki “Türk Ceza Kanununun (TCK) İkinci Kitabının birinci babında” yazılı suçlar arasında cumhurbaşkanına hakaret bulunmuyor. TCK’nın birinci kitabının ikinci kısmında soykırım suçları ve insanlığa karşı suçlar yer alıyor.
1926’DAKİ TCK’YE GÖRE KARAR VERDİ
Bu nedenle Umut Yeğin’in Ankara 12. İdare Mahkemesi’ne yaptığı itiraza yanıt veren Yargıtay, durumu şöyle açıklıyor: “2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 11. maddesinin b-4 numaralı bendi yürürlük tarihi itibariyle 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ikinci kitabının birinci babında yazılı suçlardan bahsetmekte olup, Cumhurbaşkanına hakaret suçu da bu bapta yer almaktadır. Cumhurbaşkanına hakaret suçunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda karşılığı ise 299. maddedir.” Yani Yargıtay, 1983 yılında kabul edilen siyasi partiler yasasında atıf yapılan suçların, 1926 yılındaki TCK’yı işaret ettiğini savundu. Yargıtay 1926 yılındaki “Reisicumhura muvacehesinde hakaret ve sövme fiilleri”nin, yeni kanunun 299. maddesinde “cumhurbaşkanına hakaret” olarak yer aldığını yorumladı.
PROF. KÖKER: ESKİ KANUNA GÖRE KARAR VERİLEMEZ
Prof. Dr. Levent Köker, konuyu iki açıdan değerlendirdi. Öncelikle yürürlükte olmayan bir kanunun, hele de ceza kanununun kimseye uygulanamayacağını belirten Köker, cumhurbaşkanına hakaret suçunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile çeliştiğini söyledi.
TCK teriminden yürürlükte olan kanunun anlaşılması gerektiğini belirten Köker, “Siyasi Partiler Kanunu 1983’te yürürlüğe girmiş ama defalarca değiştirilmiş. Yasama organı buradaki ilgili maddeyi değiştirmeyi unutmuş mu, değiştirmek istememiş mi bilemeyiz. Orada ne yazıyorsa, odur. Türkiye’de yürürlükte olan maddeye göre mi eski kanunlara göre mi muamale göreceğiz? Bu bir skandaldır” dedi.
Ayrıca Anayasanın 90. maddesinin son fıkrasına göre temel hak ve hürriyetler konusunda uluslararası sözleşmeler ile kanun çatışırsa, uluslararası sözleşmelerin esas alınacağını vurgulayan Köker, AİHS ile cumhurbaşkanına hakaret maddesinin çatıştığını dile getirdi. Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla verilecek ceza ve haklardan mahrum edecek kararların AİHS ile çeliştiğini vurguladı.
YEĞİN: MÜCADELE GÖREVİM SÜRÜYOR
Parti üyeliği düşürülen Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Umut Yeğin, karara tepki gösterdi. 10 Ekim Katliamı’nın ülke tarihinin en kitlesel katliamı olarak kayda geçtiğini belirten Yeğin, şöyle devam etti: “Arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı kaybettik. Bir siyasi parti yöneticisi olarak bu katliamı engellemekten sorumlu ve ülkeyi yıllardır ‘tek’ olarak yöneten partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir eleştiriydi bu ifade. Ancak uzun süren yargılanma süreci sonunda açılan iki farklı dava birleştirilerek ceza verildi ve bu ceza da para cezasına dönüştürüldü. Bugün parti üyeliğimin düşürülmesi kararı da aslında o dönem yürütülen politikalardan bağımsız değil. ‘Erdoğan dokunulmaz, eleştirilmez’ demek istiyorlar adeta. Emek Partisi üyeliğimden düşürülme kararı diğerlerinden istisnai gerekçeler barındırsa da, tek adam iktidarı karşısında mücadele edenlere karşı uzun zamandır bu gibi ‘siyaset yasağı’ yöntemlerini uyguluyor. Yıllardır Kürt siyasetçilere bu durum farklı yöntemlerle yapılıyor, yapılmaya devam ediliyor. Ancak bizim açımızdan bu sömürü düzenine karşı mücadele görevi devam ediyor.”
SİYASETÇİLERE PARTİ ÜYELİĞİ ENGELİ Mİ GELİYOR?
Öte yandan Yargıtay’ın cumhurbaşkanına hakaret cezası üzerinden parti üyeliği düşürme yönündeki kararları artıracağı iddia ediliyor. Yargıtay’ın bu yönteme başvurması durumunda, çok sayıda siyasetçinin parti üyeliğinin düşürülmesi yoluyla seçimlere girmesi önünde engeller çıkarılması gündeme gelebilir.
2014-2020 ARASINDA 3 BİN 625 KİŞİYE HAPİS CEZASI
Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla açılan davaların, özellikle Erdoğan’ın seçilmesinden sonra arttığı biliniyor. Adalet Bakanlığı verilerine göre 2014-2020 yılları arasında Cumhurbaşkanına hakaret suçundan açılan toplam soruşturma sayısı 160 bin 169’a ulaştı. Bu dönemde cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla 38 bin 608 kişi yargılandı. Sanıkların 322’si 12-14 yaş arası, 785’i 15-17 yaş arası çocuk, 358’i ise yabancı uyruklu. Toplam 12 bin 881 kişi hakkında çeşitli mahkumiyet kararları verilen davalarda, hapis cezası verilen kişi sayısı ise 3 bin 625 oldu. Hapis cezası verilenlerin arasında toplam 10 çocuk bulunuyor.