Omikron varyantı ve Turkovac aşısı - Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol | Sağlık Olsun
Turkovac'a verilen acil kullanım onayını eleştiren Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, "Bir aşı yerli ve milli diye bilimin gerçekliği, kuralları dışına çıkılması kabul edilemez" dedi.
Kübra KIRIMLI
Ankara
Türkiye tarafından üretilen ve acil kullanım onayı verilen Turkovac, üretim tesislerinden halk sağlığı merkezlerine taşınmaya başladı. Sağlık Olsun'un bu bölümünde konuya dair görüşlerini aldığımız Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, “Bir kere acil kullanım onayı verilmesi yanlış” diyerek aşının uluslararası bağımsız hakemli dergilerde faz 3 sonuçlarının yayımlanmadan kullanılmasını eleştirdi.
“DÜNYANIN PANDEMİYLE BAŞ EDEBİLME YÖNTEMİ FARKLILAŞTI”
“Biz pandemiyi ötelemiyor, inkâr ediyoruz. Başından itibaren yaptığımız şey bu” diye söze başlayan Şenol, “Türkiye’de pandemi için ben şu terminolojiyi kullanıyorum: Kusursuz bir fırtınaydı, hep birlikte ortasında kaldık” dedi.
“Dünyanın da pandemiyle baş edebilme yöntemi farklılaştı” diyen Şenol, “Çok basit bir denklem var. Ya kendimizi kapatacağız ya da bağışıklanacağız” sözleriyle bir kez daha aşının önemine vurgu yaptı.
Dünyada yaygın görülen, ilk ölüm vakasının da İngiltere’de yaşandığı Omikron varyantına dair değerlendirmede bulunan Şenol, “Tekrar kapanmayı konuşmak çok ayıp olur. Kapanmak sosyal cinayettir” dedi. Sosyal cinayetin sadece kapanma olmadığı da vurgulayan Şenol, şöyle devam etti:
“Sosyal cinayetten sadece insanların ölümünü anlamıyoruz. İnsanların eğitimsiz kalmasını, insanların geleceğinin yok olmasını anlıyoruz. İnsanların işsiz kalmasını ve yoksul kalmasını anlıyoruz. İş yerini kapatıp çaresiz kalmasını anlıyoruz.”
“AŞILIYSAK SIKINTI YOK”
"Türkiye’ye de Omikron geldi, yayılımının daha hızlı olduğunu biliyoruz. Üstelik ülkemizde sağlıkta yaşanan bir kriz de söz konusu. Dünyada birçok ülke tedbirlerini almaya başladı. Hatta yeniden kapanmayı tercih edenler var. Türkiye’de yetkililerden yapılan bir açıklama yok. Sağlık Bakanlığının tedbir almamasını nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna Şenol, şu yanıtı verdi:
“Kısıtlama hiçbir zaman iyi bir yöntem değil. Elimizde birçok imkânımız var. Bakın şurada bir odadayız. Buranın çok iyi bir havalandırması varsa, ikimiz de aşılıysak bizim bir arada oturmamızda çok büyük bir sakınca yok.”
“YANLIŞ VAATLE BEKLETİLEN BİR KİTLE VAR”
Yerli aşı Turkovac’a dair konuşan Şenol, şunları dile getirdi:
“Öncelikle burada yanlış vaatle bekletilen bir kitle var. Her 3 ayda bir milli ve dini bayramlara denk getirileceği şeklinde bir vaat var. Bu vaadin yerine gelmeyeceğini o molekülü bulan bilim insanları da sessiz kalarak oyalamış oldular. Bu aşının kısa vadede yetişme şansı yok. Çünkü hücre zincirlerinden, yapacağınız fare deneylerine kadar bağımlısınız ve yurt dışından getiriyorsunuz. Ve bunu pandemi koşularında yapıyorsunuz. Diğer aşılara yapılan yatırımın binde biri bile bu aşıda söz konusu değil. Üstelik psikolojik baskıyla baskı altında tutup, geliştirmeye çalışıyorsunuz.”
“BİR AŞI YERLİ VE MİLLİ DİYE BİLİMİN DIŞINA ÇIKILMASI KABUL EDİLEMEZ”
Aşının acil kullanım onayına dair de eleştirilerini sunan Şenol, şu ifadeleri kullandı:
“Hopladı, zıpladı diyerek basın demeçleriyle, adını ağzıma almak istemediğim insanlarla bunu duyurdular. Oysa Brezilya, slaytlarla kamuya açık bir sunum yaptı. Bakın zaten acil kullanım onayı da söz konusu değil burada. Çünkü pandemi vardı ve insanlar ölüyordu. Birkaç aşıya bu onay verildi. Acil kullanım onayı rafa kaldırıldı, bu bitti. Artık geçerli olan ulusal onay. Ulusal onay, tarafsız olduğunu bildiğin, sürecin politize edilmesi konusunda elini masaya vuracak insanların olduğu bir topluluk. Bağımsız kurum ve kuruluşların olduğu bir alan. Kısacası bir aşı yerli ve milli diye bilimin gerçekliği, kuralları dışına çıkılması kabul edilemez.” (Ankara/EVRENSEL)
