Ford işçisi: Eylemlerde bizim talebimiz yer almıyor
Yapılan eylemlerde bir kere dahi yüzde 50 zam gibi bir talep olduğundan, taslağın yenilenmesini istediğimizden bahsedilmiyor. Sendikacılar bunların hepsine gözlerini kapatıyor.
Fotoğraf: Ford işçileri
Ford Otosan işçisi
Kocaeli
Sözleşme sürecinde anlaşma sağlanamadığı için “büyük” sendikamız geçen haftadan beri eylemlere devam ediyor. Bu hafta bir sürü şey yaşandı. Örneğin dolar fırlayıp düştü, maaşlarımızın asgari ücret tutarındaki kısmının vergiden muaf oldu, sonrasında asgari geçim indirimi (AGİ) ortadan kalktı… Değişmeyen şeyler de var elbette. Tepeden inme kararlar ile bizlerin son dakika haberi olduğu eylemler yapmak gibi.
Öncelikle asgari ücret açıklandığı günden bu yana fabrika kaynıyor doğal olarak. Çünkü eski işçiler ile işe yeni giren işçi arasındaki makas daralıyor. Bu anlamda yeni işçiler şanslı görülürken, eski işçiler için yıllardır yapılan sözleşmelerin hiçbir anlamı kalmamış gibi bir durum var. Sendika eylem yapacağını dahi servisleri durdurarak, çıkışta servisleri içeri sokmayarak yapıyor. Peki neden? Üyesini hiçe sayan, üyesini bilgilendirmekten uzak, üyesinin fikrini hiç önemsemeyen bu beyler doğal olarak üyelerini bir eyleme zorla katıyor. Üyeleriyle toplantılar yapan, onlara açık olan, fikirlerini önemseyen, dinleyen bir sendika olsa eylemleri böyle mi geçerdi?
Sevgili işçi kardeşler; çalışma alanlarına geç gitmenin üretime hiç dokunmuyor olması yüzünden rahatsızız. Son yapılan eylemde 16.00-00.00 vardiyası işe yarım saat geç girdi. Biliyoruz ki bu yarım saatin vardiya sonunda çıkan araç sayısında bir değişiklik yaratmadığı için bir anlamı yok. Üstelik hat hızlı yürüdüğü için daha çok koşturmamız lazım. Şimdi bunu bile bile bu sendikanın yaptığı hangi işe güvenelim. Yapılan eylemlerde bir kere dahi bu kadar ekonomik çalkantının karşısında ücretlere yüzde 50 zam gibi bir talep olduğundan, taslağın yenilenmesini istediğimizden bahsedilmiyor. Biz köşelerde bunları tartışıyoruz sendikacılar ise hepsine gözlerini kapatıyor. Muhtemelen sorulsa hepimiz çalıştığımız alanda çalışmanın durdurulup, eylemin içeride yapılmasını isterdik. Ve biz sayı baskısı altında iş yetiştirmeye çalışırken, sendikacıların tüm bunlardan bihaber üyesinin durumunu bilmeden havadan aldığı eylem kararlarıyla bir yere varılamayacağı açık.
Hal böyleyken bizler sendikacıların bu tutumuna karşı sessiz kalıp zaten bir şey yapmıyorlar, güven vermiyorlar diyerek geri çekilmemeliyiz. Aksine sendikacıların bu tutumlarına karşı bu dönemde biz işçiler olarak yan yana gelmeliyiz. Mücadele ettiğimizin sadece patron olmadığı çok açık. Aynı zamanda sendikayla da mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Yapılan eylemlerde kapıda çok kalabalık kitleler görüyoruz, bu kitlelerin istemsizce söylenerek değil de kendi mücadelesini örgütlemek için orada olmasını sağlamak yine bizim elimizde. Patrona karşı da sendika bürokrasisine karşı da gücümüz, birliğimizdir.