28 Aralık 2021 23:24
Son Güncellenme Tarihi: 31 Aralık 2021 09:06

Gazetecilerin 2021'i: Sansür, şiddet, yargılama, engelleme, ceza…

2021 gazeteciler için baskı dolu bir yıl oldu. Gazeteciler yaptıkları haberlerden dolayı yine yargılanırken, alanda da polis engelleriyle karşılaştılar.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Gözde TÜZER
İstanbul

2021 gazeteciler için yine baskı ve sansür yılı oldu. Bu yıl da gazetecilere uygulanan kaba kuvvet, sansür, engelleme ve yargılamalar devam etti. Bu yıl gazeteciler arasında en çok Emniyetin “polisler çekmeyin” genelgesi, RTÜK ve Basın İlan Kurumu cezaları, Sedat Peker’in açıklamaları, Basın kartları sorunu, gazetecilere şiddet, Türkiye’nin en büyük orman yangınları yaşanırken “göstermeyin” uyarıları, tutuklu gazeteciler, sosyal medya düzenlemesi ve fon tartışmaları konuşuldu.

EMNİYET GENELGESİ

Emniyet Genel Müdürlüğü, 27 Nisan’da yayımladığı genelge ile kolluk personelinden kamusal alanda görevlerini yaparken ses ve görüntü kaydı alanların engellenmesini istedi. Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş’ın imzasıyla yayımlanan genelgede, polisleri kaydeden kişilerin engellenmesi ses ve görüntü kaydı alınmasının engellenmesi istenildi. Genelge yayımlanır yayımlanmaz da 1 Mayıs eylemlerini görüntüleyen gazeteciler, polis tarafından engellendi. Emniyetin yayımladığı genelge gerekçe olarak gösterildi. Polisler, gazetecilerin telefonlarını yere atarak görüntüleri silmeye çalıştı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 2 gün sonra açıklama yapabildi. “Emniyet genelgesi Anayasa’ya aykırı değil” diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu katıldığı  CNN Türk canlı yayınında “Genelge İçişleri Bakanlığının değil, Emniyet Genel Müdürlüğünün genelgesidir. Bu basın özgürlüğünü engellemez. Basın çekme özgürlüğüne sahiptir ve çeker” açıklaması yapsa da 1 Mayıs’ta gazetecilerin engellenmesine dair bir yorum yapmadı.

Emniyetin genelgesine tepki yağdı. Basın ve meslek örgütlerinden, siyasi partilere kadar pek çok kurum kuruluş açıklama yayınlayarak genelgenin basın ve ifade özgürlüğüne engel olacağını ifade ettiler.

11 Kasım’da ise Danıştay 10. Dairesi, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün polislerin görüntülerinin alınmasını yasaklayan genelgesine "dur" dedi. Karar oybirliğiyle alındı. Söz konusu genelgenin haberleşme ve basın hürriyetini kısıtladığı vurgulanarak, temel hak ve hürriyetlerin sadece kanunla sınırlandırılabileceği belirtildi.

BASIN İLAN KURUMU

RTÜK televizyon kanallarına ceza vermeye doyamazken, yazılı basına ceza verme görevi ise Basın İlan Kurumu’nundu. Kurum bu yılda iktidarın politikalarını eleştiren haberler nedeniyle pek çok gazeteye ceza verdi. 2020’de 416 milyon 182 bin TL tutarında ilan ve reklam dağıtan Basın İlan Kurumu’nun (BİK) resmi ilanların yüzde 78’ini iktidar yanlısı basına aktardığı ortaya çıkmıştı. Gazetelere verilen ilan kesme cezaları 2020’de yüzde 150 artış göstermiş, ulusal gazetelere verilen cezaların yüzde 97'si Evrensel, BirGün, Cumhuriyet, Korkusuz ve Sözcü'ye kesilmişti. Durum 2021’de de pek değişmedi.

