Devlet konu öğrenciler olunca tefeci görevi üstleniyor!
Her fırsatta egemen sınıfın haklarını koruyan devlet konu öğrenciler olunca adeta bir tefeci görevi üstleniyor.
Kaynak: JR Korpa/ Unsplash
Hacettepe Üniversitesinden bir öğrenci
Geçtiğimiz günlerde KYK burs miktarı belli oldu. 200 liralık zam her ne kadar önceki senelerden daha fazla zam yaptık şeklinde lanse edilse de her şeyin fazlasıyla pahalı olması bu zammı direkt eritiyor. KYK’nin güncel miktarını bile hesapladığımızda temel ihtiyaçlarımızı karşılamaya yetmiyor. Bazılarımızın okurken çalışmak zorunda kaldığı, bazılarımızın doymak için yemekhanede fazlasıyla ekmek yediği bu koşullarda 850 liranın 450-480 lirası direkt yurt ücretlerine gidiyor zaten. Barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamadığımız bir durum söz konusu.
Biz öğrencilerin devletle olan ilişki modeli ticari olmamalıdır, eğitim gören milyonlar yaşamını ve mevcut eğitimini sürdürebilmesi için belli temel ihtiyaçları var bunların karşılanamadığı bir durum hak gaspının ta kendisidir. Bizlerin yaşamsal ve eğitim faaliyetlerini karşılayacak gücünün olmaması aslında bu gücün birileri tarafından alıkonulduğunu gösteriyor çünkü bu temel bir ihtiyaç. Hal böyleyken birileri bizim temel ihtiyacımızı elimizden alıp bunu bize pazarlama derdinde. Bu olay tam olarak şöyle oluyor: Gittikçe zorlaşan ve pahalılaşan yaşam koşullarında öğrencilere öğrenim kredisi altında verilen ve kesinlikle temel ihtiyaçlarının tümünün karşılanmasına yetmeyen bir nevi borç diyebileceğimiz bu ücret mezun olup gittikçe acımasız bir hâl alan ve belirginleşen sömürü düzeninde hayatta kalabilmek adına emeğini satmak zorunda olan bu insanlardan faiziyle birlikte geri alınıyor. Her fırsatta egemen sınıfın haklarını koruyan devlet konu öğrenciler olunca adeta bir tefeci görevi üstleniyor. Yaşanan bu hak gaspı bir an önce son bulmalı. Temel bir ihtiyaç olan eğitim ilerici ve ulaşılabilir olmalı. Tabii biliyoruz ki mevcut düzende her şey sınıfsal olduğu gibi eğitim de sınıfsal. Artık bu sınıfsallık gizlenemez, üstü örtülemez ve yaşanamaz bir hal aldı insanca bir yaşam eşit ve ilerici bir eğitimin mevcut düzende kendiliğinden gelişmesi imkânsız görünüyor. Bu taleplerimizin yerine gelmesini istiyorsak karşı sınıfla ve onun işbirlikçileri ile uzlaşmak yerine bu kişilerle mücadele etmemiz gerekiyor. Ancak ve ancak bu şekilde yaşanılabilir bir toplum inşa edilebilir.