CHP’nin programında mücadele yok, sadece sandık var
Mert Akkaya, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Gençlik Buluşmaları" kapsamında Adana'da gençlerle buluşmasına dair düşüncelerini yazdı.
Fotoğraf: Alp Eren Kaya/AA
Mert AKKAYA
Adana
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Gençlik Buluşmaları” kapsamında 22 Aralık Çarşamba günü gençlerle buluştu. 300’e yakın katılımın olduğu buluşmada çoğunluğu hiçbir partiye üye olmayan gençler oluştururken Kılıçdaroğlu tüm soruları cevaplayacağı sözünü vererek mikrofonu gençlere bıraktı. 40’a yakın sorunun sorulduğu buluşmada politikadan ekonomiye, işsizlikten düşük ücretlere pek çok görüş, talep dile getirilirken gençler tarafından CHP’ye getirilen pek çok eleştiri ise dikkat çekti. Eleştirilerin yanında bazı cevaplarda ise alkışların geldiğini de belirtelim.
İlk olarak sağlık çalışanı bir genç alıyor sözü. Öncelikle hiçbir partiye üye olmadığını belirtirken kamu hastanelerindeki taşeron firmalara değiniyor. Taşeron firmalar tarafından ağır çalışma koşullarında düşük ücretler aldıklarını belirtirken bu şartlar altında artık hem kendisinin hem de gençliğin umudunu kaybettiğini belirtiyor. Bir parantez açarak devam edelim. ‘Umudunu kaybetmek’ durumu pek çok genç tarafından da dile getirilmesine rağmen Kılıçdaroğlu ‘Seçimlerde göndermek’ konusunda çok kararlıyken fazlasıyla tozpembe bir tablo çiziyordu. Sağlık çalışanı gence verilen cevapta da bu hissediliyordu: “Zorluklar karşısında daha kararlı daha dirençli olacaksınız. Emeğinin karşılığını tek alamayan sadece sizler de değilsiniz. Mesela ücretli öğretmenler gerçekten çok komik ücretler alıyor. Asgari ücretin altında ücretler alıyorlar ve biz bütün haksızlıkların giderilmesi gerektiğini düşünüyoruz.”
GENÇLİĞİN SİYASETE KATILIMI BİR KOTA SORUNU MU?
Sırada ise siyasi partilere yönelik bir eleştiri geliyordu başka bir genç yönelttiği eleştirisinde “Gençler geleceğimiz diyorsunuz fakat CHP de dahil gençleri dinleyen, onları önemseyen hiçbir siyasi parti yok. Bütün kurumların başında 50-60 yaş üstü insanlar oturuyor. Bizler değil” diyerek gayet açık bir ifade kullandı. Kılıçdaroğlu bu sefer gencin eleştirisinde haklı olabileceğini belirterek partilerinin yüzde 20 gençlik kotasının olduğuna dikkat çekmekle yetindi ve gençliğin sadece gelecek olmadığını aynı zamanda bugün olduğunu söyledi. Etkinlikte yer alan bir genç olarak gençliğin doğrudan politikaya, yönetim organlarına katılımı sorununun yalnızca bir ‘kota’ ile çözülemeyeceği benim de aklımdan ilk geçenlerden olduğunu burada not etmek isterim.
FAİZ YOK UZUN VADELİ ÖDEME VAR
Öğrenim katkı kredilerinin geri ödenmesine ilişkin sorular sıkça geldi. Kılıçdaroğlu’nun bu konuda verdiği cevapların tatmin edici olmadığını söyleyebiliriz. Zira, bu konuya dair ‘hükümet olduklarında’ yapacakları şey oldukça sınırlı. Kılıçdaroğlu, kendileri tarafından yalnızca faizlerin silineceğini, taksitlerin de SGK girişinin ardından makul bir ölçüyle olacağını belirtirken akıllarda yeni sorular da canlanıyor elbette. Üniversite mezunları bu sefer de düşük tutarlarla ömür boyu taksit mi ödeyecek?
ÜNİVERSİTELER NE OLACAK?