Kurum daha 2021’in ilk günlerinde gazetemiz Evrensel’e ceza verdi. Bu yıl BİK’in Evrensel’e verdiği cezalar ise şöyle:

  • 1 Mayıs 2020’de ‘Cumhuriyet kaçak villa haberi nedeniyle ifadeye çağırıldı’ başlığıyla yayınlanan haber nedeniyle 12 Ocak 2021’de 3 gün
  • 31 Mart 2021’de Boğaziçi Üniversitesinde rektör atamasına karşı çıkan öğrencilerin eylemine dair haberimizde geçen ‘saldırı’ ifadesi üzerine 5 gün
  • 14 Mart 2021’de Ceren Sözeri’nin “Vatan destan yazmış halk nefes alamıyor” köşe yazısında geçen ‘saldırı’ ifadesi nedeniyle 18 Mayıs 2021’de 5 gün.

BİK, böylece zaten Eylül 2019’dan beri ilan vermediği gazetemize bu cezalarla beraber toplam 103 günlük ceza vermiş oldu.

Bu yıl Basın İlan Kurumu lüks harcamalarıyla da gündeme geldi. 10 Ekim’de ortaya çıktı ki, Cumhurbaşkanının tasarruf genelgesi yayımladığı, eşi Emine Erdoğan’ın ‘Porsiyonları küçültün’ çağrısı yaptığı dönemde Basın İlan Kurumu yöneticileri Antalya Hilton’da 4 günlük lüks toplantı yapmıştı.

SEDAT PEKER

2021 Organize Suç Örgütü Lideri Sedat Peker’in açıklamaları gündeme bomba gibi düştü. Uyuşturucu baronları iddiaları, ölüm listeleri, geçmiş hesaplaşmalar derken, gazeteciler de bundan payına düşeni aldı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile organize suç örgütü lideri Sedat Peker arasında “Aracılık yaptıysam namussuzum, şerefsizim, haysiyetsizim, alçağım” diyen ve daha sonra Sedat Peker’in telefon görüşmelerini ifşa ettiği Hadi Özışık, gelişmelerin ardından tuzağa düşürüldüğünü savunmuştu.

Sedat Peker; Korkut Eken'in kendisinden Adalı için tetikçi istediğini ve kendisinin de Eken'e kardeşi Atilla Peker'i önerdiğini, Eken'in Atilla Peker'le Kıbrıs'a gittiğini ancak Kıbrıs'ta denk gelemedikleri için Adalı'yı öldürmeden döndüklerini iddia etti.

Peker Uğur Mumcu cinayetiyle ilgili ise “Uğur Mumcu şehit ediliyor olay yerine ilk gelen kim? Saldırıdan sonra olay yerine ilk giden Mehmet Ağar’dır” dedi.

Peker; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Sezgin Baran Korkmaz’ın arasını bulmak için Veyis Ateş'in, Sezgin Baran Korkmaz’dan para istediğini öne sürmüştü.

BASIN KARTLARI

Yıllardır, gazetecilerin sarı basın kartları iptal edilirken, İletişim Başkanlığının kararıyla turkuvaz kart da verilmiyor. Gazeteciler hem haber takip ederken sorun yaşıyor, hem de basın kartı olmadığı için yıpranma payından yararlanamıyor.

21 Mayıs’ta AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan imzasıyla Basın Kartı Yönetmeliği değişti. Yönetmeliğe kart verme ve iptal etmede keyfiliği artırabilecek yoruma açık maddeler eklendi. Ancak yönetmelik Danıştay’dan döndü. Danıştay 17 Aralık 2021’de Basın Kartı Yönetmeliğine karşı açılan davada, “İletişim Başkanlığının yetkisinin kart vermekle sınırlı olduğu; kartın kimlere verileceği, hangi hâllerde basın kartının iptali gerekeceğinin belirlenmesi konusunda yetkisinin olmadığı” gerekçesiyle yürütmeyi durdurdu.

Sorun bununla çözülmedi. Gazeteciler engellenmeye devam edildi. Son olarak 7 Aralık’ta Kobanê davasını takip etmek isteyen gazeteciler, turkuaz basın kartları olmadığı gerekçesi ile salona alınmadı.

Engellemelerle beraber haklar da kısıtlandı. Yıpranma payından yararlanmak için basın kartı olması şartı bu sene de devam etti. Konu TBMM’ye de taşındı. CHP'li Ömer Fethi Gürer'in basın kartı sahibi olmayan gazetecilerin yıpranma payı hakkından faydalanması talebine olumlu yanıt vermeyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, pek çok soruyu yanıtsız bıraktı.

