Pandeminin Omikron aşaması bize ne anlatıyor ve Türkiye ne yapmalı?
Tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgınının Omikron varyantı hakkında merak edilenleri Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Kolu Başkanı ve TTB Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Dr. Nasır Nesanır'a sorduk.
Görsel: Pixabay
Zeliş IRMAK
İstanbul
TTB Halk Sağlığı Kolu Başkanı ve TTB Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Dr. Nasır Nesanır yanıtladı.
Omikron varyantının bulaşıcılığı deltaya göre nasıldır?
Omikron’un saptanmasından sonraki yaklaşık 45 günün sonunda, Türkiye'nin de aralarında olduğu 100’den fazla ülkede tespit edilen bu varyantın vakaları, dünyada artmaya devam ediyor. Bu süreçte İngiltere’de yapılan bir araştırmada, Omikron varyantının üreme hızının delta varyantına göre % 37 daha fazla ve bulaşıcılığının deltaya göre en az iki kat daha fazla olduğu ortaya konmuştur. Kanada’da Omikron'un üreme oranını izleyen tek eyalet Ontario, delta varyantından neredeyse dört kat daha fazla bulaşabildiğini bildirmiştir.
Omikronun kuluçka süresi ne kadardır?
Çok daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulsa da Omikron varyantı gibi oldukça bulaşıcı bir virüsün daha kısa bir kuluçka süresine sahip olması bilimsel olarak mantıklıdır. Ne de olsa hedefi, mümkün olduğunca çabuk, mümkün olduğunca çok insana bulaşmaktır. Erken verilere göre, enfekte olmuş bir kişinin maruziyetten sonra semptom geliştirmesi için geçen süre Omikronda önceki varyantlara göre daha kısa olabilir.
Omikron şüpheli KOVID-19 hastası ne zaman test yaptırmalıdır?
Daha kısa bir kuluçka dönemi potansiyeli göz önüne alındığında, enfekte bir kişiyle temas halinde olan herkes maruziyetten yaklaşık 72 saat sonra test edilmelidir.
Omikron tanısı nasıl konuyor? Mevcut KOVID-19 testleri Omikron varyantını tespit ediyor mu?
Danimarka'nın Omikron'a özgü bir PCR kullandığı ve böylece varyantın doğru tespit edildiği belirtilmiştir. Moleküler, antijen ve seroloji testleri; her bir testin doğal tasarım farklılıkları nedeniyle viral mutasyonlardan farklı şekilde etkilenir. Omikron için spesifik PCR kullanılmasını öneririz.
Yaygın olarak kullanılan PCR (polimeraz zincir reaksiyonu) ve antijen KOVID-19 testleri, Omikron varyantını tanımlamak için hala çalışıyor gibi görünmektedir. Hızlı ev içi testlerin yeni varyantı tespit etmek için ne kadar iyi performans gösterdiği hakkında önümüzdeki haftalarda daha fazlasını öğreneceğiz.
Omikron varyantının belirtileri nelerdir?
Omikron varyantının KOVID-19'a karşı tam aşılanmış kişiler için hafif hastalığa yol açtığını biliyoruz. Uzmanlar, Omikron varyantı ile enfekte olanlarda soğuk algınlığındaki gibi boğaz ağrısı, burun akıntısı ve baş ağrısının daha çok olduğunu; ancak sürekli öksürük, yüksek ateş, koku ve tat kaybının daha az olduğunu rapor etmekteler.
Omikronun neden olduğu bir KOVID-19 vakası daha ağır mı seyredecek?
İngiltere, İskoçya ve Güney Afrika'daki araştırmacılar Omikron ile hastaneye kabul riskinin delta varyantından %15 ila %80 daha düşük olduğunu bulmuşlar. Güney Afrika’da Omikron dalgasında vaka sayılarındaki hızlı artışa karşın KOVID-19’a bağlı hastaneye yatış ve ölüm sayıları önceki dalgalardan daha düşük kalmıştır. Ülkede daha önceki KOVID-19 dalgalarında çok fazla sayıda kişinin hastalanmış olmasından dolayı toplumdaki bağışıklık oranının oldukça yüksek olmasının bu duruma katkısının olduğu düşünülmektedir. Omikron daha hafif seyrediyor olsa da aşıdan kaçışı ve yüksek bulaşıcılığı dikkate alındığında, sağlık hizmetlerinin artan talep nedeniyle yetersiz kalma potansiyeli vardır.
Mevcut aşılar Omikrona karşı etkili mi?
Kanada-Ontario hükümetinin son rakamları, vakaların yüzde 58'inin iki doz olarak aşılanmış kişilerde olduğunu gösteriyor. Omikron varyantının, geçmiş enfeksiyondan veya iki doz aşı ile elde edilen bağışıklıktan büyük ölçüde kaçtığını söyleyebiliriz. Türkiye’deki son verilere göre iki doz aşılı 51 milyon; üçüncü doz aşılı 17 milyon; 20 milyonu aşkın da aşısız insan var. Bu sonuçlara göre Omikron ile birlikte deltanın var olduğunu düşünürsek insanımızın enfeksiyona çok açık olduğunu söyleyebiliriz.
Türkiye’de mevcut aşılardan Pfizer/BioNTech (Comirnaty) ve Sinovac (CoronaVac) aşılarının Omikron varyantına karşı sağlayabildiği koruma konusunda çalışmalar olmasına rağmen; TURKOVAC aşısının henüz Omikron varyantı ile ilgili yayımlanmış bir çalışması bulunmamaktadır. Yapılan çalışmalar dikkate alındığında; özellikle iki doz biontech ve üç doz coronavac aşısı olanlarda hatırlatma dozu yapılması kritik önemdedir.
Bu hafta içerisinde yapılan Dünya Sağlık Örgütü toplantısında aşılanmış kişilerde T hücrelerinin varyanta karşı güçlü bir savunma oluşturabileceğini ve bunun ciddi hastalık, hastaneye yatış ve ölümün önlenmesine yardımcı olabileceğini öne süren birkaç çalışma sonucu paylaşıldı. Aşılar, antikor üretmeye ek olarak, belirli bir hastalıkla savaşmaya yardımcı olan T hücrelerinin büyümesini de uyarır. T hücreleri, diğer hücrelere belirli virüsler bulaştığında bunu tanımayı öğrenir ve daha sonra onları yok ederek enfeksiyonu yavaşlatır. Bilim insanları; Omikron'a karşı ne kadar başarılı olduklarını görmek için KOVID-19 aşılarının ürettiği T hücrelerini incelemeye başlıyor. Ön çalışmalar, bu T hücrelerinin hala Omikron varyantını tanıdığını göstermektedir. Bu ön kanıt, Omikron'un antikorlardan kaçma yeteneği sayesinde konakçıların burunlarına yerleşmede iyi olduğunu göstermektedir. Ancak Omikron enfeksiyonları, T hücresi savunma hattını geçemeyebilir. Enfekte hücreleri öldüren T hücreleri, virüsün ciddi hastalığa neden olabileceği hava yolunun derinliklerine ulaşmasını zorlaştırabilir.
Özellikle Avrupa sıkı tedbirlere ve kapanmalara geçerken Türkiye nasıl bir yol izlemeli?
Türkiyenin salgının başından beri yürüttüğü politikaların neticesinde on binlerce insanın ölümü ile karşılaştık. Sermayenin geleceği toplum sağlığına tercih edildi ve edilmeye devam ediyor. Ekonomik kriz, salgının sınıfsal boyutunu daha da ön plana çıkardı. Bu aşamada ekonomik ve sosyal anlamda emekçilerin rahatlatılması da toplumsal hareketin düzenlenmesi kadar pandemide önemli olacaktır. Bunun yanında Türk Tabipleri Birliği 3 Aralıkta KOVID-19 pandemisiyle mücadele için kapsamlı öneriler bütününü basınla paylaşmıştı. Türk Tabipleri Birliği olarak belirttiğimiz önerilere uyulması, önlenebilir KOVID-19 ölümlerinin önüne geçmemizi en kısa sürede sağlayacaktır. Ayrıca dünyada pandemi devam ettiği sürece KOVID-19’dan kurtulmamız olası değil. Aşı mülkiyetinin kaldırılarak tüm dünyada hızlı bir aşı kampanyasının gerçekleştirilmesi gerekmektedir.