Kılıçdaroğlu üniversitelerin bilimsel içeriğini önemsediklerini belirtiyor. Buluşmada ise “Üniversite bilgi üretecek. Eğer üniversiteye yasaklar getirirseniz, görüşünü açıkladı diye barış akademisyenlerini üniversiteden atarsanız o üniversite, üniversite olmaktan çıkar. Üniversite beğenelim ya da beğenmeyelim her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı mekanlardır. O nedenle YÖK’ü kaldıracağız. Üniversitelere bilimsel özerklik, idari özerklik ve mali özerklik getireceğiz” diyen Kılıçdaroğlu, bunun yanında Boğaziçi eylemlerinde öğrencilere destek vermedikleri gerekçesiyle eleştirilere maruz kaldı. “Erdoğan’ın en büyük isteği bizim sokağa çıkıp camı çerçeveyi indirmemiz. OHAL ilan edebilmek için bir fırsat arıyor. Bu konuda sandığa kadar sabredeceksiniz. Göreceksiniz her şey değişecek.” Kılıçdaroğlu, aynı şekilde halkın ‘Geçinemiyoruz’ eylemlerine sokakta destek vermemelerini de bu nedene bağladı. Gençliğin talepleri için sokağı ‘tehlikeli’ bulan bir politik örgütün kendilerinin ‘sandık’ gibi bir ayağı aksak bir çağrısına gençlerin cevap vermemesi tesadüf olabilir mi?
TORPİLİ KALDIRMAYA BÜYÜK DESTEK
Çukurova Üniversitesi Psikolojik Danışman ve Rehberlik Bölümünden henüz yeni mezun olmuş birisi söz alarak sorunlarını anlatmaya başlamasıyla atanma, liyakat, torpil gibi konular gündeme geliyor. Söz alan genç, ciddi oranda atanma problemleri olduğunu, özel sektörde ücretli öğretmen olarak sömürülmeye maruz bırakıldıklarını belirtiyor. Kılıçdaroğlu ise bu soruya cevap verdiği sırada Öğretmenler Meslek Kanunu gibi çözüm önerilerini anlatırken hükümete yönelik en büyük eleştiriler arasında olan torpili sert sözlerle eleştirmesi ise gençler tarafından alkışla karşılandı. Bu alkış gençliğin kurumlardaki torpillerden, insan kayırmalardan ne kadar bıktığını gözler önüne seriyor.
TÜSİAD’A BİR ELEŞTİRİ YOK
AKP hükümeti ile birlikte ‘ihale canavarlarına’ dönüşen ve kamuoyu tarafından “Beşli Çete” olarak bilinen sermaye gruplarına dair CHP’nin ne yapacağı da merak konusu oldu. Kılıçdaroğlu bu konuda verdiği cevapta TÜSİAD’la ilgili soruyu pas geçti. Kılıçdaroğlu, dolarla yapılan anlaşmaları, yap-işlet-devret projelerini şirketlerin kârını karşılayarak kamulaştıracaklarını ifade etti ancak şirketlerin kârlarının aslında kimin cebinden çıktığı da yeni bir soruyu doğurmuş oldu.
MİLLİYETÇİ POLİTİKALARDA ISRAR
Özellikle mülteci sorununda Kılıçdaroğlu’nun “(hükümet olunca) En geç iki yıl içerisinde Suriyeli kardeşlerimizi Suriye’ye geri göndereceğiz.” söyleminin hemen ardından büyük bir alkışın gelmesi gençlik içerisinde bu konu etrafında vücut bulan milliyetçiliğin etkisine bir örnekti. Bunların yanında ırkçı çıkışları ve uygulamalarıyla ortaya çıkan CHP’li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan da genç bir avukatın sorusuna konuk oldu. Avukat, sorduğu soruda ‘Irkçılık yapmadığını ifade eden’ Kılıçdaroğlu’na Tanju Özcan’a parti içerisinde neden bir yaptırım uygulanmadığını sordu. Etkinlik başında tüm soruları cevaplayacağını söyleyen Kılıçdaroğlu bu soruda da pas hakkını kullandı.
CHP İÇİN SOKAK BİR SEÇENEK DEĞİL
İstanbul Sözleşmesi’ne dair nasıl tutumlar alınacağı, kadın siyasetçi sayısının nasıl artacağı, kadın muhtarlar için neler yapılacağı özellikle genç kadınlar tarafından dile getirildi. Kılıçdaroğlu ise, “İstanbul Sözleşmesi’ni ilk bir hafta içinde yürürlüğe koyacağız” diye belirtirken, 306 kadın örgütüyle konuşulduğunu belirtti. Ayrıca parlamentoya bir kanun teklifi verdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Kadın-erkek eşit bir şekilde parlamentoya katılsın diye kanun teklifi verdik fakat AKP-MHP oylarıyla reddedildi” dedi.