27 Aralık 2021 16:58

HDP ve Gelecek Partisinden "İBB'ye terör teftişi" tepkisi

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Soylu'nun ithamlarıyla başlatılan İBB'ye yönelik "terör teftişini" eleştirdi.

HDP ve Gelecek Partisinden "İBB'ye terör teftişi" tepkisi

Meral Danış Beştaş fotoğrafı: MA, Ahmet Davutoğlu fotoğrafı: Gelecek Partisi

İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik İçişleri Bakanlığının başlattığı "terör" teftişine tepkiler sürüyor. HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İBB'ye yönelik teftiş sürecini eleştirdi.

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) terörle iltisaklı kişilerin alındığı iddiasına ilişkin, "Adli sicil kaydınızda bir suç yoksa işe alınmama gerekçesi yoktur" dedi. Beştaş, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, İBB, bağlı kuruluşları ve şirketlerinde işbaşı yaptırılan personelden bazılarının, terör örgütleriyle iltisaklı ve irtibatlı olduğuna dair iddialar üzerine İçişleri Bakanlığınca özel teftiş başlatılmasını değerlendirdi.

"SANDIKLA ALAMADIKLARI HER YERE BU MAYMUNCUKLA GİRMEYE ÇALIŞIYORLAR"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yeni bir iddia ortaya attığını belirten Beştaş, "Terör, iltisak, bayrak, millet, vatan, onların elinde bir maymuncuk anahtarına dönüştü. Sandıkla alamadıkları her yere, bu maymuncuk anahtarıyla girmeye çalışıyorlar" dedi.

İktidarın, İstanbul'u büyük bir hukuksuzluk örneğiyle baskılamaya ve almaya çalıştığını belirten Beştaş, önce siyasi kararın verildiğini, sonrasında idari uygulamaların ve hukuki kararların geldiğini iddia etti. Beştaş, "İstanbul'un anlamı bizim için farklı diyenler, krizi örtmek için önce nasa sarıldılar. Bilahare ekonomik kurtuluş savaşından bahsettiler o da olmadı. Tıpkı Çiller gibi tutunamadılar..." diye konuştu.

Beştaş, sandık korkusundan titreyen bir iktidarın olduğunu savunarak, şunları kaydetti:

"Biz erken seçim, sandık dedikçe onlar da sandıkta alamadıkları her yere yönelik böyle operasyonel bir tutum içerisine giriyorlar. Şimdi de Kürt düşmanlığının adı iltisak oldu. Kamu hizmetinde görev almak için adli sicil kaydı gereklidir. Adli sicil kaydınızda herhangi bir suç yoksa o işe alınırsınız ya da alınmazsınız. Adli sicil kaydınızda bir suç yoksa işe alınmama gerekçesi yoktur. Soylu ne diyor, 'Fişleyin, arşiv araştırması yapın.' diyor. Fişçi bakan oldu şimdi de. Bu araştırmayı nereden yaptı? Bu fişlemeyi, bu iltisak kavramını nasıl ortaya atabiliyor? Çünkü adli sicil kaydı Adalet Bakanlığı bünyesinde tutulan bir sistemde açığa çıkar. Herkesle ilgili bu adli sicil kaydı vardır. Burada da Adalet Bakanlığına noter muamelesi yapma gibi bir durum var. İstanbul Büyükşehir Belediyesini hedef alan yaklaşım kayyum politikasının devamıdır."

DAVUTOĞLU: TEFTİŞE İTHAMLA BAŞLANIP PSİKOLOJİK ORTAM OLUŞTURMAK DOĞRU DEĞİL

Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, İçişleri Bakanlığı'nın İBB çalışanları hakkında başlattığı 'terör' teftişine ilişkin, ''“Bu memurlar, adli sicil kaydı alınarak göreve başlarlar. Eğer böyle bir vahim hata yapılmışsa bu adli sicil kayıtlarını verenler kimlerdir? Burada gerçekten hukuki bir teftiş mi yürütülmeye çalışılıyor, yoksa siyasi bir iklim mi oluşturulmaya çalışılıyor?​” dedi.

Davutoğlu, “Bir teftiş söz konusuysa objektif kriterler ile yapılmalı ve tamamlandıktan sonra açıklamalar yapılarak, ihmal varsa o zaman ortaya konmalı. Ama daha teftiş başlarken ithamla başlanıp hemen arkasından teftişi getirerek bir psikolojik ortam oluşturmak doğru değil” dedi.

Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle:

“Bütün işlemler hukuki kurallar içinde yapılır ve herkes teftişe muhataptır. Herkes hesap verme makamındadır. Ancak İçişleri Bakanlığının özellikle bir grup görevliyi belediyeye terörist bir sızma girişimi olarak teftişe mevzubahis etmesi, son derece dikkatle ele alınması gereken konu. Bu memurlar, adli sicil kaydı alınarak göreve başlarlar. Eğer böyle bir vahim hata yapılmışsa bu adli sicil kayıtlarını verenler kimlerdir? Bu suçlar göreve başladıktan sonra işlenmişse hangi hukuki işlemler yapılmıştır? Türkiye’de rastgele herkes göreve başlamıyor, bir süreçten geçilerek işe başlanıyor. Burada gerçekten hukuki bir teftiş mi yürütülmeye çalışılıyor, yoksa siyasi bir iklim mi oluşturulmaya çalışılıyor? Eğer siyasi iklim oluşturarak Türkiye’de böylesi teftiş ortaya konmak isteniyorsa o, iktidara da zarar verir. (HABER MERKEZİ)

Evrensel'i Takip Et