22 Aralık 2021 23:17

Gelirlerdeki erimeye dayanamayan emekçiler: Zamlar geri alınsın

Döviz kurunun düşmesine rağmen temel tüketim mallarına yapılan zamlar yerinde kaldı. Hayat pahalılığı altında ezilen işçi ve emekçiler zamların geri alınmasını istiyor.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Paylaş

Murat UYSAL
İstanbul

Çarşı pazara gelen zamlar bel bükmeye devam ediyor. Hayat pahalılığı nedeniyle gelirleri sürekli eriyen işçi ve emekçiler, temel tüketim mallarına yapılan zamların geri alınmasını istiyor. 

Yeni asgari ücret, çarşı pazara gelen zamlar ve geçim derdini konuşmak için İstanbul’un farklı bölgelerinde yaşayan işçi ve emekçilerle konuştuk. İlk önce bir tekstil işçisiyle görüşüyoruz. 4 bin 253 lira 40 kuruş olarak açıklanan zamlı asgari ücretini şubat ayında alacak. Yapılan zammın, geçen yılbaşından bu yana pazardaki ürünlere yapılan zammın yarısı bile olmadığını söyledi. 4 bin 253 liranın ilk bakışta iyi bir ücret gibi gözüktüğünü söyleyen tekstil işçisi, “Ancak artık paranın bir değeri kalmadı. Piyasadaki en kötü süt 10 lira olmuş 5 bin olsa ne olur olmasa ne olur? Senenin başında bu sütü 2 liraya bulabiliyordun bu kadar arttı mı asgari ücret, artmadı” diye konuştu. Kazandığı ücretle çok bir şey alamadığını dile getiren işçi, şöyle devam etti: “Giyimi aylardır göremiyoruz, dükkanın kapısından girmedim kaç zaman oldu. Varsa işte mecburiyetten pazara gidiyoruz arada bir markete uğruyoruz eve dönerken. Salı pazarındaki mal, iki gün sonra perşembe pazarında daha da artmış oluyor. Bir hafta bir daha alayım desen alamıyorsun ya da önceki haftadan daha az alıyorsun. Kahvaltılık peynir zeytin için markete uğruyoruz aldığımız da el kadar. Ona bile dünyanın parasını veriyoruz. Zaten ekmeğe gelen zamma alıştık bunca senedir halk ekmek kuyruğu nedir bilmezdim önce televizyonda haberlerden gördüm sonra o sıralara kendim girmek zorunda kaldım.”

AİLEMDEN AYRI EVE ÇIKAMIYORUM

Metal sektöründe çalışan işçi için de durumlar farklı değil. Asgari ücretin biraz üzerinde olan ücretinin pula dönüştüğünü anlatan metal işçisi, “Birikim yapma hayalim vardı o birikimle en azından bir araba alırım diyordum şimdi bırak arabayı ailemden ayrı bir eve çıkmam bile imkansız. Zaten ailemden ayrıldığımda babamın kazandığı para ile evi döndüremezler. Daha kaç sene böyle gidecek bilmiyorum” dedi. İğneden ipliğe gelen zamların yaşantısını kötü etkilediğini söyleyen metal işçisi şunları söyledi: “Ekmeği bazen ben, bazen babam alıyor. Kim almışsa eve geldiğinde ‘Kaç lira olmuş, artmış mı?​’ diye soruyoruz. Çıkıp arkadaşlarla bir çay içeyim desen sanki her yer Starbucks olmuş. 4 liraya dayanmış kıytırık bir yerde bir bardak çay. Eskiden olsa tepki gösterirdik ama onlar da mecbur onu da biliyoruz.” Geçim sıkıntısının her geçen gün arttığına dikkat çeken bir başka metal işçisi de yapılan zamların geri alınmasını talep etti.

‘TEMEL GIDA MADDELERİNE GELEN ZAMLAR DURDURULMALI’

Geçtiğimiz günlerde KESK’in çağrısıyla yapılan “Geçinemiyoruz” mitinginde bir araya gelen sağlık emekçileri de eriyen ücretlerden ve her gün gelen zamlardan şikayetçi. Ülkenin bir ekonomik kriz içerisinde olduğunu söyleyen sağlık emekçisi, “Kamu emekçilerine emeklilere yüzde 100 zam dahi verilmiş olsa kaybımız karşılanmış olmaz. Sadece rakamlar büyümüş olur ama alım gücünde bir değişim olmaz. Ülkede işçiler emekçiler her gün fakirleşiyor. Bizim burada tek talebimiz temel gıda maddelerinin fiyatlarının artışının önüne geçilmesidir” dedi.

KESK’in mitingine Eğitim Sen’le katılan bir öğretmen ise şunları söyledi: “Alım gücü düşüyor A’dan Z’ye her şeye zam geliyor. 33 senelik öğretmenim ilk defa öğretmenler odasında bu kadar ekonominin tartışıldığına şahit oluyorum. Öğretmenler birbirlerini indirimlerden haberdar ediyor, artan fiyatlara tepki gösteriyor. Sendika fark etmeksizin herkesin ağzında geçim derdi var.” Eğitim emekçisi yeni atanmış bir öğretmenin geleceğe dair plan yapmasının güç olduğunu ise şu sözlerle anlattı: “Bizim zamanımızda en azından öğretmen ücreti asgari ücretin daha üzerinde temel ihtiyaçların karşılanabildiği bir ücretti. Birikim yapılabilen yaşamaya yetecek geleceğe dair plan yapılabilecek bir ücretti. Şimdi 2-3 senelik öğretmenler ev, arabayı rüyasında dahi göremiyor. Evlenmeyi düşünen genç arkadaşlar var ekonominin düzelmesini bekliyor.”

‘HEKİMLER DE GEÇİNEMİYOR’

Sadece Türkiye’de değil, dünyada da gözde meslekler arasında yer alan hekimler de artan pahalılıktan dertli. Geçinebilmek için uzun saatler çalışmak zorunda olduğunu söyleyen bir hekim, “Ayda 12 nöbet tutuyorum, eşim kamuda çalışıyor, işyeri hekimliği yapıyorum, hastaneye ulaşmak için kilometrelerce yol yapıyorum ve geçinemiyoruz” dedi. Hekimlerin sık sık daha fazla kazanabilecekleri yollar denediğini, sınavlara hazırlandığını söyleyen hekim şöyle devam etti:  “Önceden 5-6 bin dolar civarında maaş alıyordu uzman hekimler şu an hekim maaşları 1000 doların da altına düştü. Geçtiğimiz gün markete giden bir arkadaşımız elinde iki şişe yağ ile geldi. ‘Nedir bunlar?​’ diye sorduğumuzda ‘Sigara almaya gitmiştim yağın evin oradaki marketten daha ucuz olduğunu görünce aldım’ dedi. Önceden hekim bu hesapları yapmazdı yani kısacası artık hekimler de geçinemez durumda.”

KURDAN KAYNAKLI ZARAR VERGİLERLE VATANDAŞIN SIRTINA BİNECEK

Hükümetin “dövize endeksli TL mevduatları” uygulamasını değerlendiren Prof. Dr. Murat Birdal “Faiz artışı yapmaksızın piyasa faizlerini kur riskinden arındırmaya çalışıyorlar. Türk lirası cinsi yatırımlara özendirmeyi amaçlıyorlar. Bu nispeten döviz cinsi varlıkların çözülüp TL’ye kaymasına yol açacaktır, bugün de bunun etkilerini kısmen görüyoruz. Bu uygulama kur riskini yatırımcının üzerinden alıp vatandaşa, halka taşıyacak hazine yoluyla kurdan kaynaklı zarar karşılanacak, bu da vergilerle vatandaşın sırtına binecek. Dolayısıyla yatırımcının sermaye kaybı yoksul halka ödetilecek. Doların düşmesi tabii ki halka olumlu yansır ancak kısa vade ve uzun vadede bakmamız lazım. Uzun vadede bu durumun hazineye bindireceği yük daha büyük sorunlara sebep olacaktır. Bu program aynı zamanda yeni rant mekanizmaları yaratıyor. Giderek yoksuldan alan zengine dağıtan bir model ortaya çıkıyor.”

ÖNCEKİ HABER

HDP’den Saadet Partisi’ne ziyaret: Bir çıkışa ihtiyaç var

SONRAKİ HABER

TTB Pandemi Çalışma Grubundan Nasır Nesanır: Turkovac üretimi sevindirici ama şeffalık gerekiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa