21 Aralık 2021 23:31

Üniversite öğrencisi İrem: Saat başına 8 liraya günde 10 saat çalışıyorum

Ege Üniversitesi'nde okuyan ve aynı zamanda çalışmak zorunda olan İrem, saat başına 8 liraya günde 10 saat çalıştığını söylüyor.

Fotoğraf: Kişisel arşiv

Paylaş

Emirhan DURMAZ
İzmir

Bin bir zorlukla kazanıp yerleşilen üniversitelerde, öğrencileri ağırlaşan yaşam koşulları ve geçim sıkıntıları karşılıyor. Öyle ki kimi öğrencilerin geçim derdi nedeniyle derslere dahi giremediği bir tablo var. Milyonlarca öğrenci; lütuf gibi sunulan 650 liralık kredi/burs ile yeme/içme, barınma, ulaşım ve ders materyallerini edinme gibi en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor, bu nedenle çalışmak zorunda kalıyor.

Ege Üniversitesi’nde sosyoloji bölümü öğrencisi olan İrem de bu tablodan etkilenen milyonlarca öğrenciden biri. Birinci ve ikinci sınıfta pek ihtiyaç duymadığını, ancak pandemiyle beraber yansımalarını daha ağır bir şekilde görmeye başladığımız kriz ile birlikte son iki senedir okurken aynı zamanda çalışmanın kendisi için bir zorunluluk haline geldiğini belirten İrem, bir kafede garsonluk yapıyor.

"UCUZ DİYE ORTA HASARLI EVE ÇIKTIK"

Öncesinde KYK yurdunda kalmakta olan İrem, çalışmaya başlaması ve iş çıkış saatinin KYK giriş saatiyle uymaması nedeniyle eve çıkmak zorunda kaldığını aktardı. İrem, “İşten çıkışım geç saatleri buluyordu ve bu sebeple sürekli yurt idaresinden ihtar alıyordum. Çoğunlukla bu sebeple geceleri arkadaşlarımda geçirmek zorunda kalıyordum. Zaten yurtta yemek saatleri de kaçıyordu ve sadece duş alabilmek için gittiğim yurttan ayrılıp iki arkadaşımın yanına yerleştim” diye konuştu.

Okul çevresinde kiraların çok yüksek olduğunu ve görece uygun olması sebebiyle çıktıkları evin ise geçtiğimiz sene gerçekleşen depremden orta derecede hasar aldığını dile getiren İrem, “Geçenlerde yine deprem oldu ve bir arkadaşımızın duvarında yer alan çatlak daha da büyüdü. Apartman yönetimi toplantı almış ve sanırım yıkım kararı çıkacakmış. Nasıl taşınacağız, nereye gideceğiz, yeniden nakliye, depozito, kira girişi vesaire nasıl karşılayacağız bilmiyorum” dedi.

"ASGARİ ÜCRETE İHTİYAÇ DUYUYORUZ"

Kendisini okurken çalışmak zorunda bırakan koşullara dair sohbetimize devam ettiğimizde yaşamın giderek pahalılaşmasından yakınan İrem şunları söyledi: “Her geçen gün yaşam daha zor hale geliyor. Bahsettiğim orta hasarlı ev için bile kişi başı 750 lira kira ödüyoruz. Yine kişi başı olmak üzere 300 lira faturalar için veriyoruz ve ne kadar soğuk olursa olsun doğalgazı açmıyoruz. Sadece ekmek, makarna, nohut, bulgur ve sebzeler gibi temel besin maddeleri için yaptığımız mutfak alışverişi dahi haftalık 250 lira falan tutuyor. Eğer ki, o hafta sağlıklı bir şeyler yiyelim dersek bu masraf daha da büyüyor. Tüm bunlara ulaşım masrafları da eklenince bir öğrenci, sadece hayatta kalmak için dahi neredeyse asgari ücrete ihtiyaç duyuyor, ancak verilen kredi/burs miktarı 650 lira.”

Hal böyleyken İrem, sürekli harçlık avanstan kullanmak zorunda kaldığını ve dolayısıyla her aya ekside başladığını ifade etti. Tüm bu koşulların sadece öğrencileri değil ailelerini de etkilediğini belirten İrem, çalışmak zorunda olduğunu şu cümlelerle anlattı: “Hayat sadece bize pahalı değil. Ailemin de yükü ağır ve ben de onlara daha fazla yüklenmek istemiyorum. Bu sebeple çalışmam gerekiyor. Hatta öyle ki, part-time dahi ihtiyaçları karşılamaya yetecek boyutta değil ve full-time çalışmak durumunda kalıyorum. Günde 10 saat çalışıyorum ve saat başına 8 lira kazanıyorum.”

"DERSLERE DAHİ GİREMİYORUM"

Kendisine bir gününü nasıl planladığını ve gün içinde neler yaptığını sorduğumuz İrem, “Sabah kavramım, gecem ve gündüzüm yok. Başlarda sabah ve öğlenleri derse gider, ders sonrası çalışırım diye planlıyordum. Ancak, 16.00 gibi iş yerine gittiğimde gece 02.00’de evde oluyorum. O yorgunluğun üzerine sabah doğal olarak uyanamıyorum. Öğlen uyanıp, duş alıp kahvaltı bile yapmadan tekrar işe gitmek durumunda kaldığım bir döngü oluştu. Öyle bir hal aldı ki; kendime zaman ayırmayı, sosyal faaliyetleri falan geçtim derslere dahi gidemiyorum. Online ders olursa iş yerinde açıyorum telefondan, ancak bu devamsızlık işlenmemesi için tabi ki, girip dinlediğimden değil” diye konuştu.

Hiçbir şeye vaktinin kalmadığını, arkadaşlarıyla vakit geçiremediğini ve neredeyse uyumadan girdiği sınavlar neticesinde ders notlarının giderek düştüğünü ifade eden İrem şöyle devam etti: “Hayatımda film yok, dizi yok, kitap yok, yalnızca çalışmak ve koca bir yorgunluk var. Geçenlerde ailem çağırdı ancak biletler çok pahalıydı ve memlekete, ailemin yanına gidemedim. Sömestr tatilinde para biriktirmiş olursam ve çalıştığım yer izin verirse gideceğim.”

"SAĞLIĞIMIZDAN DAHİ ÖDÜN VERİYORUZ"

Derslerinden, arkadaşlarından ve ailesinden ödün vermek zorunda kaldığını dile getiren İrem, sağlığından dahi ödün verdiğini söyledi. Hem okumanın hem de çalışmanın zor olduğunu ifada eden İrem, “Uyku düzeni yok, yemek düzeni yok ve sağlıklı beslenme yok. Vücudun direnci düşüyor haliyle. Makarna, ekmek, pilav yemekten kan değerlerim alt üst oldu. Öyle ki geçenlerde fena hasta oldum. İş yerindekiler farketti tabi ve gidip dinlenmem için izin verdiler. Ancak, para lazım olduğu için iyi olduğumu söyledim ve çalışmaya devam etmek zorunda kaldım” dedi.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Somalı maden işçileri: Çözüm madenlerin yeniden kamulaştırılması

SONRAKİ HABER

Taliban medya kuruluşlarının yarısını kapattı, kadın gazetecilerin işine son verdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa