Somalı maden işçileri: Çözüm madenlerin yeniden kamulaştırılması
Polyak Madeni'ndeki parlamanın ardından Soma'dan maden işçileri yeni bir facianın olmaması için alınması gereken önlemleri yazdı.
Fotoğraf: DHA
Soma’dan maden işçileri
Manisa
Geçtiğimiz günlerde, Soma-Kınık kömür havzasında faaliyet gösteren Polyak Madencilik’e ait yeraltı linyit işletmesinde büyük bir iş kazası yaşandı. Deyim yerindeyse yeni bir facianın eşiğinden dönüldü.
56 arkadaşımızın büyük oranda hafif yaralanmalarıyla atlatılan kaza, şirketlerin çalışma yöntemlerini bir kez daha sorgulattı.
“Çok tehlikeli” iş kolu olarak tanımlanan bu sektörlerde, teknolojiye yapılan yatırım, yetişmiş kadrolara yapılan yatırım ve işletmelerin bağımsız kuruluşlarca da denetlenebiliyor olması hayati önem arz ediyor.
2014 yılında 301 arkadaşımızın iş cinayetine kurban gitmesinin ardından, iş güvenliği konusunda aman aman tedbirlerin alınmadığını, o günden bugüne yine birçok iş kazasının yaşandığını gördük. Şirketlerde çalışan işçilerin sayısının arttığını, 15 bin maden işçisinin 14 bininin bu şirketlerde çalışmaya başladığını söyleyebiliriz. Kamunun elindeki sahalar Demirexport, Polyak, Colin gibi dev enerji şirketlerinin elinde ve en az 50 yıllığına bu sahalara yerleştiler dersek abartmış olmayız.
Ya kömür olarak ya da elektrik enerjisi olarak kamu alım garantisi veriliyor olması, bu şirketleri cezbeden, onları sınırsız üretmeye zorlayan bir şeye dönüşmüş durumda.
Yeni 301’lerin yaşanmaması için yapılması gerekenler 2014’ ten beri her fırsatta dile getiriliyor: İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinde yatırımdan kaçılmamalıdır. Ne üretirsen alırım gibi bir garanti verilemez.
Şirketler hiçbir sınırlama olmaksızın başta Maden Mühendisleri Odası olmak üzere bağımsız kuruluşların denetimine her zaman açık olmalıdır.
Uzun vadede de ülke kaynaklarının bu halka hizmet edecek şekilde değerlendirilmesi için, madenlerin yeniden kamulaştırılması çözüm için en net ve kesin yol olacaktır.
Yeni facialar, yeni ölümler, acılar yaşamamak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu toprakların gerçek sahipleri, yerin bin metre altında, madeninde, fabrikasında, tarlasında, tozuna toprağına terini karıştıranlardır. Emekçi ellerin sahipleridir.