Basın meslek örgütleri ise yıllardır basın kartlarını meslek örgütlerinin vermesi gerektiğinin altını çiziyor.

ŞİDDET  

Emniyet genelgesi ve basın kartları sorunuyla beraber bu sene gazeteciler ciddi engellemelerle karşı karşıya kaldılar. Gazeteciler bu yıl eylemleri takip ederken polisler tarafından darp edildi, plastik mermiyle hedef alındı, kaba şiddete maruz kaldı. Dikkat çekenler ise şöyle oldu:

  • Onur Haftası etkinlikleri kapsamında yapılan yürüyüşü takip ederken Taksim’de polisin şiddetine uğrayan AFP Muhabiri Bülent Kılıç “Nefes alamıyorum” diye bağırmıştı. Kılıç o anları “20 yıllık gazetecilik hayatımda ilk defa öldürüleceğimi hissettim. Eskiden Metin’i (Göktepe) kapalı spor salonunda bizi aleni dövüyorlar öldürmeye çalışıyorlar. Yani ülkede cehaletin cesareti hiçbir zaman eksilmedi. Cehaletin ve kötülüğün cesareti hala ortada” diyerek anlatmıştı. Kılıç’ın yaşadıklarından sonra Türkiye Gazeteciler Sendikası, pek çok şehirde alana çıkmış ve “Nefes alamıyoruz” eylemleri gerçekleştirmişti.
  • 22 Temmuz’da Kadıköy’de gerçekleştirilen Suruç anmasında, 8 gazeteci polisin plastik mermisine, biber gazına ve fiziksel şiddetine maruz kaldı. Gazeteciler “Gazetecilik suç değildir ve bizler gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Gazetecilere şiddet uygulanmasını kanıksamayacağız, asla kabul etmeyeceğiz!” dedi.
  • Ankara'daki 10 Ekim Katliamı anması sırasında polis Tamer Arda Erşin’i “Seni dörde bölerim” diye tehdit etti. Erşin, “Ankara’da bu durum artık kronikleşti, haber takip edemez duruma geldik” dedi.

SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ

Sosyal medya iktidarın yıllardır gündeminde.  2020’nin Eylül ayında bir düzenleme gelmişti. Ancak hükümete bu yeterli olmamış ki, yeni bir düzenlemenin sinyalleri yaz boyunca verildi. Hatta kulislerde içeriğine dair bilgiler bile vardı.  

Henüz Eylül ayında, Ekim’de Meclise sunulması beklenen yasa tasarısının yalan haberlerin önüne geçileceği iddia edildi. Düzenlemenin sansürü artırmasından endişe edilmişti. Ancak o günden beri yasa dair bir adım atılmadı. Fakat sosyal medya hükümetin gündeminden hiç düşmedi.

Son olarak 11 Aralık’ta Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi'nde sosyal medyayı hedef alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sosyal medya, demokrasi için ana tehdit. Dezenformasyon sadece bir milli güvenlik meselesi olmanın ötesine geçerek, küresel bir güvenlik sorunu halini almıştır" demişti. Hemen ardından 13 Aralık’ta ise sokak röportajı yapan 3 YouTuber hakkında ev hapsi kararı alınmıştı. CHP'li Levent Gök’ün sorusu ise manidardı: "Erdoğan’ın tehdidi sonrası gözaltılar tesadüf müdür?"

TUTUKLU GAZETECİLER

Gazeteciler bu yıl da haber yapmak için değil, yaptıkları haberler, çektikleri fotoğraflar ya da yazdıkları yazılar nedeniyle adliye koridorlarındaydı. Cezaevindeki gazeteci ve medya çalışanı sayısı bu yıl Türkiye Gazeteciler Sendikası verilerine göre 34 olarak açıklandı. TGS “Türkiye’de gazeteciler yazdıkları veya söyledikleri nedeniyle cezaevinde tutuluyor. Gazeteciler özgürlüğünü yitirirken toplumumuz haber alma hakkını, ülkemiz de demokrasisini kaybediyor. Tutuklu ve hükümlü tüm meslektaşlarımız serbest bırakılmalı. Çünkü gazetecilik suç değildir.” diyor.

FON TARTIŞMALARI

2021 başından beri tartışılan bir diğer konu da gazetelerin ya da internet haber sitelerinin aldığı fonlar oldu. Pek çok kurum fon konusunda okuyucu ve izleyicisine açık bir şekilde aldığı fonları duyururken, 22 Temmuz’da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun “Yabancı devletlerin veya kuruluşların fonlarıyla ülkemizde faaliyet gösteren medya kuruluşlarına yönelik bir düzenleme ihtiyacı olduğu açıktır” demişti.

RTÜK KANALLARA CEZA YAĞDIRDI

Bu yıl en büyük tartışmaları yine RTÜK kararları oldu. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu hemen hemen iktidara eleştiri sunan hemen hemen tüm kanallara cezalar yağdırdı. CHP’li RTÜK Üyesi İlhan Taşçı Twitter hesabından yaptığı paylaşımında, RTÜK’ün yıl sonu karnesini açıkladı. Twitter hesabından tabloyu paylaşan Taşcı, “RTÜK, 2021 yılında sıfır çekti! İktidarı eleştiren kanallara 21 milyon 500 bin lira tutan 71 ceza verilirken, öven kanallar 100 bin şikayete rağmen hiç ceza almadı! 800 personel yalnızca 4 kanalı izliyor! Liyakatsizliğin, adaletsizliğin, keyfiliğin ve ayrımcılığın tablosu” ifadesini kullandı.

Birkaç örnek ise şöyle:

  • 27 Ekim’de Halk TV'ye TÜGVA'yı küçük düşürdüğü gerekçesiyle ceza verdi.
  • 6 Ekim’de, Başak Demirtaş'ın sözleri ve açıklamalarını gerekçe göstererek Fox TV hakkında inceleme başlattı.
  • 13 Ağustos’ta RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, sel felaketine ilişkin "Değerli medya kuruluşlarından doğru haber vermelerini ve dezenformasyondan kaçınmalarını rica ediyoruz" dedi.
  • 15 Aralık’ta ise Exxen’de yayınlanan “Konuşanlar” programına “küfür ve argo ifadelerin kullanıldığı” gerekçesiyle ceza verildi.
  • Tele 1'in 'Demokrasi Arenası' programında CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki “diktatör” nitelemesi nedeniyle "Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik yine eleştiri sınırlarını aşan ifadelerin kullanıldığı" iddiasıyla ceza verildi.

YANGINLAR

Türkiye tüm tarihinin en büyük orman yangınlarıyla geçtiğimiz yıl karşılaştı. Manavgat’ta başlayan yangınlarda 15’i büyük olmak üzere toplam 299 orman yangını bildirildi. Marmaris, Bodrum, Antalya, Muğla ve pek çok şehirdeki ormanlar günlerce yandı. Gazeteciler de haliyle yangının hemen yanındaydı. Ancak ilk günden itibaren engellemeler başladı.

3 Ağustos’ta Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, orman yangınlarıyla ilgili haberlerde sadece yanan yerlerin ekrana taşınması halinde haber kanallarına ceza uygulayacağını duyurdu, söndürülen yerlerin verilmesini istedi. RTÜK'ün CHP'li üyesi İlhan Taşçı, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in özel hat üzerinden Türkiye'deki yayıncıları tehdit ettiğini belirterek uygulamaya tepki gösterdi.

5 Ağustos’ta Halk TV'nin Muğla İçmeler'deki canlı yayını sırasında yayına girmeye çalışan bir güruh, yayının kesilmesinin ardından ekibe saldırdı. Gözaltına alınan 5 kişi ise ertesi gün serbest bırakıldı.

6 Ağustos’ta ise gazetecilere akreditasyon engeli yaşandı. Yangın bölgesinde haber takibi yapan Evrensel, FOX, Halk TV ve Reuters muhabirleri yangın bölgesine alınmadı.

ÖNCEKİ HABER

Roboskî’de katledilenler anıldı: Roboskî’ye adalet gelmeden yas bitmez

SONRAKİ HABER

CHP’li İlgezdi’den İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğünde Kovid-19 ihmali tepkisi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa